altı

178 11 45
                                    

Bu bölüm; beni hikayeyi yayımlamadan önce cesaretlendiren ve yayımladıktan sonra desteğini her zaman hissettiren Esin'e, elagozlubela  'ya. İyi ki, iyi ki varsın.

||

|flashback|

Yaklaşık yarım saat evvel girdiğim kitapçının rafları arasında amaçsızca dolaşarak gözlerimle kitapları tarıyordum.

Genelde terapi gibi gelen bu eylem şu an rafların üstüme gelip beni boğmasından başka hiçbir işe yaramıyordu. Saat on biri çoktan geçmişti. Genelde bu saatlerde burada benden başka birisi olmuyor, kitapçının sahibi olan adam ise benim bu saatlerde gelmeme alışkın olup, raflar arasındaki gezintim bitene kadar beni bekliyordu.

Arka tarafa döndüğümde orta yaşlarda olan bir kadınla karşılaştım. Bütün dikkatini elinde tuttuğu kitaba vermiş, sallanarak kitabı inceliyordu. Ağır adımlarla aramızda belli bir mesafe bırakarak yanına yaklaştım. İncelediği kitabın Vadideki Zambak olduğunu görmüştüm kitaplara dönmeden hemen önce. Gözlerimi kitaplara dikerek duyabileceği tonda ama çok da yüksek olmayan bir sesle konuştum.

"Aşk bedende değil ruhta yaşamalı ve aşk geçici değil sonsuz olmalı tüm benliğiyle. Ve de çokça ve de çocukça olmalı tüm saflığıyla."

Gözlerimi kitaplardan ayırmadan hareketlerini takip ettim. Önce başını kaldırmadan bana bakmış ve daha sonra etrafına bakarak ona söyleyip söylemediğini kontrol etmişti. En sonunda gözleri tekrar beni buldu. "Efendim?"

Kafamı ona çevirerek çenemle kitabı gösterdim, "Çok kez okudum. Tüm cümlelerini ezberleyecek kadar."

Başını aşağı yukarı sallayarak bedeninin tümünü bana doğru çevirdi. O sırada kitabı kolunun arasına sıkıştırmıştı. Gözlerimi tekrardan kitaplara çevirdim ve bu sefer bir kitap aldım; Oblomov. Kitabı okumuştum ancak bu farklı bir basımdı.

"İnsan bazı anlarda eskiden yaşadığı şeyleri tekrar yaşıyormuş gibi olur. İçinde bulunduğu an bir rüya ya da yaşanılıp da unutulmuş bir hal gibidir, ama aynı insanlar sanki yine çevresine oturmuşlardır, onları tanır ve evvelce duymuş olduğu sözlerini tekrar duyar."

Kadın tıpkı benim yaptığım gibi kitabın içinden bir cümle söylemişti. Kitaptan kafamı kaldırmadan söylediği cümleyi devam ettirdim.

"Hayal gücü, eski sahneyi aynen canlandıramaz, hafıza geçmişi bulup çıkaramaz ve insan şaşırıp kalır."

Konuşmam sırasında kadına hiç bakmamıştım ama şaşırdığını tahmin edebiliyordum. Okumadığımı sanıp yaptığı şey konuşmamla onu dumura uğratmıştı. Sessizliği bozan taraf o oldu.

"Okumuşsunuz." gözlerim hala kitaptayken başımı onaylar nitelikte sallarken konuştum. "Okuduğumdan farklı bir basım," kitabı hafifçe ona doğru döndürdüm ve bu kez ona baktım. "İncelemek istedim." Kitabı rafa bırakarak kadına arkamı döndüm. Rafların arasından çıktığım sırada sesini tekrar işittim. "Aslında," sesi güçlükle çıkmıştı. Boğazını temizleyerek tekrar devam etti. "Aslında bu sokakta bildiğim harika bir kahveci var. Bir kahve ısmarlamak isterim."

Cümlesini dinlerken ona dönmemiş hatta adımlarımı yavaşlatsam da durmamıştım. Bu durum onu söylediğine pişman etmiş olacak ki aceleyle sıraladı kelimelerini.

"Tabii sizde isterseniz, yani öyle ani bir şekilde söyledim ama. Kitaplar hakkında konuşan insanlarla saatlerce sohbet edebilirim, lütfen kusura bakmayın."

partnership || zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin