Amir John'nun Henr'ye bakışı herkesi de şaşırtmıştı.Her ikiside korkarak odaya girdiler. Odaya girdiğinde amirin suratı bi anda değişmişti.Rahatlamıştı sanki ama Henry halen korku ile başa çıkmaya çalışıyordu.Amiri şaşkın bir halde ;
- Henry, seni severim bilirsin.Bunca zaman türlü operasyonlara imza attık.Ne benim senden ne de senin benden sakladığımız bir şey yok.
Şimdi soracağım soruya doğru cevap vermeni istiyorum.
Dün burada devrideyken uyuya kaldın mı?
Henry gece devriyedeyken uyudu ama söylemek istemiyordu. Çünkü görev başında uyumak yasak.Bunu söylese belki polislikten men edilebilirdi.İşini kaybetmek istemiyordu.Bi' zaman suskun kaldı ama amirin duracak vakti yoktu.
-Henry, bu işin ciddiyetini anlamıyorsun herhalde?
Korkma ceza felan yok.Bu benimle senin aranda olacak.
Henry biraz olsun rahatlamıştı.Fikri değişti sanki.Söylemek istiyordu.
- Amirim tamam söyleceğim.
Evet, uyudum.Kitap okumayı fazla kaçırmışım.Özür dilerim amirim.
Amir John:
- Özür faslını geç Henry.
Peki kabus gördünmü?
Henry:
-Evet! Ama neden bu kadar sorgu sual neler oluyor amirim?
Henry şaşkın bir yüz ifadesine bürünmüştü.Bir anda gözü masanın üstündeki dosyaya kaydı.İlk başta hiç kafasına takmadı.
Amiri :
-Henry oraya bakma bana bak.
Uyuduğun zaman kabus gördün mü ?
Henry sanki olan biteni anlamış gibiydi.
-Amirim yoksa siz ...
Amiri:
-Evet! Henry seninle beraber aynı rüyadaydık.Sen kanlı merdivenlerden yukarı çıkarken bende oradaydım.Senin sesini duyduğum zaman koridordaki bi' odaya saklandım.
Aslında senin duyduğun o kapı gıcırtısı benim kaçışımdı.
Henry ne diyeceğini şaşırdı. Amiri John bir bir anlatıyordu olayları.İçinde hem korku hem gerilme yaşıyordu.Henry ürkek bir sesle:
- O zaman oradaki konuşmaları duydunuz?
Amiri:
- Hemde hepsini.Orada sana, kapının önünde ne olduğunu bir bir gördüm ve duydum.
Henry şoke olacak bir ifadeyle bakıyordu amirine. Artık alışmıştı bu üst üste gelen olayları.Tesadüf olamazdı bunca yaşananlar.Amiri bu rüyanın gerçek bir olay olduğunu sezdi.Kim bilir belki de Astral Seyahat gerçekleştirmiş de olabilir.
Bu konuşmalardan sonra ikisinin de hayatı değişecekti yada değişmişti bile.Artık geri dönülmez bir yola girmeleri gerekiyordu.Amir John sonunda elindeki Devil's Game adlı gizli dosyayı almıştı eline bakıyordu. Henry'e:
-Bu dosyayı hatırladın mı?Dikkat ettim korkarak bakıyordun.
Henry:
-Evet! Artık korkmuyorum alıştım amirim.
Artık bunun adı Devil's Game operasyonuydu.Aradan 1 hafta geçtikten sonra Amir John gizli servise olayları tek tek bildirmişti.Bizzat kendisi uğraşmıştı olaylarla.Gizli servis bu olay üzerine 2 yetenekli dedektif yolladı.Tam o sıralarda Henry masada oturuyordu.Bir anda telefon çaldı.Telefona elini uzatıp açtı.Bu sefer kısık ve korkunç bir sesle:
-Sakın böyle bir yanlış yapmayın.Hee eğer yapacaksanız, çok merak ediyorsanız sizin o ödlek kafanızı çırpı vücudunuzdan ayırmaktan zevk duyucam.
Henry daha kim olduğunu soramadan telefondan insan çığlıkları geldi.Kulaklarını tırmaladı o sesler.Sanki bi' insana canlı canlı işkence ediyorlardı.Kalbi küt küt atıyordu.Bedeni gereğinden fazla adrenalin hormonu salgılıyordu.Korkudan testisleri çalışmıştı Araba motoru gibi.Doğruca tuvalete koştu.Çıktığında farkettiki birazcık kaçırmış altına.Hiç kimseye sormadan doğruca Amiri John'un odasına koştu.Olayı harfine harfine anlattı amrine.
Amiri:
-Henry! Korkma gizli sevise haber verdim.Onlardan gelen cevaba göre 2 tane yetenekli dedektif gönderecekler.
Henry şimdiden sezdi olacakları.Eğer bu bir operasyonsa ölümle burun buruna gelecekti.
Aradan 2 saat geçtikten sonra gizli servisten gelen 2 dedektif amirin odasına geçtiler.Emir üzerine gizli toplantı yapılacaktı.Bu toplantıya Henry de katılacak ve bu operasyonda baş olacaktı. Toplantı odasına geçtiler.Henry gelen iki dedektifle tanıştı.Dedektiflerin birinin ismi Peter diğeri de Walter'dı.Bi' anda hızlıca amir John içeri girdi.Toplantı duraklamadan başladı.Amir hemen söze girdi.
- Arkadaşlar hepiniz buraya neden geldiğinizi biliyorsunuz.Bu operasyonu ben yöneteceğim.Henry, Peter,Walter birazdan göstereceğim bölgeye hareket edeceksiniz.
Herkes dikkatle amiri dinliyordu. Henry hem korkuyordu hemde biraz heyecanlıydı. Bugün operasyona mı yoksa ölüme mi gideceğini bilmiyordu.Amir Henry'e gelen telefonlardan yer tespiti yapmıştı önceden.
- Rosewelt caddesi üzerinde bir kilise.Bu kiliseye önceden yıkım kararı verilmiş ama bir türlü yıkılamamış.Nedenini ise kimse bilmiyor.Halkın anlattığına göre oraya giden geri dönmüyormuş.İşçilerin hepsi istifa etmiş.Dosya kapanmış.
Oradakiler tabiri caizsse yusuf yusuf olmaya mahmum edilmiş sanki.Henry artık alıştı korkmuyordu.
Toplantı 1 saat gibi bir sürede sona erdi.Amir John operasyon düğmesine bastı.Henry ve 2 dedektif silah deposuna giderek gereken malzemeleri aldılar.Aşağıda ekip otosu hazır şekilde beklemekte amirin ağzından dökülecek lafları bekliyordu.
Hepsi otoyo binip yola cıktılar.Yolda ellerine ne geçtilerse hücum yeleğine koydular.Sonuçta neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı.Sonunda beklenen zaman. Kilisenin önüne vardılar.
Herkes çok şaşkın. O kadar binanın gökdelenin arasında kiremitleri çürük, tahtaları yosun tutmuş , 15 yıldır adım atan yok tam bir ölüm evi gibi.Araçtan aşağı bir bir indiler.Hemen aralarında görev dağılımı yaptılar.Dikkatli adımlarla kilisenin kapısına yanaştılar.Henry kapının önünde yavaşça kapıyı açtı.Hiç kimse böyle bişi görmemişti.Kilisenin ortasındaki banklarda cesetler, tavandan akan kanlar... Tam bir vahşet yeri gibi.
Okuduğunuz için teşekkürler.Devamı tabikide gelecek.
Yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil's Game
Mystery / ThrillerKorku ve gerilim sevenleri bu hikayeye davet ediyorum. Gelenlere şimdiden hoş geldiniz diyorum.