V

157 32 308
                                    

---------------------

"Ne? Bu kişiler nereden biliyor? Bunu sadece ikimizin arasında sanıyordum.."

Felix telefonla hızlıca Hyunjin'i aradı.

"Alo Hyunjin. Konuşmamız lazım neredesin?"

"Çöplükteyim."

"Ne çöplüğü? Ne oldu sana?"

"Dün söylemiştim ama beni eve almayacağını söyledin."

"Ne? Ne zaman? Dün seninle hiç konuşmadık ki."

"Gece 03:00."

"Ben evde değildim. Onları söylemedim yani söylemek istemedim of üzgünüm konum at çabuk."

"Peki."

Felix telefonu kapattıktan sonra son aramalara baktı. Gerçekten gece 03:00'de bir arama vardı. Telefonuna yüklediği uygulamayla konuşmayı dinledi.

-"Alooo kimsinizzz??"

"Alo Felix. Benim Hyunjin. Şu an gerçekten zor durumdayım. Eğer evdeysen gelebilir miyim?"

"Sence seni eve alır mıyım haaaa?? Seni kim eve alır HAHAhahah beni üzdüğün gibi üzül Hwang Hyunjin!!"

"Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Hoşçakal."-

Felix sarhoşken gerçekten kırıcı olabiliyordu. Arkadaşlarken Hyunjin çoğu zaman evden kovulurdu ve Felix onu eve alırdı. Bi nevi dejavu yaşamışlardı. Felix hemen bir taksiye binip konumu taksiciye söyledi. 10 dakika sonra oradaydı. Geldiği yer kelimenin tam anlamıyla çöplüktü. Burnunu eliyle kapatıp Hyunjin'i aramaya başladı. Bir yandan da ismiyle sesleniyordu.

"Hyunjin! Neredesin?"

"Burdayım."

Gelen kısık sesle biraz ilerdeki çöp kutusunun yanına ilerledi. Çöp kutusunun dibindeki çöp poşetlerinin üzerinde yatıyordu Hyunjin. Onu ilk kez böyle görmüyordu. Fakat her tarafında kuruyan kanlar vardı. Berbat gözüküyordu. Her ne kadar ona kızgın olsada böyle bırakamazdı. Gözleri kapalı şekilde duran bedeni kaldırıp koluna girdi.

"Kim yaptı bunu sana? Daha doğrusu neden yaptı?"

"Bilmiyorum."

"Nasıl bilmiyorsun?"

"Bahçede duruyordum. Sonra.. Sonra bir anda üç ad-adam gelip vurmaya baş-başladı."

Burnunda kuruyan kanlardan dolayı nefes alamıyordu. O yüzden kelimeleri bölünüyordu.

"Tamam sakin ol. Bizim eve gidelim. Sonra seni eve bırakırım."

Yeni bir taksi çağırıp bindiler. Felix hala onu affetmiş değildi. Zor durumda görünüyordu. Eve geldiklerinde aynı şekilde koluna girip anahtarla kapıyı açtı. Yavaşça siyah koltuklara oturtup banyodan ilk yardım çantasını almaya gitti. Geri geldiğinde Hyunjin gözlerini kapatmış yastıklara sarılıyordu.

"Evini değiştirmemişsin."

"Değiştirmem mi gerekiyordu?"

"Saçını bile değiştirmişsin. Evini de değiştirdin sanmıştım."

"Yaralarını aç. Pansuman yapalım daha fazla mikrop kapmadan."

Tişörtünü çıkardı ve pantolonunu yukarı sıyırdı Hyunjin. Felix bu kadar yarasının olduğunu tahmin etmiyordu. Önce kollarıyla başladı.

"Ah. Acıyor."

"Batikon biraz yakar."
(boyle miydi adi aq)

Kollarını bitirip sırtına geçti. Sırtı neredeyse tamamen soyulmuştu. Kim bilir ne kadar acı çekmişti.. Yavaş yavaş sürmeye çalışıyordu ama yinede her pamuğu değdirdiğinde titriyordu bedeni.
Son olarak bacakları ve yüzü kalmıştı. Koltuktan aşağı inerek yere çömeldi ve sıyırdığı pantolonun aşağısındaki yarayı temizlemeye başladı. Kanlar pantolonuna bulaşıp akmıştı.
Bacaklarını bitirdikten sonra yavaşça sardı ve geri koltuğa çıktı. Yan dönmesini söyledi ama bacakları yüzünden yan dönemiyordu Hyunjin.

carousel | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin