O günden sonra iki gündür tek yaptığım yaprak kusmak. Eskiden 1 veya 5-6 yaprak gelirken şimdi tek atakta her yeri kan gölüne çeviriyorum.
Artık olayı annem de bildiği için etrafımda 7/24 birileri var. Yalnız başıma şu içmeye bile gidemiyorum ve bu durumdan acayip sıkıldım. Bunlar yetmezmiş gibi o gün gördüğüm o sahne aklıma geldikçe yaprak kusuyorum.
Daha da kötüsü artık okulun adını bile ağzıma almam yasak, akşamları okul çıkışı todoroki ve şifacı kız geliyor biraz derslerden ve okuldaki konulardan konuştuktan sonra şifacı kız içimdeki bazı yaraları iyileştirip gidiyor. Todoroki ve bense ders çalışmaya geri dönüyoruz ama bu gün kesin kararlıyım okula gideceğim.
Merdivenlerden ses çıkarmadan yavaş bir şekilde inerken bi anda annemin salondan çıkmasıyla yakalanmış oldum.
"Izuku? Bir şeye mi ihtiyacın var? Sen çık ben getiriyim."
"Hayır anne bir şeye ihtiyacım yok. Evde sıkıldım hem kendimi daha iyi hissediyorum okula gideceğim."
"Bunu konuşmuştuk okula gidemezsin. Onu görmeden bile bu hale geliyorsun görsen nasıl olacaksın acaba?"
"Anne seni anlıyorum ama sende beni anla az bi zamanım kalmış olsa bile bu zamanı onun görerek geçirmek istiyorum. Burda kalmanın da bana bi faydası olmayacak"
Annemin gözünden bir damla yaş düştü.
"Biliyorum ama gözlerimin önünde ölmene dayanamıyorum. Ve bile bile vaktini kısaltmak? Buna izin veremem."
"Anne lütfen. Ben kararımı çoktan verdim zaten."
"Sen bilirsin ama lütfen kendine dikkat et ve ona çok yaklaşma, kötü hissedersen direk eve geliyorsun! "
Genişçe gülümsedim. Sanırım bu uzun zamandır yaptığım en gerçek gülümseme.
Hemen annemin üstüne atlayıp yanağına bi öpücük kondurdum.
"Teşekkürler anne çok teşekkür ederim bi tanesin."
Benim bu hallerimi görünce annem de güldü.
"Lütfen kendine dikkat et izuku."
"Merak etme. Görüşürüz anne"
"Görüşürüz tatlım."
Evden çıktıktan sonra koşar adım okula gitmeye başladım. Okula ne kadar çok bayılmasam da evde dura dura sıkıntıdan patlamak noktasına geldim.
Okulun kapısına yaklaştıkça içimdeki Kacchan'ı göreceğimin getirdiği heyecan ve yanında göğsümdeki sıkışma ve batma hissi giderek artıyor olmasına rağmen onunla ilgilenmeyip sadece kacchan'ı görmeye odaklandım.
Acaba benim nerde olduğumu veya neden gelmediğimi merak etmiş midir?
Kesin etmemiştir, hatta belki ortalarda olmadığım için mutlu olmuştur?
Hayır moralimi bozmamak lazım belki bu sefer küçük bi tarafı da olsa merak etmiştir?
Moralim biraz daha yerine gelince daha hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.
"IZUKU!"
Uraraka'nın sesini duyunca ona doğru döndüm sevince el sallıyor ve bu tarafa doğru koşuyordu.
Uraraka biraz yana kayınca arkasında todoroki ve iida'nın da olduğunu farkettim. Todoroki bana senin burda ne işin var dercesine bakıyordu. Sanırım tüm ikazları rağmen onu dinlemeyip okula gelmeme kızdı.
Ben Todoroki'ye bakarken Uraraka'nın boynuma atlamasıyla yere düşecekken arkadaki kişiye çarparak düşmekten son anda kurtuldum.
"Ah üzgünüm İzuku seni bi an görünce sevinçten düşünemedim. İyi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
私のフラワーガーデン (bkdk) -tamamlandı-
Fanfiction私のフラワーガーデン (benim çiçek bahçem) bnha hayran kurgusudur, hikayede olan olayların gerçek anime ile bi alakası yoktur!!! ilk hayran kurdu denemem yanlışlarım olabilir, düzgün eleştirilere açık olmamla beraber aşağılayıcı yorumlar silinecektir!!! ⚠⚠⚠ ba...