"110 numara. eric sohn kafani kaldir ve tahtadaki soruya cevap ver."
özel seoul fen lisesinde normal sayılacak bir gündü. dördüncü dersin ikinci yarısında eric çoktan uykuya dalmıştı ve bu durum da bir bakıma sınıfın rutiniydi. sunwoo ise eric hakkında fizik dersini dinlemenin uykusunu getirdiğini bilirdi ve sıra arkadaşı olarak onu uyandırma rutinine sahipti.
"eric kalk kafana otururum bak bu kadın sana eksi atmakla kalmaz bize de çatar."
sunwoo onu şiddetle sarstığı için şokla uyanan eric refleks olarak ayağa kalktı.
"ilk defa dersimde kalktığına şahit oluyoruz eric sohn. soruyu cevaplayabilir misin?"
"sanırım bir hocam."
"bu sorudaki dalga boyunu soruyorum bana bir diyorsun. ben kendim için mi anlatıyorum bunları? şimdi masama otursam telefona baksam da benim maaşım yatıyor. sizin için anlatıyorum, bunları bilmezseniz bir halt olamazsınız. otur yerine."
fizikçi choi hoca aklına geleni söyledikten sonra yerine oturan eric henüz az önce zorla ayrıldığı rüyasının etkisinden çıkmamıştı ki, uyurken yüzünü kapattığı aşk romanını sırasının üstünde bıraktığı kafasına biraz geç dank etti. kitabı kimseye çaktırmadan sırasının altına atmaya çalıştı. karizma çizilemezdi.
"sunwoo öyle bir rüya gördüm ki bir daha asla böylesini görmem gibi hissettirdi."
"aferin nohut kafa. biz de dalgalar işledik işte. genlik, dalga boyu, atma falan. bir göz atsaydın keşke uyumadan."
"bozmuşsun sen ha."
"kes eric konuşma."
"bozmuşsun sen, haknyeonla takıla takıla inek olmuşsun başıma."
"zamanımı tribini dinleyerek geçirmek tercihim değil. zil de çaldı zaten ben kantine iniyorum."
"çok konuşma uykum var."
ve eric geri uyudu. sunwoo silgisine kalemle delik açmaya devam etti. önlerinde oturan haknyeon öğretmenin her dediğini not aldı. arka sıradaki jaehyun pipetiyle eric'in saçına isabet ettirdiği kağıt topları saymaya döndü. özel seoul fen lisesinde gerçekten normal bir gündü. sadece eric için çok da normal geçiyor sayılmazdı.
ders saatleri bittiğinde ve eve gitme zamanı geldiğinde eric bisikletine atlayıp otobüs durağına giden sunwoo'nun yanına sürdü. gerçekten birine anlatmayı çok istiyordu. sonuçta gerçek olmayan birinden hoşlanmak yaygın bir durum değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cingulomania : juric
Фанфикcingulomania, sevdiğimiz birine sarılmak için duyduğumuz büyük isteğe denir. eric her gece garip rüyalar görüyordu. bu rüyalar mümkün olduğundan daha gerçekçiydi. hepsinde ona eşlik eden biri de vardı. rüyalarında eric hep onunla buluşuyordu. zamanl...