14

1.5K 207 187
                                    

lunapark,sarhoş ve dans

"bunada binelim." dedi taehyun eliyle gondolu gösterirken.

taehyun'un ısrarları sonucu çıkmışlardı dışarı. ilk önce kahvaltı sonrada alışveriş yapmışlardı. gün batarkende buraya gelmişlerdi, lunaparka.

beomgyu en son ne zaman gittiğini hatırlamıyordu. çok küçükken geldiğinde oyuncağını kaybettiğini hatırlıyordu lunaparklar ile ilgili.

yanındaki heyecanlı, elindeki corndog'u yiyen çocuğu gülümseyip kafasını salladı.

"korkmazsın değil mi?" dedi taehyun gişe sırasına girerken.

"korkmam." dedi beomgyu. belkide korkardı.

"ben hiç korkmuyorum. soobin, kai ve minnie'yle geliriz sürekli."

"cesurmuşsun çakma jack frost." dedi beomgyu.

taehyun ise gülümseyip 2 bilet aldı. "en arkaya oturuyoruz."

"ben okeyim." dedi beomgyu insanların arasından arkaya yürüyerek.

"hazır mısın?" dedi taehyun. beomgyu gergince salladı başını. önlerindeki demiri sıkı sıkı tutuyordu. gondol hafiften hareket etmeye başlamıştı. birkaç saniye sonraysa hızlanıp, yükselmişti.

beomgyu bir çığlık atıp gözlerini kapattı. ve bir çığlık daha.

"korkuyor musun?"

hızlı hızlı başını salladı beomgyu. daha sıkı tuttu demirleri. elinin üstünde bir el hissetti. gözlerini açıp bakınca gayet sakin olan taehyun'un elini gördü. hafifçe okşuyor ona güven veriyordu. beomgyu'nun kulağına yaklaşıp onca gürültüye rağmen bir şarkı fısıldamaya başladı.

"Pictures I'm living through for now
Trying to remember all the good times
Our life was cutting through so loud
Memories are playing in my dull mind"

(Şimdilik yaşıyorum fotoğraflarda
Hatırlamaya çalışıyorum tüm güzel zamanları
Hayatımız çok basitti
Hatıralar donuk zihnimde canlanıyor)

paper hearts... daha gevşemiş hissediyordu beomgyu. o ve taehyun vardı sadece. ne önünde bağıran kız ne de yanlarında öpüşen çift. sadece ikisiydi. zaman dursun istedi.

•~•

"yukarıda çok korktun." dedi taehyun gülerek.

"dalga geçme benimle. ilk defa bindim." dedi beomgyu. somurtuyordu ama minik bir gülümseme de vardı yüzünde. eğlenmişti.

"ee, şimdi neye binmek istersin?" diye sordu taehyun.

"hiçbirine. seninle içmek istiyorum."

•~•

"bak sonrada şey oldu, kai duvarın tepesinden aşağıya düştü." dedi taehyun kahkaha atıp.

"yeonjun'da bir kere ayağını kamyonun altına sokmuştu. ayağa kırıldı." dedi beomgyu.

deli gibi sarhoşlardı. bir çocuk parkındalardı. çok fazla alkol almış, katıla katıla gülüyorlardı.

"beomgyu, güvendin mi bana artık?" dedi taehyun yüzünü yanındaki beomgyu'ya yaklaştırıp. beomgyu'da kendini yakınlaştırıp konuştu. "bilmem taehyun. güvendim mi?"

"güvensen ya. çünkü ben sana çoooook aşığım." dedi sözlerini uzatırken.

"güveneyim bari. sen bana çooook aşıksan bende sana çooooook güveniyorum." dedi beomgyu.

iki minik çocuktan farkları yoktu. taehyun kollarını beomgyu'nun beline sarıp kafasını omzuna gömdü.

"boynun uf olmuş." dedi taehyun.

"bi tane kedicik var mosmor yaptı boynumu. küçük kedicik."

taehyun hafifçe mırıldanıp daha çok sokuldu.

"beomgyu, ben çok mutluyum. senin yanında. huzurluyum. en çok seninle eğlenmeyi seviyorum."

"taehyun, ilk defa seninle hiçbir şeyi düşünmedim. çok özelsin tae. çok güzelsin."

insanların sarhoşken içlerindeki duygularını yansıttığını söylerlerdi. beomgyu içindeki duyguları kendine yaslı taehyun'a aktarırken içinde hiçbir endişe yoktu. taehyun'sa bunları istediği her zaman söyleyecek kadar cesurdu.

bir anda ayağa dikildi taehyun. "dans edelim mi beomgyu?"

"ben dans etmeyi bilmem ki." dedi beomgyu şaşkınlıkla.

"hiçkimse bilmez dans etmeyi. tut elimi de dans edelim."

beomgyu kafasını sallayıp elini tuttu karşısındaki gencin. müzik yoktu. sadece yaprakların hışırtısı ve uzaklardan gelen köpek oldu. ortamın sessizliğine ayaklarının minik adımları eşlik ediyordu.

taehyun beomgyu'un ensesini kavrarken, beomgyu ellerini küçük çocuğun beline sardı. iki yana sallanıyorlardı.

taehyun iri gözlerini beomgyu'nun yüzüne çevirdi. "çok güzelsin." diye fısıldadı.

birbirlerini sanki ilk defa keşfediyor gibilerdi. taehyun gözlerini beomgyu'nun dudaklarına indirdi. beomgyu'da minik pembe dudaklara bakıyordu.

ilk hamleyi taehyun yapıp kendini karşısındaki dudaklara bastırdı. beomgyu dudaklarını aralayıp taehyun'un dudaklarını kabul etmişti. taehyun sertçe emiyordu alt dudağı. beomgyu ise elini soğuk belde gezdirdi.

ıslak bir sesle birbirlerinden ayrılıp soluklandılar. beomgyu tekrar birleştirdj dudakları. bu sefer işin içine dilleri de karışmıştı. fransız öpücüğü adını verdikleri şekilde tadıyorlardı birbirlerini.

beomgyu tanrıya yemin edebilirdi ki taehyun'un dudakları hayatında tattığı en güzel şeydi. onun pürüzsüz beli kendinin kavraması için yaratılmıştı.

ve taehyun düşündü. beomgyu eğer onu her gün böyle öpecekse her şeyini vermeye hazırdı.









YAZDIM YAZDIM YAZDIM OPUSTULER OPUSTURDUM AAAAAAAAAAAA


DAHA ÇOK AAAAAA ALTINDA ETEK VAR COK GUZELSIN KANG TAEHYUN

little gyu•taegyu•✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin