"Ona ne olduğunu biliyorum."
Herkes Stephen'ın dediklerine odaklandı.
"Geçenlerde bir büyü üzerine araştırma yapıyordum. Bir süreliğine evden çıktım ve geldiğimde onu kitapları incelerken buldum. Hangi büyüyü yaptığını bilmiyorum. Ama onu geri getirme yolu elbette olmalı." Steve hızla Stephen'ın yakasını kavradı. Üzüntüden ne yaptığını bilmiyordu.
"Eğer ona bir şey olursa, eğer kızıma bir şey olursa yapacaklarımı tahmin bile edemezsin!"
*
Gözlerini açtığında yanına baktı Diana. Anlaşılan Bucky babalarının gazabına uğramak istememişti. Üzerinde ki kıyafetlere bakıp gülümsedi, Bucky gitmeden onu giydirmişti demek ki. Yataktan ayaklarını sarkıtıp banyoya girdi. Odasında bir değişiklik vardı, umursamadı. Yüzünü yıkayıp odasına geri geldi. Bi süre durup odayı inceledi. Burası onun odası değildi ki. Avengers üssüne nasıl gelmiş olabilirim diye düşündü. Hızla odadan çıktı, merdivenleri bir bir inerken bir yandan da buraya nasıl geldiğini düşünüyordu. Ona doğru gelen Natasha'yı görünce durdu.
"Natasha, nasılsın?" daha önce kendisine hiç böyle yabancı bakmamıştı yakın arkadaşı. Parmağını kulaklığına götürüp bastırd Natasha.
"Tony, uyandı!" gözlerimi kırpıştırdı Diana evet uyanmıştı ama bunu niye ajan kulaklıkları ile konuşuyorlardı ki? Natasha koluna girip yürümeye başlayınca onu takip etti. Hali yoktu, hala uykusuzdu ve bunlar Natasha Romanoff'a karşı gelmesini engelleyen küçük sebeplerdi. Salona girdiklerinde herkesin büyük salonda olduğunu gördü. Bugün özel gün felan mıydı diye düşündü. Steve yanına geldi, elini Diana'nın koluna koyup biraz eğildi.
"Merhaba, ben Steve Rogers. Senin adını öğrenebilir miyim?" Genç kız şaşırdı. Babası ona adını mı soruyordu?
"Çok fazla yumuşak davranıyorsun yüzbaşı. Bırak ben hallederim." Tony, Diana'ya doğru ilerlediğinde kız hala şoktaydı.
"Seni kim gönderdi." genç kız Steve'den aldığı bakışlarını Tony'e döndürdü.
"Ha?" ağzından sadece bu çıkmıştı.
"Seni kim gönderdi dedim. Nasıl olsa her gün kapımızın önüne çıplak bir beden düşmüyor. Tamam bu dediğim biraz sapıkça oldu. Merak etme seni Romanoff gördü sadece. Sonra da üstünü giydirdi. " kız denilenleri idrak edemiyordu. Steve' in elinden kurtardığı elini göğsüne koyup kahkaha attı.
"C-cidden bu şakaya inanacağımı mı düşündünüz? Hadi ama yeter bu kadar kesin şunu." kendisine hala yabancı bakan gözler ile ciddileşmişti Diana.
"Tamam bir travma geçirdiğin belli. Gel Banner seni sağlık taramasından geçirsin." Diana elini Tony'nin elinden kurtardı. Geçmişe felan mı geldim diye düşündü.
"Bak sana yardımcı olabiliriz." sevdiği adamın sesinin geldiği yöne döndü. Ama o sevdiği adam değildi gözlerinde soğukluk vardı çünkü. Yabancı bir soğukluk. Genç kızın gözünden bir damla yaş düştü.
"Ben nereye geldim. Burası neresi?" kızın tek nefeste söylediği şey ile herkes şaşırmıştı. Avengers üssünü bilmeyen mi vardı?
"Avengers üssündesin. Bak eğer başka bir gezegenden geldiysen seni yaşadığın yere ailenin yanına geri gönderebiliriz." kafasını salladı genç kız ağlayarak. Böyle bir şey olması mümkün değildi. Arkasında duran koltuğa oturdu. Tüm dikkatler onun üzerindeydi. Pietro hızla mutfağa gidip su getirdi. Kız suyu titreyen eliyle içemeye çalıştı başaramayanıca da suyu yere koydu.
"Tamam, en iyisi sen dinlen sonra konuşuruz." Steve, Pietro'ya baktı. Pietro, Diana'yı kucağına alıp odaya çıktı. Genç kızın bedeni yatağa düştü, kabusta gibiydi. Ve bu kabustan bir an önce uyanmak en çok istediği şeydi.
1 hafta sonra
"Yine mi konuşmadı?" Natasha'nın sorusu ile kafasını salladı Clint.
"Hayır konuşmuyor. Bir ajan olduğunu sanmam korktuğu gözlerinden belli." Natasha sırıtarak içkisinden bir yudum aldı.
"Gözlerde ki duyguların kontrol edilebilecek bir şey olduğunu benden bilmen lazımdı Barton." Clint kafasını salladı tekrardan.
"Ajan olmadığı her halinden belli Romanoff. Baksana 1 haftadan beri sadece yemek yerken bizimle duruyor. Onada Steve zarzor ikna ediyor onu. Dün sırf Steve dedi diye iki tane yumurtayı zorla yedi. Bu normal değil." Natasha sinirlendi, hayatı boyunca çözemediği gizem olmamıştı. Ama bu kız herkesin merak konusuydu. Merdivenlerden inen beden ile oraya doğru ilerlediler. Diana zar zor merdivenlerden iniyordu.
"Size her şeyi anlatacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Parallel Universe} Diana & Bucky Barnes | Stony
FanfictionMpreg içerir! Stony' daughter Diana, sevdiği adama bir gece öylesine sorduğu sorunun gerçekleşeceğini nerden bilebilirdi ki. Uyandığında kendini farklı bir gerçeklikte bulmuştu. Yüzler tanıdıktı ama duygular. Ve kendi gerçekliğine geri dönmek için...