Karsılasma

61 1 4
                                    

Bu gün yeni bir okula başlayacaktım yeni bir okul yeni bir şehir yeni arkadaşlıklar ve yeni bembeyaz bir hayat ben Loren Jefferson Annem ve babamı çok küçükken kaybetmişim hadi ama çocuklar acıyarak bakmayın bana onların yokluğunu asla belli etmeyen 3 Teyzem var Maria,Adale ve Destenie hepsiyle gayet iyi anlaşıyoruz gerçekten iyi anlaşıyoruz sabah üzerime dökülen su sayesinde uyandım "Hadi ama Adale teyze gerçekten bunu yapman gerekiyormuydu" dedim sitem ederek ses gelmeyince yorganı üzerimden atıp ona baktım o  Maria teyzem olmadığı zaman hep böyle uyandırırdı beni Maria teyzem çoğunlukla gıdıklayarak uyandırmayı severdi Destenie teyzem ikisine kıyasen sadece seslenip giderdi "yeni okul günü ufaklık hadi kalkıp hazırlan kahvaltıda seni bekliyor olacağız 15 dakika süre sana kurt gibi açım Destenie ay çöreği yapmış ona asla dayanamam bilirsin" ammada çok konuşuyor bu kadın basımı sallayarak duşa girdim kısa bir duş ardından okul üniformamı giyip saçımı açık bıraktım kasılmaya ne gerek vardı değilmi su kravat işini becerebileceğimi sanmıyorum ama Destenie kesinlikle yapar Zeki kadın gerçekten aşşağıya inip hepsine selam verdim Adale teyzem konuşmaya başladı " Tanrı askına Jefferson bu tip'te neyin nesi" yanındaki Destenie teyzemi gösterip "tıpkı annesinin gençliğine benzemiyormu?" diye sordu Destenie teyzem susması için ufak bir bakış attıktan sonra bana döndü "Kravatını bağlamamı istermisin?" aslında teyzecim tam olarak da o yüzden gelmiştim bir iki adım atıp onun oturduğu sandalyenin yanına gittim ayağa kalkıp kravatımı düzelttikten sonra hepimiz kahvaltı yapmak için masaya oturduk ama Maria teyzem yoktu "Maria teyze nerede" Adale teyzem bilmem dercesine omuz silkti Destenie teyzemde ay çöreğinden bir ısırık alıp konuşmaya başladı "iş bakmaya gitti bizde seni okula bıraktıktan sonra bakmaya gideceğiz canım " dedi Adale teyzem gülüp bana bakti ve eliyle Destenie teyzemi gösterip aynen böyle dedi "aslında o bakacak benim zaten işim var" Destenie teyzem kaslarını kaldırıp ne zamandan beri dedi Adale teyzem konuşmaya tekrardan başlayacaktıki meyve suyumuda dikledikten sonra ayağa kalkıp "güzel bayanlar çıksakmı acaba artık" dedim ikiside ayağa kalkmaya hazırlandı Destenie teyzem konuşup "Sofrayı kuşlar toplayacak değil " dedi Adale teyzem kahkaha atıp "tabiki kuşlar degil sen toplayacaksın" dedi bunların atışmaları tüm gün sürebilirdi o yüzden aralarına girip " ben sizi bölmemeyeyim siz devam edin ben okula geçeyim ne dersiniz" dedim ikiside birbirine baktıktan sonra "yolu bulabilirmisin ki "dediler çocukmuyum ben tabiki bulurum kafamı evet anlamında sallayıp komidonun önündeki çantamı alıp evden çıktım bi 3 kilometre yürüdükten sonra okulumun önünde durdum vay be gerçekten soylu öğrenciler var galiba içeri bir iki adım attıktan sonra biraz göz gezdirdim sınıfım 11 C sınıfı idi sınıfa girdiğimde sadece 3,4 kişi vardı kimseyle konuşmadan boş bir sıraya oturup telefonla uğraşmaya basladım kısa bir süre sonra bir erkek yanıma gelip basımda dikildi ters bir bakış atıp ona döndüm "kalksana yerimden" telefonu kapatıp dikkatlice baktım ve konuşmaya başladım "tapulu malınmı" kahkaha atıp "evet" dedi tam bir şey söyleyecekken içeri 1.55 boylarında bir kız girip masanın üstünde oturdu "sorun ne sevgilim" aman be bu salaklarlamı uğraşacaktım kalkıp bir arka sıraya geçtim "hey orasıda benim yerim" dedi 1.55'in yanına gelen çakma sarışın "benim yanım boş oturabilirsin" dedi sarı saçlı bir çocuk yanına oturup tesekkür ettikten sonra diğer aptal çocuk "hızlısın Ender" dedi isminin Ender olduğunu öğrendiğim çocuk gözlerini kısıp "ağzınla yüzünün yer değişmesini istemiyorsun kapa çeneni Marcus Sullivan" oo havalı bir soyisim ikiside birbirine ters ters baktıktan sonra Marcus ve sevgilisi aynı sıraya oturdu 5 dakika aradan sonra içeri Bölüm hocası girdi "Günaydın Gençler bu gün aramıza yeni bir arkadaşımız katıldı kendini tanıtırmısın bize güzelim " dedi ayağa kalkıp "Tabiki ,ben Loren Jefferson " söylediğim şeyle herkes kendi aralarında konuşmaya başladı "Vay bir Jefferson" kaslarımı kaldırıp anlamadığımı belli eder bir ifade takındım " Jefferson bizim kasabamız için oldukça önemli bir soyisim canım oturabilirsin " dedi bu neydi şimdi ilk defa geldiğim kasabada nasıl tanınmış birine denk gelebilirim ki neyse sonuçta tek Jefferson soyaismi bana ait değil " vay bir Jefferson ile aynı sırada oturmak bana düştüğü için çok mutluyum " hey ne alaka bunlar cidden sıyırmış okuldaki diğer saatlerimde Ender ile birlikteydim gerçekten iyi bir çocuktu su soyisim konusu biraz garip olsada üzerine ne ben fazla düştüm nede o eve gitme saati geldiğinde son bir kere daha okul kapısının önünde duran Marcusa rastladım sigara içiyordu o beni görmedi kız arkadaşı ile ilgileniyordu yani olması gerekende oydu tam okul kapısından çıkacakken arkamdan Ender'in sesini duydum "Jefferson bekle" kafamı çevirip gülümsedim "şey diyecektim ben eve bırakabilirim istersen yürüyelim yada araba ile" ne kadar tatlı bir çocuktu tam bir şey soyleyecekken Marcus seslendi "yanlış bir seçim yapma kızım günün sonunu yatakta geçirmek zorunda kalırsın" Ender gözlerini açıp ona vurmak için hızlı bir adım attı ama kolundan tutup omuz silktim " Yürüyelim gel hadi" bir bana bir Sullivana bakıp zorla da olsa tebessüm etti daha sonra ona dönüp " seninle göreceğiz Marcus " kahkaha atıp "her zaman " dedi bu çocuğun sorunu da neydi gerçekten tam bir zorba ve aptal yolun yarısına geldiğimizde Endere dönüp "şey ya soramadım ama senin evinin yolunu uzattık ve araban orda kaldı kusura bakma cidden ben olay büyüme-" sözümü kesip güldü ve konuşmaya başladı "hayır yolumu uzatmadın sana teklif eden bendim araba konusuna gelince anahtar şöförümde çağırırım getirir" vay be insanlar nasıl yaşıyor "ov peki " 5 dakika sonra kapının önüne geldiğimde elimi ona uzatıp "tanıştığıma memnun oldum Ender" dedim oda elini uzatıp bende memnun oldum Jefferson dedi

SonWhere stories live. Discover now