2.Bölüm

14 4 7
                                    

Bazen bazı gerçekleri kabullenmek çok zordur şuan olduğu gibi...

Kardeşimin öldüğünü kabul ettiğim gibi

Şuan hastane bahçesinde oturuyorum ağlıyormuyum bilmiyorum ama galiba ağlıyorum. Zehrayı yarın öğlen defnedecekler yada defnedicem çünkü kimse yok. Sahi annemle babam nerdeydi ? Hiç mi üzülmediler ? Zehra yaşarken onların umrunda değildi öldüğünde mi olucaktı ? Hala aklım almıyor Zehraya giren kurşun kimin silahından çıkmıştı ? Sessiz bi yerde oturup düşününce ne kadar cevaplancak soru olduğunu farkettim ama malesef bende cevapları yoktu.

°

Saat 2:25 ben ise hala hastane bahçesinde oturuyorum artık ağlamıyordum. Sabah olmadan burdan başka bi yere gitmem lazımdı ağlayan insan üzgün insan görmek beni mahvediyor. Eve gidemem istemiyorum Eda'ya da gitmek istemiyorum Of of nereye gidebilirim? Tabi ya neden aklıma daha önce gelmedi bizim eski dağ evimize gidebilirim kimse yok mis gibi hemen kalktım çantamı aldım. Otobüs durağına doğru yürümeye başladım 10 dakika sonra durağın önüne geldim. Çantamın içine elimi attım para almak için ama malesef sadece 2 tl var. Mecbur yürümek zorundayım burası ve dağ evi arası yürüyerek bir saat sanırım.

°
Sonunda dağ evi'nin önüne geldim. yürümek hiç iyi gelmedi çünkü çok yoruldum. Dağ evine bakarken aklıma Zehra'nın düşmesine engel olamadım...

"Abla burası çok güzel" demişti heycanlı heycanlı ilk gelişiydi bu kadar mutlu olacağını bilsem daha önce getirirdim demiştim içimden

"Abla?"

"Efendim kuzum"

"İçerisi soğuk mudur ? " demişti

"Soğuk olabilir ablacım ama soğuksa birlikte sarılarak uyuruz nasıl fikir ? " demiştim moreli bozulmasın diye

"Çok güzel bi fikir, bayıldım"

"Hadi gel girelim miniğim " demiştim

Gözümden bir damla yaş aktı. Ben şimdiden çok özlemiştim kardeşimi...

Nasıl dayanacaktım onsuz geçen yıllara ?

°

Dağ evinin merdivenlerinden çıkmaya başladım. Zaten eski bir evdi dedem ben küçükken yapmışlar bu evi,iyikide yapmışlar. Anahtarı çantam dan çıkartıp kapıyı açtım.İçeriyiye girdiğimde ışık açıktı biri mi girmişti ? Biraz ilerledim biri vardı. Refleks olarak çıplık attım neden karşısında ölü biri canlanmış gibi bakıyor bana ? Ölü biri olduğun içindir Selin şuan neden bakışıyoruz ki ?

"Siz buraya nasıl girdiniz?"dedim tedirgin bir sesle

Elindeki anahtarı göstererek "anahtarla?"dedi sorar gibi nasıl buranın anahtarı onda da olabiliyorki? Ne diceğimi blmiyordum karşımdaki adama sadece şaşkın ve boş bakışlarla bakıyordum oda ne diceğini bilmiyorki yüzümü ve beni inceliyor.

"Ne için buraya geldin?"dedi çekinceli bi tavırla

"Bu gece burda kalmak için geldim sen?" dedim şuan o kadar gereksiz bi sohbet içindeydik ki anlatamam

"Bende" dedi ve ardında devam etti "ayakta mı dikiliceksin? Otursana" dedi sanki ben misafirmişim gibi söylemese oturmazdın Selin otururdum niye oturmayayım? Allah Allah çocuk beni deli sanıcak biraz daha ayakta kalırsam.İlerledim ve cama yakın olan koltuğa oturdum oda karşımdaki koltuğa oturdu.Zaten iki tane koltuk vardı.

"Aç mısın? Dolapta bişeyler var" dedi gerçekten şuan kendimi misafir gibi hisettim.

"Aç değilim.Teşekür ederim"dedim. Selin neden aç olduğunu söylemiyorsun? Aç değilim çünkü

Yanlızlığın Ezgisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin