Sabah mızmızlanarak ekmek almak için evden çıktım ve havanın güzelliği ile hafif bir şarkı mırıdanarak markete girdim. 1 tam tahılı 1 de kepekli ekmek alıp abur cubur reyonuna yöneldim. Bugün haftasonuydu ve benim için haftasonu yabancı dizi izlemek,abur cubur yemek, tüm gün evde yatmak demekti. Bu 3'lüyü seviyordum. Elimi Cangaya uzattım ve son çikolatayıda sepete koydum. Sıraya girecekken dün tanışmış olduğum Doruk'u gördüm ve yanına gittim. "Günaydıın" dedim neşeli bir ses tonuyla. Kafasını bana çevirdi ve anında tekrar sütleri incelemeye başladı. "Sanada" dedi yarı gülümser bir şekilde. Hey hey hey durun bir dakika bu çocuğun gamzeleri mi vardı. Aman Allah'ım. Hep gamzelerimin olmasını istemişimdir ama olmadı. Doruk'un bana baktığını fark ettikten sonra kafamı başka yöne çevirdim ve kumral saçıma elimi sokup geri çektim. Utanmıştım. Utanınca hep yanaklarım kızarırdı ve saçlarımla oynardım. Sonunsa pes ederek o kahverengi gözlerine "Ne var?" der gibi baktım. Taş gibi çocuksun ne var yani azıcık gözümü bayram ettirdiysem? Diye ekledim içimden. Ayağıma baktı ve "Nasıl oldun?" dedi. "İyiyim incinmiş biraz o kadar sargıya aldılar" dedim. Kulağıma eğilip "Ufak bir tavsiye ; üzerine et koy, ağrısını alır" dedi ve gitti. Bu kadar yakın olmak zorunda mıydı? Kalbim deli gibi çarparken hala aptal aşılar gibi olduğum yerde gülümsüyordum. Tanrım ne olmuştu bana böyle?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dipsiz Kuyu
Teen FictionSıradan hayatı olan bir genç kızın birdenbire değişmesi ve yeniçocuk.