İki genç hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı iniyorlardı.
"Hadi kuzen acele et yoksa babamın öfkesiyle karşılaşacağız." dedi soluk soluğa.
"Amcamın öfkelendiğinde bu kadar hızlı olacağını nerden bilebilirdim."
Arkadan gür sesi ile Bay Gihabus "Buraya gelin sizi kaçaklar!" diye öfkeyle bağırdı. Fakat bağırması işe yaramadı çünkü iki genç çoktan ortadan kaybolmuşlardı.
"Bunlardan adam olmaz." diye homurdandı.
***
Okulun girişinde somurtkan bir biçimde bal sarısı gözlerini yola dikmiş, geç kalan arkadaşını bekliyordu genç kız.
"Nihayet geldin, kök salmaya başlamıştım." diye homurdandı.
"Bir kedin olsaydı anlardın. Dün gece Piyana çok hastaydı ondan ayrılamadım." diye bahanesini sundu genç kız, turuncu uzun saçlarını hızlı bir şekilde bağlarken.
"Bakalım Bayan Debinya bu bahaneyi kabul edecek mi?" derken merdivenlerden hızla çıktılar.
Kapıyı tıklayarak sınıfa girdiler.
"Sâyen Pozna ve Hisa Akora sanırım saatinizde bir sorun var. Derse başlayalı on dakika oldu."
Bayan Debinya sorar gözlerle ikisine baktı. Özür dileyerek sıralarına oturdular.Öğretmen tahtaya yönelmişti ki kapı tekrardan tıklatıldı. Müdür içeri girdi.
"Böldüğüm için üzgünüm Bayan Debinya. Yeni öğrencileri sınafa getirdim."
Sınıfa iki genç girdi. Sınıftaki herkes şaşkına uğradı çünkü gelenler, Agreste kuzenlerdi.
"Evet çocuklar Siyun ve Azefan okulumuzun yeni öğrencileri. Artık bu sınıfta olacaklar. Kendinizi kısaca tanıtabilirsiniz."
"Merhaba ben Azefan Agreste on altı yaşındayım. Gihabus Agreste'nin oğluyum." diyerek kendini kısaca tanıttı.
"Siyun Agreste, Azefan'ın kuzeniyim, aynı yaştayız. Dovala Agreste 'nin oğluyum." dedi sakin bir ses tonuyla.
Bayan Debinya Agreste'ler için uygun bir yer ararken en önde tek başına oturan Hisa elini kaldırdı.
"Ben arkaya Sâyen'in yanına geçebilirim efendim, benim yerime geçebilirler."
"Harika fikir Hisa, o zaman ön sıra sizin beyler." diyerek Bayan Debinya dersine devam etti.
Siyun sıraya otururken arka sırada oturan Hisa ile göz göze gelmişti. Hisa o buz mavisi gözlerinin etkisinden çıkmak için gözlerini bir kaç kez kapatıp açtı.
Sâyen ve Hisa birbirlerine şaşkınlıkla baktı. Çünkü o meşhur, yakışıklı Agreste'ler şuanda ön sıralarında oturuyordu. Sâyen sadece Hisa'nın duyabileceği şekilde, "Sencede çok hoş biri değil mi?" diye sordu.
"Hangisinden bahsediyorsun? Benim önümdekini kastediyosan gerçekten de çok hoş." dedi tebessüm ederek."Sarıdan değil siyahtan bahsediyorum." diyerek açıkladı Sâyen.
"Henüz onu incelemedim."
İki arkadaş sessizce kıkırdadılar...
***
Sınıftaki herkes dersin bir an önce bitmesini ve Agreste'lerle tanışmak istedi.
"Siyun ve Azefan konularda bizden geri değilsiniz ama yine de bir özet geçmek iyi olur. Sınıftaki arkadaşlarınız size bu konuda yardımcı olabilir."
Sınıftaki herkes Siyun ve Azefan'a konuları anlatmak istedi fakat hepsi bir anda çekinmişlerdi.
Ders bitince iki kuzen aşağı kantine indiler. Buzlu kahvelerini alıp bir masaya oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Bir Efsane
FantasiaKitabımızın bulunduğu zaman yaklaşık 70 yıl sonradır. Kitbımızda yıllar önce ortaya çıkmış bir efsanenin 70 yıl sonra tekrardan gerçekleşmesini ana konu ediniyoruz. İnsanların zihninde sadece eskiye dayanan bir efsane olan kwamiler yıllar sonra biz...