𝘱𝘴𝘺𝘤𝘩𝘰 𝘵𝘩𝘢𝘯 𝘦𝘷𝘦𝘳

28 4 1
                                    

Biraz da olanları benden dinlemek isterseniz diye bu seferde sözü ben aldım. Dün ki olaydan sonra Baekhyun gergindi. Ona tekrar tekrar Seoyeon'un bizi görmediğini dile getirsem de bir türlü tam anlamıyla emin olamıyordu. Ben de bu gergin çocuğa karşı tahammül sınırlarımı zorlayarak görmemiştir diyerek her seferinde onu yatıştırıyordum. Odamda oturup dergileri karıştırdığım sırada telefonda onun ismini tuşladım. Birkaç çalıştan sonra cevap verdi.

- Baekhyun?

- Efendim.

- Bugün büyük gün.

- Ne? O gün geldi mi yani?

- Evet daha fazla beklemeyeceğim. Adamımı ayarladım kendisi Kim Yun Ho'nun yerine onun imzasıyla benimle evlenecek. Tabii nikah memurunu da hallettim. O öldükten sonra nikah kıyılmış olacak. Kayıtlara daha önce evlenmişiz olarak geçecek. Böylece başında olduğu şirketin başına da direkt ben geçmiş olacağım...

Bir süre telefonda sesi duyulmadı.

- Wow, ne diyebilirim ki sen her şeyi düşünmüşsün.

Güldüm.

- Bir cinayeti kusursuz işlemek istiyorsan bütün ayrıntıları düşünmelisin.

- Doğru. Peki ben ne yapacağım şimdi?

- Sen akşam dediğim saatte malikanede ol. Kendin gel ki şüphe çekmeyelim.

- Tamamdır. Akşam görüşürüz.

- Görüşürüz.

Telefonu kapatırken kapı tıklandı.

- Gel.

Kapının ardında görünen kişi Seoyeon'du.

- Seoyeon? Gel.

- Efendim, dosyaları getirdim.

- Tabii getir.

Seoyeon dosyaları bana uzatırken tuhaf bir şey hissettim. Dosyaları elinden alıp son kez gözden geçirmek için karıştırdım.

- Tamam çıkabilirsin.

- Peki efendim.

Odadan çıkarken aldırmadım. Telefonumdan Kim Yun Ho'nun numarasına bastım. Telefon anında açıldı.

- Alo hayatım?

- Tünaydın.

- Tünaydın.

Telefonu kendimden uzaklaştırdım. Of sanki zorla konuşturuyorum...

- Ne yapıyorsun bugün?

- Her zaman ki şeyler hayatım. İşimin başındayım.

Iyy işinin başında dur sen. Altında ki koltuğu bile alacağım haberi yok.

- Bak ne diyeceğim. Benim evde akşam yemeği yiyelim mi? Ne dersin. Hem ben hazırlayacağım bak.

- Bilmem ki. Çok işim var bugün.

- Hayatım hadi ya...

- İyi peki.

- Süper! O zaman akşam 8 diyorum.

- Tamam. Akşam görüşürüz.

- Görüşürüz hayatım...

Bu sana son hayatım diyişim hayatım... Telefonu kapatırken gülümseyerek bacak bacak üstüne attım. Elimdeki kahveyi yudumlarken keyiflendim.

jealousy, jealousy // baekyeon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin