başlangıç | yıldız doğumu

344 21 20
                                    

Sevgi her şeyi halledemezmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevgi her şeyi halledemezmiş. Ben buna inanmayı reddediyorum.

⭐️

ÜÇ YIL ÖNCE

Kalbim, bedenimin içinde ürkek bir kuş gibi çırpınıp duruyor. Ablam yattığı yatakta gözlerimin içine bakıyor. Onu kaybediyorum. Onunla birlikte kendimi de kaybediyorum. Annemin yerini dolduran kadın, annemin gül kızı... Bakma öyle gözlerime. Anlattığın o hikayeye iyice inandırma beni. Bir yıldız daha beliriyor gökte. Sen söylemiştin. Ben yedi yaşımdayken, annem ve babam öldüğünde. Gökteki her yıldız ölen bir insanı temsil edermiş. Ne zaman onları özlersen gökyüzüne bak. Böyle söylemiştin. Yalnızca yedi yaşındaydım. Sana hep inandım abla. Hala inanıyorum. Bu sefer bakışların güven vermiyor. Bedenini ele geçiren bu hastalıktan kurtaramayacak mıyım seni?

Günlerden cuma. 23 Ekim, Cuma. Ayvalık'tayız. Hava soğuk değil ama ablamın elleri buz gibi.

"Ali, oğlum... Kalk hadi."

Başımı iki yana salladım. Ablamın ellerini daha sıkı tuttum. İkimizde buz gibiyiz. İkimiz de artık yaşamıyoruz. Ben yalnızca nefes alıyorum. Ablam artık bana bakmıyor. Daha fazla izin vermiyorlar başında beklememe. Zorla kaldırıyorlar yanından, ayırıyorlar ellerimizi. Ah abla, nasıl yaşayacağım sensiz? Beni bu evde bırakma. Beni bu acıyla bırakma.

GÜNÜMÜZ

Gece, çoktan bir yorgan gibi örttü günü. Parmaklarım klavyenin üzerinde geziniyor. Yüzümde geçmişin ağırlığını taşıyan bir tebessüm beliriyor. Yapacağım şey için mutluyum ama karnımda bir huzursuzluk var. Odamdaki hava bana yetmiyor ve kalkıp pencereyi açıyorum. Buz gibi hava içimi titretiyor. Bakışlarımı gökyüzüne çeviriyorum. Bir yıldız yakalıyorum ve cebime atıyorum, güya. Bunu yapmak bir çocukmuşum gibi mutlu ediyor beni.

Yıldızları yakalayamazsın diyorum kendi kendime. Bunu zaten biliyorum fakat tekrar etmem gerekiyormuş gibi hissediyorum.

Heyecandan mı huzursuzluktan mı titriyor ellerim, bilmiyorum. Usulca pencerenin dışına uzatıyorum sağ elimi. Rastgele birkaç kar tanesi yakalıyorum ve cebime atıyorum, güya.

Üzerimdeki kıyafet sıcak kalmama yetmiyor ve daha fazla titriyorum. Islak elimi pantolonuma silip pencereyi kapatıyorum. Kar taneleri gerçek. Ben gerçeğim. Acım gerçek ve hala taptaze fakat ben nasıl başa çıkacağımı artık biliyorum.

Üç sene sonunda ablamın anısına çekmek istediğim filmi yazmaya başlayabilirmişim gibi hissediyorum.

Yatağımın hemen kenarında duran aynadaki görüntüme takılıyor gözüm. Koyu kahve saçlarıma ve titreyen ellerime...

Görüntüm üç sene önceki o çocuğa benziyor hala. Hep karmakarışık olan koyu kahve saçlarım ve kemerli burnumdan sürekli kayıp duran o saçma gözlüğümle tıpa tıp geçmişin aynısıyım. Yalnızca daha fazla yara izim var artık. Tam üç tane. Üçü de kalbimin içinde bir yerlerde.

Hayat devam ediyor ve beni de koşmam için zorluyor. Bir senedir durmadan koşuyorum. Filmler, senaryolar, ajanslar...

Başrolü olduğum aptal bir yaz dizisi var. İlk ciddi işim. Henüz üçüncü bölümü yayımlandı. Güzel para veriyorlar. Gerçekten çok aptalca ama üne ve paraya ihtiyacım var. Garsonluk yaparak hayalimdeki filmi çekemem.

Aslında üst düzey oyunculuk yeteneklerim yok fakat sanırım yakışıklı olduğumu düşünüyorlar. Eh, oyunculuğun pek önemi olduğunu da sanmıyorum. Ne senaryo ne de başka bir şey umurumda. Benim için önemli olan para. Filmimi çektikten sonra oyunculuk yapmaya devam edeceğimi hiç sanmıyorum. Benim işim kamera önünde olmak değil. Benim işim inanılmaz kurguların yaratıcısı olmak.

On sekiz yaşından beri her sabah ünlü bir senarist olma hayaliyle uyanıyorum. Ablamı kaybetmem benim için büyük bir sarsıntıydı ve bu hayallerimi biraz ertelememe neden oldu ama şimdi, üç yıl sonra yeniden bilgisayarımın başına oturabildim. Ellerim klavyenin üzerinde geziyor ve aklımda kırk tane fikir cirit atıyor.

Merhaba abla! Yıldızlar kadar parlak bir adam olacağıma ve vaktinden önce kendi yıldızımın parlaması için uğraşmayacağıma söz veriyorum.


merhaba, sevgili okuyucu :> okuduğun için teşekkürler. bu kurgu benim için çok çok özel. birilerinin anısına bir şeyler yapmak isteyen tek kişi ali değil. ben de buradayım :)

canım teyzemin anısına...
23 Ekim 2020.

seni hep seveceğime ve hiç unutmayacağıma dair bir söz...

evrenin kayıp yıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin