bölüm sekiz, küçük kaşık

1.2K 165 365
                                    

selamssss
dün sizi kandırdım ama bugün şirin mi şirin bir bölümle karşınızdayım

öhöm
stres atmak için bir texting yazmaya başladım, profilimden bulabilirsiniz
tam eğlencelik bir hikaye
ismi deceived boys
bence bi göz atınn

bölüme gelirsek
geçiş bölümü ama çok şirin
yeni bölüm için oy sınırımız da 70

ayrıca hikaye larrystylinson etiketinde 28. olmuş PUHAHAHAHAHA çoook teşekkürler <3

bu bölümden sonra her şey yeni bir çığır alacak
takipte kalınnn



Harry ertesi sabah saat on bire doğru gözlerini açtığında yılbaşı sabahı uyandığı yatakta, yine aynı şekilde çırılçıplak yatıyordu. Farklı olan, bu sefer başı Louis'nin boyun girintisinde, sol eli ise onun göğsünde, göğsünü boydan boya kaplayan dövmenin hemen altındaydı. Zihni tam olarak ayılana kadar kafasını kaldırmadı. Louis'nin boynuna ve görebildiği kadarıyla sakallı çenesine bakıyor, burnuna dolan misket limonu aromalı kokuyu içine çekiyordu. Louis'nin yüzünü tam olarak görme isteğine karşı gelemez hale gelince biraz geri çekildi, bakışları yüzüne çıkınca Louis'nin de uyanık olduğunu fark etti.

"Günaydın." dedi, başka ne diyebileceğini bilemediğinden. Louis kafasını eğip ona baktı, bir yandan da Harry'nin belindeki elinin baş parmağı hafif hafif bulunduğu yeri okşuyordu. "Günaydın." Bir süre boyunca konuşmadan öylece yattılar, sonra Harry "Duşa girmem lazım." diye sızlanmaya başladı. Kendini pis hissediyordu ama gerçekten çok üşeniyordu. Louis bunu duymaya alışık olduğundan gülümsedi. "Öyleyse, hadi, seni temizleyelim."

Harry bunu daha farklı algılamış ve birlikte duşa kabine girdiklerinde heyecanlanmıştı ama Louis gerçekten de dediğini yaptı. Harry'i oturttu, önce şampuanla kendi saçlarını köpürttü, sonra da Harry'nin. Sonra duş jeliyle kendini temizledi, ardından da Harry'yi. Bunu hep yaptıklarını, yani Louis'nin Harry'i her seksten sonra yıkadığını düşününce Harry sırıtmadan edemedi, Louis ile evli olmak, böyle bebek gibi bakılmak anlamına mı geliyordu?

Harry, yüzünde sebepsiz bir gülümseme ve ıslak saçlarıyla bornozunun içinde dikilirken Louis beline bir havlu sarmış, ıslak saçlarını başka bir havluyla kurulayarak odaya girdi. "Gidip çocukları alsak iyi olacak." dedi. Harry onu kafasını aşağı yukarı sallayarak onaylayıp kendini bornozuyla yatağa atmaya kalkışınca Louis çatılmış kaşlarla onu bileğinden yakaladı. "Hey hey," dedi, "Önce saçlarını kurutman lazım." Harry mızmızlanmak için ağzını açtığında, "Harold, hasta oluyorsun." dedi Louis. Ses tonu o kadar otoriter çıkmıştı ki Harry pes ederek banyoya geri gitti, oyalana oyalana saçlarını taradı. Tam kurutmaya başlamıştı ki giyinmiş Louis gelip elinden makineyi aldı ve Harry'nin saçlarını karıştırarak kuruttu. Louis bazen iki değil de üç çocuğu varmış gibi hissediyordu.

On dakikanın sonunda Harry kurumuş saçlarıyla gardrobun karşında duruyor, ne giyeceğini seçmeye çalışıyordu. Sonunda kendi kıyafetlerinden vazgeçip Louis'nin tarafına geçti. Louis'ye oversize, kendisine ise tam oturan açık mavi bir sweatshirt giydi. Louis, Harry'i kendi sweatinin içinde görünce gülümsemesini saklamaya gerek görmedi.

Kapının önündelerken Harry dayanamayıp Louis'yi omuzlarından tuttu. Louis ona soran gözlerle bakınca "Biz, iyi miyiz?" diye sordu. Tamam, Louis ona bebek gibi davranıyor olabilirdi ama yine de, Harry bunu onun ağzından duymadan rahatlamayacaktı. Louis'yi kaybetmenin kıyısına geldikten sonra feleği öyle bir şaşmıştı ki, hâlâ deli gibi korkuyordu.

dear santa, give me true love » larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin