Merhaba ben Mihlal Taşkın.(edit kendi adı)18 yaşındayım. 18 yıldır hayata tutunmaya çalışıyorum. Niye mi? Çünkü inanın annesiz babasız bu hayat çok zor. Yokluklarını her an fark ediyorum. Ve bu canımı yakıyor. 2yıl önce onları trafik kazasında kaybettim. Onun dışında hayatta önem verdiğim iki insan var. Emre ve Ahsen. Onlar benim çocukluk arkadaşlarım. Onların anne ve babası ortaklar. İş nedeniyle yurtdışındalar. Sabah güneş ışıklarının gözüme hücum etmesiyle uyandım. Aklıma annemin beni öprek uyandırması geldi. Babamın ben mini etek giydiğimde kızdıgı hali geldi. Daha fazla anılarımı hatırlamamak için yataktan kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Alışverişe gidecektim. Annem ve babamın işi nedeniyle bana para geliyordu. Ahsene de haber verdim. Onunla orada bulaşacaktık. Hemen dolabıma yöneldim. Deri taytımı ve bol bir kazak giydim,şapkamıda taktım. Kar yağıyordu. Karı severdim. Aklıma anılarım geldi. Ağlamamak için hızlıca evden çıktım. Avm evime yakındı. Yüreyerek 15dk da vardım. Ahsenle birazcık gezdik. Bir şeyler içmek için kafeye oturduk. Bu arada Ahseninde Emreninde sevgilisi vardı. Yani birtek ben saptım ama umrumdada değildi. Ahsen bana sürekli sevgili ayarlamaya çalışıyordu. Ve yine sevgili konusunu açmıştı. Bıkkın ve sakin olmaya çalışarak konustum.
-Ahsen yeter artık. Rahat bırak beni ya. Hem sevgili istemiyorum ki ben. Hem sen Egemen'i çok boşladın yakındır kızlara bakması.
Bunu diyince Ahsen teleşlandı. O böyleydi işte herkeson dediğine inanır. Senaryolar kurardı o küçük masum kalbinde.
-Ayy haklısın galiba. Ben en iyisi Egemen'i eve çağırayım. Film falan izleriz.
Bunu diyerek hızlıca avm yi terk etti. Bende 15dk sonra arkasından avm den çıktım. Saate baktım.20.00 dı. Yürüyerek gitmek istedim. 15dk sonra bizim sokaktaydım. Acayip karanlıktı. Hızlıca evimin bahçesine girmek isterken bir mendil ağzıma kapandı sonrası karanlık.
*****************************************
Agır bir baş ağrısıyla uyanmaya çalıstım. Ama güneş ışıkları bunu zorlaştırıyordu. Sonunda başarılı olup gözlerimk araladım. En son kaçırılmıştım! Acaba neredeydim? Ayağı kalkmaya çalışarak hareket ettim. Kapıya yaklaştım. Ve kulpu asaıya indirdim. Etrafı inceledim kendi evimde biraz daha büyüktü. Merdivenlerden giriş kapısı diya tahmin ettiğim yere gittim. Sasırmıştım çünkü anahtar uzerindeydi. Ne yani beni kacıran bu kadar mı düşüncesizdi? Tam anahtarı çevirecekken arkamdan bir ses duydum ve bu kaskatı kesilmeme neden oldu.
-Ne o bu kadar erken mi gidiyorsun?
Arkama bakmaya korkuyordum. Ürkekçe arkama baktım.
-Sen kimsin? Sinsice sırıtarak cevap verdi.
-Ben Poyraz Soykan. Sende bundan sonra benim yardımcımsın.Anlamayarak ona baktım.
-Anlamadım. İç çekerek cevap verdi.
-Farkettiysen ben balalı bir tipim. Ve oldukca düşmanım var. Sende benim onları haklamama yardım edeceksin. İstersen bir anlaşma yapalım.
Merak etmiştim.
-Ne anlaşması?
-Sen benim dediklerimi yap bende sana eskk hayatını ve özgürlüğünü vereyim. Kabul mu?
Ya benden birisini öldürmemi isterse. Asla yapmam.
- Peki dediklerini yapmazsam ne olur.-Her dediğimi yapmadıgında ceza cekeceksin. Bu cezalar fiziksel yönde olcak. Kabul etmelimiydim. Ah tabikide etmeliydim. Ölmek istemiyordum.
-Pekala kabul ediyorum. Bu cevabıma memnun olmuşcasına sırittı.
-Aferin Mihlal. Şimdi uyandiğın odaya git. Burada kaldığın surece orasi senin odan. Bir saate hazır ol ilk görevin başlıyor. Bu arada seksi olmaya calis tabi ne kadar olabilirsen. Sinirli bir sekilde hızlıca şuanlık olan odama çıkıp dolama yöneldim. Mini altın sarısı elbiseyi giydim. Saçlarıma maşa yaptım
Bu arada Poyraz sabırsızca:
-Hadi be Mihlal. Diye bağırdı. Hızlıca aşağıya indim. Poyraz geldigim an kolumu koparırcasına beni disari cıkardı. Hızlica araba itti. Ve aynı hızla arabayı sürmeye başladı. 15dk sonra Ankarada hiç böyle görmedigim bir bara gelmistik. Evet barlara arada sırada giderdik ama bu kadar kötü bir bar görmemistim. Poyraz 'ın indigini gordum. Bende arabadan indim. Pouraz beni belimden titarak ilerledi. Sankk beni korumak istercesine. Barın kapısındaki 2 adam başlatıyla Poyraz'ı selamladilar. Ne yani onu tanıyolarmıydı? Ah tabi ki tanıyolardı. Böyle bir psikopatı kim tanımaz ki! Bara girdigim an kusacağımı hissettim. İçki ve ter kokusu birbirlerine karışmışlardı. Poyraz bana bakarak:
-İlk görevini görüyor musun? Eliyle gösterdigi yere baktım. En arka masalarda oturmuş genç biriydi.
-Evet. Diyrek cevapladım onu.
-O zaman ilk görevine merhaba de. Senden istediğim Gökhanı ayartıp onu bir ozel odaya sokman ufaklık. Merak etme ben seni izleyeceğim. Son olarakta sakın sana dokuasına izin verme.
Ufaklık mı ? Neyse şimdi buna takılamayacaktım.Tamam. diyrek yanıtladım onu. Korkarak Poyraz'ın yanından ayrılarak ilk görevimin yanina gittim. Gökhana yaklaşmıstim. Beni fark etmisti.
-Merhaba. diyrek başladım planima.
-Merhaba güzellik. Bu ne bicim adamdı hemen yavsadı. Zorla ona şöyle dedim:
Eğlenceli bir seyler yapabiliriz diye düsünmüştüm. Bu soruma sevinçle cevap verdi.
-Tabiki bebegim. Yanagimi oksadı. Sanırım kusacaktim. Bu sırada dikkatimi Poyraz cekti. Kızgınlikla bize bakıyordu. Acaba aralarında ne olmuştu ki? O sırada Göhkan beni ayagı kaldırdı. Beni özel oda diye tahmin ettigim yere getirmisti. Odaya bakma fırsatı bulamadım çünkü her şey 1dk da olmuştu. Gökhan'ın beni öpmeye çalışması, Poyraz'ın onu öldürüye dövmesi her sey bir dakika da olmuştu. Sonrasın da Poyraz memnun olmuşçasına konuştu:
-Açıkcası beni şaşırttın ufaklık. İlk görevde tökezleyeceğini düşünmüştüm. Aferin.
Açıkçası sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Ama en azından Poyraz bana zarar vermeyecekti. Şimdilik.