4. BÖLÜM |ufak düzeltmeler yapıldı

504 28 15
                                    

3 Ağustos Güncellemesi: Bu bölümdeki bazı yerler içime sinmemişti. O küçük pürüzleri düzelttim. Olay örgüsünde değişiklik yok. Okumayabilirsiniz. İçime sinmesi açısından yapıldı düzeltmeler.



Arkadaşlar okuyorsunuz fakat vote vermiyorsunuz. Yorum yapmıyorsunuz. Eğer beğenmiyorsanız beğenmediğiniz yerleri yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Bana iletin ki ben de kendimi düzelteyim. 100 okunmaya 15 vote geliyor. Bu beni üzüyor açıkçası. 

YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM!!<3

Tabii özellikler yorumlarınızı!!!<3

Bu bölüm en uzun bölümümüz oldu! Fazlasıyla Aybike ağırlıklıydı. Tabii Berk'in de ağırlıklı olacağı bölümler gelecek!  

🎴

Aybike son iki gündür okula gitmiyordu. O günkü yağmur macerası onu hasta etmeye yetmişti hatta artmıştı bile.

Bugün günlerden cumartesiydi. Aybike kendini daha iyi hissettiği için kütüphaneye gitmeye karar vermişti. Son iki gündeki eksiklerini kapatıp okuldaki derslere yetişmeyi hedeflemişti. Ayrıca sınav haftası da yaklaşıyordu. Eğer okul puanı düşerse bursu kesilebilirdi.

Aybike üstüne vücudunu saran siyah,balıkçı yaka bir kazak onun üstüne de deri ceketini giymişti. Altına da siyah bir pantolun giyip ardından saçlarına yönelmişti. Saçlarını da sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra gitmeye hazırdı.

AYBİKE'DEN

Adımlarımı hızlandırırken kütüphaneyi görmüştüm. Hava artık iyice soğumaya başlamıştı. Babama ihtiyaçlarımı söylemem lazımdı ama söyleyemeye çekiniyordum. Üstüme giydiğim ceketim artık bana dar geliyordu ve iç astarı yakında yırtılacaktı.

Ama en azından yarın alacağım harçlığım ile kartımı doldurup paramı da bir kenara koyabilirdim. Bu benim için sevindirici bir haberdi. Hem sabah toplu taşımalar sıcak oluyordu. Ceketimle çok da üşümezdim o zaman.

Kütüphaneye doğru yürürken üşüdüğümü anladığımda adımlarımı hızlandırmıştım. Birkaç dükkanı geçtiğimde kütüphanenin kapısını görmüştüm bile.

Kapıya doğru son adımlarımı attığımda elimi kapının kalın koluna koydum ve kapıyı ittirdim.Daha sonrasında ise çantamı ve telefonumu cihazların içine koyup x-ray cihazının içinden geçmiştim.

Ve artık beni bekleyen yer sıcacık bir kütüphane ortamı olmuştu. Sanırım her gün kütüphaneye gelirsem çok üşümezdim. 

Evde çok fazla bir şey yememeye özen gösteriyordum. Yeteri kadar yedikten sonra fazla yemiyordum ki yarın da karnımı doyurabileyim. Mutfak masrafımızı daha da arttırmak istemezdim. Zaten ucu ucuna geçiniyorduk. Annem ve babam çok yoruluyordu. 

Yaklaşık otuz beş basamaklı ve dönemeçli merdiveni çıktıktan sonra ders çalışma alanına varmıştım. Sonra ise masalardan birine yerleştim ve kitaplarımı çıkarıp ders çalışmaya başladım.

İlk önce konu özetlerini çıkardım ve daha sonrasında ise bu konular hakkında soru çözdüm. Bu şekilde bir buçuk iki saat geçirdikten sonra kütüphanenin bahçesine çıkmaya karar verdim. Burada çok mayışmıştım sıcaktan.

Merdivende adımlarımı atarken birden yukarı çıkan bir kişi bana çarpınca kahvesi üstüme dökülmüştü. 

"Ahhh! Yandım!" diyerek inlemiştim. Kahveyi döken kişi bu tepkim karşısında panikleyip bardağın içinde kalan kahveyi de yanlışlıkla üstüme boca etmişti.

Sen Kimsin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin