Little Mix. İngiltere'nin en başarılı kız grubudur. Birbirlerini ve ünlerini ilk olarak 2011 - The XFactor'de buldular. Beş yıl sonra onlar güçlendiler ve dünya çapında büyük başarılar elde ettiler. İngiltere'de platinum (gümüş) albüm satışıyla ve...
Perrie: Kulüplerde çalıyor olmama ve geri dönüş almaktan zevk almama rağmen, iş kendi başıma performans sergilemeye geldiğinde hala kendime güvenmiyordum. Okuldan sonra tiyatro öğretmeni olacağımı düşünerek sahne sanatları okumak için Newcastle Koleji'ne gitmiştim. Hâlâ seçmelerden korkuyordum ama annemin beni zorladığı ve benim sürekli yapmak istemediğimi söylediğim zamanlar bir etki yaratmış olmalı ki üniversitede bir varyete şovu için seçme yapıyorlardı ve ben kendi isteğimle katılmıştım. Sadece sınıf öğretmenim Steve Halliday'in önünde şarkı söylemem gerekecekti ve onun beni sert bir şekilde yargılamayacağını da biliyordum. Katıldığım tüm partlara da seçilmiştim üstelik! Annem de 'Bu sana bir şey ispatlamıyor mu?' diyip duruyordu.
Benim için The X Factor'e başvuran annemdi. Sürekli bu işten sıyrılmaya çalıştığımı hatırlıyorum, insanların bana güleceğini düşünüyordum ama annem kazanacağımı söylüyordu. Ben de ona taraflı yaklaştığını söylüyordum.
Normalde Newcastle'da seçmelere girmem gerekiyordu ama duyurudan bir gece önce iptal edilmişti. Şükürler olsun ki! Sabahın dördünde annem odama biraz kahvaltılıkla girip kalkmamı ve hazırlanmamı söylemişti, Glasgow'a seçmelere gidiyorduk. 'Hayır, bu gerçekleşmiyor.' diye düşünüyordum. Annem bir çanta topladı ve beni arabaya doğru sürükledi. Gitmek istemediğimi söyleyip duruyordum ve o da 'Hayatımda senin için yapabileceğim her şeyi yaptım lütfen sen de benim için tek bir şey yap.' dedi.
Doğal olarak beni suçlu hissettirdi!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jürilerden 'hayır' alacağıma ve eleneceğime kendimi ikna etmiştim. Elemelerde Beyonce'un 'Ave Maria' ve Alanis Morissette'nin 'You Oughta Know' şarkılarını söyledim ve çok fazla titrediğim için sesim Larry the Lamb gibi çıkmıştı. Daha önce de gerildiğim olmuştu ama hiç böylesi olmadı. Bir sonraki aşamaya geçtiğimde buna inanamamıştım. Jürileri o zaman görebileceğimi düşünmüştüm ama daha dört etap vardı.
Bir sonraki seçmelerimde babam, abim ve büyükannem de geldi. Hippi tarzında bir elbise giydim, küçük bir altın çantam vardı ve bir odaya girip birkaç prodüksiyon çalışanının önünde şarkı söylemek zorunda kaldım. Ne zaman şarkı söylemeye başlasam biri elini kaldırıp beni durdurup 'Bir şeyler yapabiliyor musun?' diye soruyordu. Önlerinde yaklaşık yedi sekiz tane şarkı söyledim ve hepsinde daha nakarata bile gelemeden beni durdurdular. Hüsrana uğramıştım ve sonunda ağlamaya başladım ve 'Beni durdurmaya devam edersen üstesinden gelemem' dedim. Bana çoktan üstesinden geldiğimi sadece neler yapabileceğimi görmek istediklerini söylediler.
Jürileri görmek için bütün gün beklemem gerekti ve kamera ne zaman benim olduğum tarafa dönse yüzümü saçımın arkasına saklıyordum ama bunu sürekli yapamazdım. Elbisem ve tarzım hakkında bilgi almak istediler. Babamın gözlerini yakaladım ve o göz kırptı, beni güldürmeye çalışıyordu ve 'Bu delilik' diye düşündüm. Sonrasında babam 'Zor olan her şeyi yaptın, şimdi git ve yapmak için doğduğun şeyi yap yani şarkı söyle.' dedi.
