Henry her zaman yaptığı gibi polis merkezinde eline yeni aldığı korku - macera karışık bir kitap serisinin son cildini okuyordu.Kitap okumayı çok sevdiği icin (Korku kitapları) bugüne dek 25 korku kitabı serisi bitirdi.Bu yüzden merkezde herkes hem onla dalga geçer hemde ondan korkarlardı.Dalga geçmelerinin sebebi çok kitap okuduğundan olsa gerek, veya çekememekten de olabilir.Ama korkuları dalgalarından daha ağır basıyordu çünkü korkunç kitaplar okumaktan hariç dinlediği şarkılarda korkmalarına yeterdi.Henry bazen olay yerinden merkeze arabayla dönerken yolda hep dead metal dinleyen bir insandı.Sadece arabada deil gündelik hayattada dead metalin hastasıdır.Bazı arkadaşları onun şeytan tarikatına üye olduğunu söylerler.Ne kadar doğru bilinmez.
Ama yaptığı ve dinlediklerine bakılırsa öylede olabilir.
Saat yine her akşam olduğu gibi 21.00 ı gösteriyordu.Merkezde mesai bitmişti. Henry gece devriyesine katılmıştı o gün.Yine elinde bir kitap masa başında oturup okuyordu.Uykusu gelmesin diye kahve almıştı yanına.Kahveyi aldıktan sonra tekrar kitap okumaya başladı.15 dakika sonra göz kapaklarına bir ağırlık çöktü sanki.Gözleri bir anda kapandı.Uyandığında da kalbi küt küt atıyordu.Nedeni gördüğü çok garip ve çok korkunç bir kabustu.Hayatında hiç bu kadar korkmamış veya gerilmemişti.İlk başta okuduğu kitabın bilinç altına yatması sonucu olduğunu düşünmüştü.Ancak bu öyle tii'ye alınmayacak bir olay değildi.Rüyasında sanki ileriki zamanlarda olacak bir kaostan bahsediliyordu ama bu kaos silahla,bombayla,makinalı tüfekle vs. değil bu bir tür deneyle ilgili bir kaos.İnsanları insana yedirerek birbirine kıracak bir kaostan bahsediliyordu.Çünkü Henry rüyasında bir kilisenin içinde daha doğrusu bu kilesin alt yapısında bulunan bir toplantıyı kapı aralığından dinliyordu.Kilise öyle bir kiliseki koridorları mersivenleri ceset ve kanlarla dolu dolu bir vahşet yeri gibiydi.
Henry bu koridorlardan ve merdivenlerden kalbi yerinden fırlayacakmış gibi korkarak yukarı çıkıyorken bir anda bi kapı gıcırtısı geldi kulağına.Daha da korktu korkudan ölebilirdi ama baktı ki koridorun sonunda bir odanın kapası kapandı.Henry oraya doğru yürümeye başladı.Kapının önüne geldiğinde konuşmalar duydu.Kapıyı şöyle bir araladı ve içeriye bir göz attı. Göz önünde bir oda ve odanın etrafı kan gölüne çevrilmiş, tavanda boş yer kalmayacak şekilde 10cm kalınlığındaki çengellere bir inek eti gibi asılmış insan cesetleri, bazılarının kafası yok bazıları hala can çekişiyor kimisi parçalanıp konulmuştu.Odanın ortasında büyük bir masa üstunde Şeytan'nın Oyunları adlı bir dosyayı inceleyen masanın etrafında doktor kıyafeti giymiş insanlar oturuyordu.Doktorlar ne insandı nede hayvandı.Anlaşılan bunlar ilk önce kendilerine deney yapmışlar ki bu hale dönmüşler.Bu kasap doktorlar kendi aralarında bir toplantı yapıyorlardı.
Toplantıda yapılan konuşmada buradaki görevlilere deney yaptıklarını anlatıyorlardı. Bu deneyde insanları filmlerdeki gibi zombiye dönüştüyorlardı sanki. Binevi akıl hastası gibi ama suratlar yamuk olarak tipsiz suratlar. Bu kullandıkları deney farelerini dünyaya yayma planlarını tasarlamışta harekete gecirmek icin zaman kolluyorlardı.Henry bu konuşulanları dinlerken kapı bir anda gıcırdadı.İçerideki kasap doktorlar sesin çıktığı yöne doğru baktılar.Henry bir anda soluna bakıp kaçayım derken solunda Henry'nin 2 katı büyüklüğünde,ağzında maske, elinde koskoca kanlı ve keskin bir makasla duran bir yaratık duruyordu.Yaratık, makası Henry'nin kafasına gecirmek üzereydiki Henry kabustan koltuğu kırarak uyandı.Uyandığında kendine gelmeye çalışırken bir anda telefon çaldı.Henry artık bu üst üste gelen olaylar karşısında telefonu açmaya korkuyordu.Ama devriye görevinde açmak zorundaydı.Elini yavaşça telefona uzatıp telefonu açtı. Açar açmaz kısık sesle konuşan adam:
- Lüyfen!Yardım edin. Her yerdeler lütfen yardım edin!
Adam yardım isterken bir anda elektrikli testere sesi duyuldu ve ses kesildi. Henry daha kabusun şokunu atlatmadan bu olayla karşılaşmıştı.Telefonda adres söylenmedi ama Henry merkezin bilgi işlem bürosundan aranan yeri öğrenebilirdi ama çok korkmuştu.Çünkü gelen ihbara gitmek mecburi olduğundan bu ihbardan kaçamazdı.Henry içinden
- Ne yapıp edip bu işten kurtulmam gerek.Canım daha önemli.
deyip kurtulmak için çözüm arıyordu.Bir şekilde bunu sabaha kadar saklamıştı.Sabah, devre arkadaşları geldiğinde Henry'nin kan-ter içinde olduğunu görenler hemen yardıma koştu.Henry'ye ne olduğunu sorduklarında olan biteni anlatmadı.Daha doğrusu anlatamadı.Korku sanki bedenini ele geçirmiş gibiydi.
Aradan 1 saat geçtiğinde Henry biraz olsun rahatlamıştı ki Amiri Jack Blade hızlıca koşar adımlarla odasına gitdinde Henry'e uzun uzun baktı.Sanki ona çok önemli bir şey diyecekte diyemiyordu.Çünkü onun yüz ifadeside çok korkmuş ve çok sinirliydi.Henry'nin gözüne birşey çarpmıştı.Amiri John'nun elinde üzerinde Devil's Game(Şeytan'nın Oyunu) yazan gizli bir belge veya rapor vardı.Çok şaşkındı.Çünkü rüyada gördüğü raporla aynı isimdeydi.Amirin bakışından daha da rahatı kaçmıştı.Henry'i sinirli bir şekilde hemen odasına çağırdı.
Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. :) İnşallah 2. bölümde görüşmek üzere .....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil's Game
Mystery / ThrillerKorku ve gerilim sevenleri bu hikayeye davet ediyorum. Gelenlere şimdiden hoş geldiniz diyorum.