BROTHER ll JİHOPE

°intikam Ateşi°

"numarasını buldunmu" demiştim içime çektiğim sigara dumanını üflerken.
"jimin bak-"
"sana numarasını buldunmu dedim! Salak saçma savunmalarını kendine sakla"
"jimin yapamayacaksın daha onu hiç görmedin tanımadın bile nereden bilebilirsin ne olacağını?"
"görsem ne olacak sana sikimde olmadığını söylemiştim şimdi bana o oruspu çocuğunun numarasını ver"
"ah, pekala ********* umarım yapamazsın"
"emin olki yapacağım :)"

///////////////////////////////////////////////////

**********:
Selam

Hope:
selam siz kimsiniz?

**********:
Arkadaş olmak isteyen biri diyelim

Hope:
arkadaş olmak için birbirimizi
tanımamız gerekmezmi?

**********:
Tanıyalım o halde
Ben jimin
23 yaşındayım daha fazla
Bilgi gereksiz

Hope:
ben hoseok 17 yaşındayım
ama numaramı nereden buldun🤔ayrıca
Tanıma derken böyle değil seni okuldan
Bir yerden tanıyormuyum?

*********:emojimi fazlamı
bebeksisin|
Fazla ayrıntıya giriyorsun
gibime geliyor

Hope:
aslında ayrıntı değil ama
neyse sonuçta arkadaş olmak
isteyen birinden zarar gelmez

********** numara "jimin" olarak kaydedildi

Jimin:
Sana en büyük zararı
Vermek için hazırım|
Evet

Hope:
peki fotoğrafını atsan?

Jimin:
Kimseye göstermemen şartıyla

Hope:
Tabiki kimseye göstermem

Jimin:

Hope:
Wow iyiymişsin

Jimin:kendini atmayacakmısın

Hope:

Jimin:
Taehyung'un dediği kadar tatlıymış|
İyi

Hope:
seni tanımadan arkadaş
Olmak sanki biraz tuhaf

Jimin:
İnternetten hiç arkadaşın
Olmadımı senin

Hope:
Oldu

Jimin:
o zaman?

Hope:
Bilemedimki

Jimin:bildiğin zaman yaz
*jimin çevrimdışı*

Hope:
Tamam, yazarım
*hope çevrimdışı*

Mesajı okuduğum anda telefonu yatağın bir kenarına atıp kendimi yatağa bırakmıştım. Derince bir nefes alıp bana anlamsız bakışlar atan Taehyung'a dik dik bakmaya başlamıştım, bu bakışın altında birşey yattığı çok belliydi.
"fazla acımasızsın seni ahmak" dudağım yukarı doğru kıvrılmış ve hafifçe kıkırdamıştım "iltifatın için teşekkür ederim" taehyung ne kadar içinden söylediğini sansada bana şerefsiz dediğini ap açık duyabilmiştim. Bu artık benim için bir lakaba dönüşmüştü. Tae her küfür ettiğinde ne var anlamında kafamı sallama gereği duyardım.

"emoji kullanmakla bebeksi olmanın bir alakası yok herkes emoji kullanır sen mağarada yaşadığın için anlamazsın"
Mesajları okuyan Taehyung'a hafifçe gülmüştüm çünkü kendiside mesajların yarısını saçma emojileriyle doldururdu.
"jeongguk'ta emoji kullanımlarını sevmiyormuş bildiğim kadarıyla"
"ah jimin siktir git bunu daha önce söylemeliydin çocukla her konuştuğumda emoji kullanıyorum!! Ama o benim emojilerimi sever"
"aynen aynen sever, ergenler"
"hadi ama aşk la ergenliğin ne alakası var? Sen hiç aşık olmadın bu yüzden bilemezsin ama aşk dünyanın en güzel duygusudur bir daha aşkı ergenliğe bağlarsan kafana bu vazoyu geçiririm"
Sadece göz devirmiştim, aşk denen saçmalığı neden bu kadar abarttıklarını hiç bir zaman anlayamamıştım aslına bakarsak, taehyung dediklerinde ne kadar haklı olsada kabullenmek istemiyordum, büyüdükleri zaman birbirlerine olan aşk diye adlandırdıkları saçma ilgi biterdi ne de olsa.

"ben çıkıyorum"
"canın cehenneme park"
"sanada görüşürüz tae"

Askılıktaki ceketimi elime alıp hızlıca evden çıkmıştım. Doğruyu söylemek gerekirse, şu hoseok adındaki çocuk kadar güzel bir erkek görmemiştim şu ana kadar. Güzeldi hemde gerçekten güzeldi.

Sahil kenarına ulaştığımda ise tek başına taşların orda oturan ve tanıdık gelen bir sıfatla karşı karşıya gelebilmiştim, giydiği kısa kollu yüzünden fazlasıyla üşüyor durmadan ellerini kollarına sürtüp kendini ısıtmaya çalışıyor gibi gözüküyordu. Hadi ama bu kimdi?
Siktir! Bu hoseok, nasıl bir şans nasıl bir tesadüftür, sesli bir şekilde küfür ettikten sonra gözlerimi bürüyen intikam ateşine kapılıp onu şuan oracıkta öldürmemek için kendime hakim olmaya çalışıyordum, hızla ilerleyip yakasından tutacağım sırada kollarımı tutan bir el hissetmiştim, kafamı hızla arkaya döndürdüğümde ise tekrardan sesli bir siktir çekmiştim..