İki gün tamı tamına iki gün geçmişti, burada takılalı iki gün oluyordu. Gökhan'ın Ahsen ile beni kaçırmasından iki gün geçmişti. Burası tımarhaneden daha da beterdi, çok açtık. Doğru düzgün beslenememiştik. Ahsen'in durumu benden daha kötüydü çünkü onun bünyesi benden çok daha zayıftı. Ahsen'in suratından okunuyordu suratındaki sanki bütün kanlar çekilmiş gibi bir hali vardı. Burada uyumaktan başka bir şey yapamıyorduk ölecektik böyle giderse. Ahsen uyuyordu. Kendimden nefret ediyordum Poyrazdan da nefret ediyordum. Beni ve Ahsen'i bu duruma düşürdüğü için ondan nefret ediyordum. Emreyi deli gibi merak ediyorduk. Ben düşüncelerim ile boğulurken kapı büyük bir gıcırtı ile açıldı içeri pis sırıtışı ile Gökhan girdi. İlk Ahsen'i baktı suratını buruşturdu sonra bana baktı ve mumnun olmuşçasına sırıttı. Ahsen'e doğru ilerledi hızlıca yerimden kalkıp ona engel olmaya çalıştım bağırarak "Ona dokunma" diyerek direttim. Bu sırada Ahsen uyanmıştı hızlıca Gökhan'ı itti. Gökhan etkilenmişçesine gözlerini büyütüp hayranca bize baktı daha sonra " Vay vay şunlara bak" diyerek bana yaklaştı Ahsen ise duygusuzca bize bakıyordu. Gökhan bana yaklaşıp eline saçlarımın arasına daldırıp koparırcasına çekti. Gözlerim buğulandı ama ağlamayacaktım tiz bir çığlık çıktı dudaklarımdan. Ahsen bana yardım etmek istiyordu ama aç kaldığımızdan çok güçsüzdü. O sırada Gökhan kapıdaki adamlarına "Ahsen'i yollayın." dedi. Ahsen bana bakıyordu korkarak özür dileyerek baktım ona o ise önemli değil der gibi baktı bana. Ahsen'i götürdüler Gökhan bana bakarak "Korkma o masum kıza bir şey yapmayacağım ama bu sana bir şey yapmayacağım anlamına gelmez" diyerek saçlarıma asıldı. gözlerimdeki yaşlara hakim olamıyordum canım yanıyordu. "Söylesene Mihlal neden Poyraz ile iş birliği yapıyorsun?" sorusu ile ne cevap vereceğimi şaşırdım beni kaçırdı kurtulmak için demeyecektim herhalde. Ben cevap vermeyince sinirlenmiş olacak ki duvara yumruk attı. Ben de onun için can alıcı soruyu sordum. "Bence evleneceğin kızın Poyrazda gözü olup olmadığını bilmeliydin." Gökhan bana öyle bir baktı ki birazdan bir panter gibi üzerime atlarsa şaşırmazdım. Sinirlerini yatıştırmaya çalışarak kouştu "Sen bunu nereden biliyorsun?" Ben daha cevabımı veremeden eline bir bıçak almıştı. Kekeleyerek N-ne yapıyorsun?" dedim ama beni duymamış olcak ki hızla üstüme gelmeye başladı. "Seni daha acı bir yol ile öldüreceğim." Eline silah aldı ve kafama doğru yöneltti. " Görüşürüz bebeğim." Hızla başımı kollarımın arasından kaldırdım kabus görmüştüm. Bir dakika Ahsen neredeydi ? Ayağı kalkıp beni tıktıkları odanın kapısına vurdum. Bir yandan da bağırıyordum ama açan olmadı. Neredeydi bunlar? Buradan kaçacaktım evet bunu yapacaktım. Kapıyı açmayı denedim oldukça şaşkındım çünkü kapı açılmıştı. Hemen kendimi dışarı attım. Büyük depodan çıktım inanmıyordum gerçekten iki gün hapis olduğum depodan bir dakikada çıkmıştım. Ana yola baktım ve bir taksi geçiyordu gerçekten şansım geri gelmişti hemen taksiye binip adresi verdi. Kısa süre sonra varmıştık. Evin zilini çaldım açan hayatımın nefreti adamdı ama beni görünce sıkıca sarılmıştı. Beni hızlıca içeri alıp hesap sormuştu ona her şeyi anlattım ve ona Ahsen ve Emreyi sordum iyi oldukları söyledi. Aslında ben en korkutan şey ise en son Poyraz'ın ağzından dökülen o kelimeydi " Gökhan'ın eski karısını ziyaret etme vakti geldi."
Herkese merhaba arkadaşları öncelikle bölüm hiç içime sinmedi ama geç olmasın diye bölüm ekledim ve bölümün kısalığından özür dilerim anca zaman buldum umarım beğenirsiniz.