ŞİİR -7- "LYİ"

43 4 0
                                    

      - LYİ -

Zannediyorum ki bugün günlerden Salı,

hava sıfırın altında bilmem kaç derece.

Yaklaşık yarım saat oldu, seni farkedeli.

Ömrümün yarısını köşeme çekilmiş seni farketmeden yaşıyordum.

İşte karşımdasın.

Gözlerimi üzerinden alamamam tamamen senden kaynaklanıyor.

Ben sanatçıyım, şiir yazarım, roman yazarım, kendimce enstrüman çalar kendimce şarkı bestelerim.

Ama şuan konu sendin, konuyu saptırmak seni aklımdan çıkarmazdı.

Yine kendimi kandırmayı başaramamış olmamın ardından seni tüm ayrıntılarınla

özetlemekten çekinmeyeceğim.

Dudakları tıpkı, ünlü bir ressamın her detayını özenle çizdiği kadın portesindeki gibi kusursuzdu.

Bir sanat eseri gibi...

Hatta Leonardo Da Vinci'den Pablo Picasso'ya kadar tanınmış bütün ressamların çizdiği kadın portreleri, seninle kıyaslanamayacak kadar berbattı.

Ya burnu...

Ona söyleyecek bir sözüm yoktu.

Kafasındaki turkuaz bereden dışarı sarkan dağınık saçları, rüzgarın etkisiyle uçuşup

gözlerinin önüne geliyor. Krem rengi paltosunun cebine sakladığı ellerini titizlikle çıkartıp,

gözlerinin önüne gelen saçlarını ufak bir hamleyle önünden çekiyordu.

Havanın soğuğuna aldırış etmeden sahil kenarında, dalgaların kıyıya her seferinde daha şiddetli çarpıp geri dönmesini seyrediyor.

Anladığım kadarıyla bu ona huzur veriyordu.

Git gide rüzgarın hiddeti artmış, deniz koyulaşmış dalgalar büyümüştü.

Bu kadın gerçek miydi?

Yoksa sadece tatlı bir rüya mıydı?

Zaten küçük olan gözlerini iyice kısmıştı. Usulca etrafı süzüyor, asaletini koruyordu.

Karşısına geçip ona,

yazdığım tüm şiirleri kömür siyahı gözlerinin içine bakarak okumak isterdim.

Peki ya,

ona nasıl seslenecektim.

İsmiyle mi?

Tanışırsam öğrenecektim ismini,

tanışmazsam meçhul bir güzellik olarak kazınacaktı hafızama.

Henüz yazılmamış çok şiirim vardı, ezberbozan güzelliğine...

İncecik kaşlarına gözüm gidip geliyordu arada.

Rüya olsa şimdiye dek uyanmış olmam gerekirdi.

Mağlum rüyalar en beklemediğin anda biter ve seni yüz üstü bırakır.

saniyeler, dakikalar, aylar, yıllar...

Kısacası bir ömür geçse de şiirlerime konu olup hayatıma renk katan bu kadını

unutmayacağımdan emin bir şekilde yazıyorum bu satırları.

Keşke, demiyorum...

Keşke tanışsaydım.

Diyemiyorum...

Çünkü;

Keşkeler, yaptığın yanlışlar ve yapamadığın doğrulardır.

Oysa henüz gerçekleşmemiş olduğu için benimkisi hayaldi.

Hayal...

İsmini bilmiyordum ama böylesine asaletli ve güzel bir kadına bence en çok LYİ yakışırdı...



"Kadının beni terk etmesi tam bir trajedi aşk romanı olurdu.Bilakis, kadınla tanışmadım.Adını Lyi olarak varsaydım ve Lyi'ye bir şiir yazdım.Oysa adını bilmiyordum ama ona en çok Lyi yakışırdı..." 

İLK ŞİİRLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin