Why do you speak like we won't meet again for such a long time?
"Because we didn't, for such a long time."
-Günlerimin garipleştiğini söylemiştim ya, bence bundan daha anlaşılmaz olamazdı. Bugün Chuuya ile restorana gitmek için sözleşmiştik. Evimin önüne geldi, dışarı çıkacağımız sırada Kunikida-kun koşarak bize yaklaştı. "Bazı şeyleri hatırlaman gerek." diyerek kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı. İkimiz önde Chuuya peşimizde bir mezarlığa geldik.
Etrafta ağlayan, dualar eden ve ellerinde çiçekle yürüyen birkaç insan vardı. Bir taşın önünde durmamızla sessiz yürüyüşümüz sona erdi. Kunikida-kun işaret parmağının ucunu taşın üzerindeki yazıya doğrulttu. "Bak."
Bakın, espri yapma konusunda kötü olduğumu kabul ediyorum. Fakat ben hayatımda bu kadar kötü bir mizah anlayışı görmedim, göreceğimi de düşünmüyorum.
Nakahara Chuuya
D:29.04.1919
Ö:22.10.1937Evet, mezar taşında tam olarak bu yazıyordu. İkimiz de anlam veremedik duruma doğal olarak. Sorgulayan bakışlarımızı Kunikida-kun'a çevirmişken ilk tepki veren ben oldum. "Hey Kunikida-kun, bu komik bir şaka değil. Bak, Chuuya da gülmüyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oblivion. |soukoku|
Fanfictionsoukoku. angst. "he taught me how to love, but not how to stop."