<5>

8 0 0
                                    

Soobin, çoktan Sun Ji'yi alt etmişti bile.

Sun Ji "Hadi, sıra sizde." dedi Taehyun ve Eun Bi'ye bakarak.

Eun Bi "Ben uzak savaşçıyım; biraz kibar ol, olur mu?" diye sordu.
Taehyun "Elbette, zaten bende uzak savaşçıyım." devam etti "Adil savaşalım." Eun Bi başını salladı, sallar sallamaz Taehyun'un kafasına tekme attı, Taehyun başını eğip hamlesinden kurtuldu. Yeniden kalkıp Eun Bi'ye yumruk savurdu. Eun Bi sağa çekilerek yumruktan kaçtı.

Birkaç yumruk ve tekmeyle devam ettiler, Eun Bi bu işin böyle gitmeyeceğini düşünmeye başladı, Ya Eun'un gökyüzü hareketini yapmak istiyordu, Taehyun'un bunu tahmin edemeyeceğinden emindi. Ama yapamayacağını biliyordu. Ne yapabilirdi?

O bunları düşünürken dalmıştı. Taehyun, kollarından tuttu ve onu duvara yasladı. Eun Bi, savaşta olduğunu unutmuştu. O.. fazla hoş görünüyordu. Taehyunla bakışıyorlardı, 10 saniye kadar birbirlerinin yüz hatlarını incelediler. Sonra Taehyun gözlerini kapadı, Eun Bi'nin dudaklarına bir öpücük kondurdu. Eun Bi neye uğradığını şaşırmıştı.

Geri çekildi ve Eun Bi'nin arkasına geçti, Eun Bi'yi bileklerinden tutup yere yasladı ve belinin altına oturdu. "Lan şerefsiz naptın?!" diye koşarak arenaya indi Ya Eun. Taehyun'u yakasından tutup kaldırdı "İyi misin sen kızı niye öpüyorsun?" diye bağırdı. Belli ki çok kızmıştı. Eun Bi kalktı yerinden, "Ya Eun, sakin ol. Önemli değil." "Sadece şaşırtmaca için yapmıştım, bir anlamı yoktu." dedi Taehyun masum kedi gibi bakarak.

Ya Eun, Taehyun'un yakasını bıraktı "Benim gözüm bu çocuğu hiç tutmadı." diyip kollarını bağladı.

"Herneyse, bizi de götürüyorsunuz değil mi?" dedi Yeonjun. Sun Ji tam ağzını açmıştı ki, içeriye giren gölgeyle durdu. "Hiçbir yere gitmiyorsunuz." dedi. Jeonghan mıydı bu? "Gitmenize izin vermeyeceğim." diye tısladı. Eun Bi'nin ona karşı olan tüm hayranlığı sönmüştü, şuan onun gözünde sadece pisliğin tekiydi. "Bal gibi de gideriz, sana sormayacağız ne yapacağımızı." "Öyle mi diyorsun, Sun Ji?" "Evet öyle diyor, çekil şimdi önümüzden." dedi Soobin sertçe. "Seni geberteceğim!" diye atladı Ya Eun, hızlıca koşmaya başladı. Jeonghan boğazından tuttu onu, havaya kaldırdı.

Ya Eun, refleks olarak hemen ellerini boynundaki Jeonghan'ın kemikli ellerine götürdü. Herkes şaşırmıştı. "Size hiçbir yere gitmeyeceksiniz, dedim." diye kükredi Jeonghan. Yeonjun sinirlenmişti, "Seni pislik, ne yaptığını zannediyorsun?" diye bağırdı, Ya Eun'un yanına gitti hızlı adımlarla. O sırada Jeonghan Yeonjun'a karşı saldırı hazırlarken, Ya Eun, Jeonghan'ın  kafasına tekme attı. Ayaklarını önce arkaya, sonra öne savurduğu için Yeonjun'un bacağının arasına çarpmıştı. Yeonjun acıyla inlerken, Ya Eun, Jeonghan'ı bayıltmakla meşguldü. Bilincini kaybettiğinde ellerini çırptı, "Bu piçte laftan anlamıyor," dedi. Yeonjun'un yanına çömeldi "İyi misin?" "Sanki bu işten bende nasibimi almış gibiyim." "Birazcık öyle oldu gibi." Güldü Ya Eun. Ya Eun'un güldüğünü gören Yeonjun'da gülmeye başladı.

"Uzatmayın hadi hadi, gülmeye eğlenmeye vaktimiz yok. Gidince eğlenirsiniz." dedi Sun Ji. Çantaları aldılar ve hızlıca hava alanına geldiler.

Gelecek bölümden kesit

"İşte New York'a hoş geldiniz!"

Ghost Kingdom ||txtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin