Dipsiz Kuyu

Sevimsiz.

Bugün okulda Doruk'u hiç görmemiştim. Dün olanları bizimkilere de anlatmamıştım. Anlatmak da istemiyordum açıkçası. Yanlış düşünmelerinden korkuyordum. Kantinci abiden sıcak çikolata istedim ve yapmasını bekliyordum. Çok tanıdık bir ses omzuma kadar eğilip
"Dün iyi uyudun mu?" dedi. Arkamı döndüğümde Doruk'la karşılaştım. Çok yakındık. Çok yakın.
"Ah evet. Sen olmasaydın yapamazdım." dedim. "Ha birde, kıyafetlen bizde kalmış. Bir ara gelip al." dedim gülümseyerek.
O da bana gülümsedi ve kafasınu olumlu anlamda salladı. Neden bilmiyorum Doruk'un gamzelerini görmeyi seviyorum. Fazla güzeller. Kantinci abi "Buyur kızım, sıcak çikolatan" dedi. Bende parayı uzattım ve teşekkür ettim.
Her zamanki gibi matematik dersinde uyumuştum. napıyım. çook sıkıcı bence.  Diğer ders beden olduğu için teneffüste soyunma odasına gittik. Altıma diz kapağımın 5 parmak üzerinde bir gri şort, üzerimede siyah adidas rambo atlatlerimi giydim. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Bahçeye çıktığımızda bir beden daha bizimle çıkmıştı. Bundan nefret ederdim. Sahayı istediğimiz gibi kullanamazdık çünkü. Mecburen karşı sınıfla maç yapardık. Voleybol oynamayı çok severdim.   Zaten sınıfta sadece bizim tayfa severdik. Diğerle futbol, tenis, basketbol gibi sporlara yönelirdi. Ege, ben, gizem kıvanç ve kuzey bir grup olduk. Karşı takım 7 kişiydi. 1 kişiyi bize vermeler gerekiyordu. Şu an 6 kişilerde ama 1 kişi sonradan gelecekmiş. Hala başlayamazdık. 5 Dakika tanışma muhabbeti yaptıktan sonra adının Cem olduğunu öğrendiğim bir çocuk "Doruk da geldii hadi başlayalım dedi." Heh bir bu eksikti. Voleybol oynarken götü başı dağıtıyordum. O halimle mi görecekti beni yaa? "Doruk sen karşı takıma geç" dedi karşı takımdan bir çocuk. Doruk itiraz etmeden geldi ve bana göz kırptı.  Tatlı ve oldukça havalı durduğunu söylemeliyim. İlk seti biz aldık. 2. Seti oynarken manşeti Gizem attı. Topu karşıdan güzel bi hareketle karşıladılar. Top bana geliyordu. Zıplayıp vuracaktım ki biriyle çarpıştım. Yere düşerken fark edememiştim ama yere düştükten sonra gözümü açınca Doruk'un üzerinde olduğumu fark ettim. Ahh hadi amaa.Böyle şeyler sadece filmlerde olurdu! Kalkmaya çalıştım ama belimi saran kollar yüzünden kalkamıyordum. Bırak istersen diye fısıldadım. Sanırım o anda belimi sardığını fark etmiş olacakki ellerini çekti. Bende kalktım ve oyuna kaldığımız yerden devam ettik.Maçı biz almıştık. Gruptaki herkesle tek tek sarıldım ve tebrikler dedim. Doruk'a da sarılıp tebrikler dedim. Hoşuna gitmiş olacakki sırıttı. Zaten son saat olduğu için üzerimi değiştirmeden sınıftan çantamı alıp çıktım. Eve gelince çok yorulduğumuz için Gizem'le dışardan bir şeyler sipariş edip onları yedik. Dedikodu yaptık, havadan sudan konuştuk ve ödevlerimizi yapmak üzere odalarımıza çekildik. Ödevletimi tamamlayınca duş alıp yatağa attım kendimi. Gün boyu yaşadıklarımızı düşünüp uyuyamıyordum. Doruk'a o kadar yakın olmak. Kokusunu bilmek. değişik hissettiriyordu. Tam uyku moduna geçecekken balkon kapısının tıklatıldığını duydum. Kalkıp bakınca doruku gördüm. kapıyı açtım ve içeri aldım.
"umarım rahatsız etmiyorumdur" dedi montunu çıkarırken. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu ki? Daha sabah burun buruna düşmüştük.
"Neden geldin?"
"uyuyamadım."
"bende uyuyamıyorum ama ben ne yapabilirim ki?"
"Seni bilmem ama uyuman için sana yardımcı olabirim."
"Nasıl?"
"Masal anlatmamı ister misin?"
Bu hep işe yarardı. Annem küçükken uyuyamadığımda hep anlatırdı.Annem demişken. Onu çok özlemiştim. Ne yapıyordu acaba?
"Olabilir" dedim gülümseyerek. Yatağa uzandım oda koltuğa oturdu. Saçma sapan bir masal anlatıyordu. Göz kapaklarım kendiliğinden kapanırken uykuya teslim oldum.
...
Gözlerimi zorla açarken yanımda bir çöküntü hissettim. Bacağımın ve belimin  üzerinde ağırlık vardı. Yanıma baktığımda Doruk uyuyordu. Bacağı bacağımın eli de belimin üzerindeydi. Yüzünü dikkatle izleyince ne kadar mükemmel olduğunu hatırladım. Tekrar.
"Uyu, sevimsizim" diye emretti. Bi dakka. Ben sevimsiz miydim. Daha önemlisi onun sevimsizi miydim. Sevimsiz dese hiç hoşuma gitmezdi. Ama sonuna -m eki getirdiğinde sesimi çıkarmamıştım.
"İyi geceler" dedim ve gözlerimi kapattım.
"İyi geceler,prenses."