Kurbağa Prens

247 15 4
                                    

Buğra bunu dedikten sonra sınıftan hızlıca çıktı.Şoktaydım.Bana öyle birşey demişti ki hala inanamıyorum.Ceren sınıfa girdi.Benim yanıma oturdu.
"Duru,orda mısın?Niye boş tahtaya bakıp gülüyorsun.İki saattir sana sesleniyorum."
"Hıı.Noldu Ceren?Kafamın dibinde bağırıp durma."
Bu Ceren'i anlamıyordum bir türlü.O kadar zayıftı hala kas yapmaya çalışıyordu amacı neydi anlamıyordum.Bunun için annesini ikna etmeye çalışıyordu.Durmadan annesini arıyordu bu yüzden.
"Duru,seni izliyorum iki saattir.Kendi kendine gülüyordun boş tahtaya bakıp."
"Saçmalama ya,ben mi boş tahtaya bakıyordum?"
"Ne olduğunu anlatmıcak mısın?Cenk gelmiş,ardından Buğra çıkmış." Bu kız herşeyi bilmek zorunda mıydı?
"Sen nerden biliyorsun?"
"Boşver nerden bildiğimi.Durumu anlat sen."
Dayanacak değildim.Bir an önce anlattım olan biteni.En sonunda ise,
"Bu çocuk sana aşık Buğra yani.Sende onu seviyorsun."
Selin'in nerde olduğunu sordum.Hastalanmış teneffüste.Annesini aramış.1 hafta raporluymuş ve durumu da iyiymiş.
Bu kız ne saçmalıyordu?Yok artık.Tamam itiraf ediyorum.Mutlu olmuştum.Ama aşık olmak,sevmek farklıydı.Ceren haklı olabilir miydi?Ben ne saçmalıyordum?İyice kafayı yemiştim.Okuldan sonra prova vardı.Eve gidince üstümü değiştirdim.Yemeğimi yedim.Annemi öpüp evden çıktım.Tiyatro salonuna vardığımda Kayhan hoca beni yanına çağırdı.
"2 saat sonra gösteriye hazır olmanız lazım.Provayı hemen yapmalıyız."
Ben evet anlamında başımı salladım.
"Ama Buğra gelmedi hocam."dediğim anda Buğra geldi.Benden tarafa hiç bakmadı.Kayhan hocayla konuştu hep.
Daha sonra kostüm odasına gittim.Beni hazırladılar.Aynaya baktığımda kendimi bir kez daha beğendim.Çok güzel olmuştum.Sahneye çıktığımda Buğrayı kurbağa kostümüyle görünce kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.Önce bana sinirle baktı daha sonraysa beni iyive süzdü.Ve yanıma gelip,
"Prensesim çok güzel olmuşsun.Beni prense dönüştürüceksin dimi?"
Ben ise cevap vermedim.Kayhan hocanın sesiyle ona yöneldik.Provamız iyi geçti.Tabii şu öpme sahnesi olmasa.Aslında tam olarak öpmüyordum.Yanağını öpücektim.Onun için sorun yoktu.Kırmızı perde çekildi.Ve perdenin arkasından sesler gelmeye başladı.Seyirciler gelmişti.Kayhan hocanın perdenin önüne geçti.Bizde son hazırlıklarımızı yaptık.Kayhan hoca konuşmaya başladı,
"Sevgili Seyirciler,öncelikle tiyaro oyunumuza hoşgeldiniz.Birazdan Kurbağa Prens masalını izliceksiniz.Umarım beğenirsiniz.İyi seyirler."
Bu konuşmayı yaptıktan sonra perde açıldı.Kayhan hoca masalın genelini anlatıyordu.
"Bir varmış,bir yokmuş.Uzak diyarların birinde bir cadı yaşarmış...."
Konuşmasını bitirdikten sonra ben konuşmaya başladım.
"Babam izin vermiyordu ormana gitmeme.Burası çok güzel.İyi ki de saraydan çıkmışım."Ben böyle konuşurken Kayhan hoca konuşmaya başladı.
"Prenses böyle mutlu mesut dolaşırken karşısında gördüğü şey karşısında şok oldu."
"Merhaba"dedi bir kurbağa."Prenses hayatında hiç bir kurbağa görmemişti.Daha doğrusu konuşan bir kurbağa."
"Sen nasıl konuşuyorsun."
"Ben aslında bir kurbağa değilim.Ben bir prensim."
"Anlıyorum ama yine de çok şaşkınım.Niye kurbağaya dönüştün ki."
"Kötü bir cadı beni bu hale dönüştürdü.Senden bir şey istesem yapabilir misin?
"Tabii ki de yaparım.Ne istiyorsun?"
"Eğer beni bir kız öperse eski halime dönücem."
"Ben..."Düşünüyormuş gibi yapıyordum rol gereği.
"Tamam.Seni öpücem."Buğraya yaklaştım.Bir anda beni yavaşça öptü.Normalde yanağını öpmem gerekirdi.Oysa beni öpmüştü.Kimsede fark etmemişti.Çünkü yüzlerimiz çok yakındı.Herkes yanağını öptüm zannediyordu.İlk öpücüğümü çalmıştı uyuz.Eminim yüzüm kıpkırmızıydı.Buğraya bakınca sırıtıyordu.Perde kapatıldı ve Kayhan hoca yanımıza geldi.
"Çocuklar çok iyi iş çıkardınız.Herkes çok beğendi.Tebrikler size."Kayhan hoca daha sonra gitti.Perde açıldı.Kimse yoktu herkes gitmişti.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun.Beni nasıl öpersin."Buğraysa sadece sırıtıyordu.Sonra üstümü değiştirmeye kostüm odasına gittim.Geri geldiğimde Buğrada üstünü değiştirmişti.Kim vardı sahnede dersiniz Cenk!
"Cenk ne işin var sesin burada?"
"Bu çocuk seni öptü mü?Çok yakınlaştınız.Bende seyirciler arasındaydım."Ben Cenk'i nasıl fark edememiştim.Buğra araya girdi.
"Sanane,bundan."
"Sen karışma.Ben Duru'ya sordum.Duru söylesene.Eğer hala bana kızgınsan özür dilerim dediklerim için."
"Evet,sana kızgınım.Ve seni ilgilendirmez."Cenk kolumu çekiştirip sahneden çıkarmaya çalıştı.Kolum çok acıyordu.
"Bırak kolumu ya."Buğra Cenk'in kolumu tuttuğu elini çekti.Oh be!Kolumu bırakmıştı.Kolum mosmor olmuştu.Erkeklerin hepsi aynı hepsi öküz.
Ben böyle düşünürken Buğra Cenk'e tokat attı.Evet,resmen tokat attı!Cenk bir an sendeledi sonra kendini toparladı.Tam Buğraya vuracakken ben Buğra'nın önüne geçtim.Bunu neden yaptım hiç bilmiyordum.Gözlerimi kapattım.Cenk kulağıma fısıldadı.
"Bu çocuğu bu kadar çok mu seviyorsun?"
Ben cevap vericek durumda değildim.Gözümü açtığımda Buğra yüzümü iki elinin arasına almıştı.O kadar yumuşaktı ki dokunuşu gözüm kapalıyken farkedememiştim bile.Ben cidden ne saçmalıyordum?Kendime gelmeliydim.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun?"
"Duru hala daha anlamıyor musun?Ben sensiz bir kurbağayım sadece."
Ne diyeceğimi bilmiyordum.Bir an dudaklarımda farklı bir tat hissettim.Buğra beni öpmüştü!Kendimi geri çektim ve koşarak sahneden uzaklaştım.Artık gözyaşlarımı serbest bırakmıştım.Eve gittiğimde direk odama girdim.Daha akşam olmamıştı, annem işten birazdan gelirdi.Kendimi toparladım.Ve Ceren'i aradım.
Bütün haftasonu Cerenle film izledik.Ceren bana neden ağladığımı sormamıştı.Benim anlatmamı bekliyordu biliyordum.Ama şu an depresyondaydım.Canım hiç birşey anlatmak istemiyordu.Annem beni çağırıyordu.
"Kızım bak kim gelmiş gelsene hadi."
"Kim gelmiş anne geliyorum."
Aşağı indiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim.Cenk gelmişti!
"Bak Cenk oğlum gelmiş."
"Görüyorum anne."
"Kızım misafirimizi içeri davet etsene."
Cenk'e gelmesi için işaret ettim.Beni takip ederek odaya girdi.
"Ne söyliceksen söyle."
"Ben özür dilerim öncelikle Duru.Kolun acıyor mu hala?"Cevap vermedim."Burak mıydı neydi adı neydi?Neden korudun onu?"
O böyle konuşurken.Bense üstümdekileri düşünüyordum.Gerçekten saçım berbattı.Üstümde pijamalarım vardı.Sonra düşüncelerimden sıyrıldım.
"Çünkü mevzu büyücekti.Sen ona tokat atıcaktın sonra o sana.Bu sefer bende ayıramazdım sizi."
"Anlıyorum seni Duru.O zaman beni affettin mi?"
"Seni affederim ancak bir şartım var."
"Neymiş?"
"Bir daha elimi tutmıcaksın.Sevgili de olmucaz."
"Kabul de sevgili olmayalım.Ama sevgili rolü yapmak zorundayız."
"Neden ki ?"
"Ben arkadaşlarıma seni söyledim.Seninle tanışmak istiyorlar.Sevgili olmucaz,elini tutmıcam.1 ay sevgiliyiz deriz tabii rolden,sonra da ayrıldık derim ben.Olur mu ?"
"Düşünmem lazım"
"Peki.Yarın bana kararını bildir.Bu arada voleybol takımına geri dönüyorsun."
Başımı evet anlamında salladım.Cenk'i yol ettim.Sonra annemde de işe gitti.Ceren'e bu sefer herşeyi anlatıcaktım.Ve Cenk'e hayır dicektim tabii sabaha kadar fikrim değişmezse.Ceren'e herşeyi anlattım.
"Buğra seni seviyor Cenkte.Ama sen Buğrayı seviyorsun."
Bu kız ne saçmalıyordu.Mutfağa girdik.Bir sürü pasta yaptık.Ben üstümü değiştirmeye odama gittim.Mutfak Ceren'e kalmıştı.Zafer benimdi mutfağı batırmıştık ve mutfağı Ceren toparlıcaktı.Üstümü değiştirdim ve saçımı yaptım.Mutfağa doğru ilerlerken zil çaldı.Annemdir diye düşündüm.Ama Buğraydı!
"Duru seninle konuşmam lazım.Dışarı çıksak daha iyi olur."
"Tamam.Bekle bir dakika."
Ceren'e kısaca durumu anlattım.Ceketimi alıp dışarı çıktım.Buğra beni bir restoranta götürdü.Çok şık bir yerdi.Çok da sakin ve huzur verici bir havası vardı.
"Duru..Biliyorsun sana karşı duygularımı.Sende birşey hissediyor musun?"
"Ben bilmiyorum..Kafam çok karışık."
"Düşün o zaman.Yarın kararını bildirirsin."
"Tamam."
"Bir yerlere gidelim mi?Ama istemezsen anlarım."Aslında gezmek istiyordum.Kafamı dağıtmak istiyordum.Bunun kararımı etkileyeceğinden korkuyordum.Eğlenmek benim de hakkımdı.
"Kararımı etkilemicekse ben filme gitmek isterim."
"Sana söz veriyorum kararını etkilemicek."Sinemaya gidince ben aşk filmlerini hiç sevmezdim.Onun için fantastik filmlere bakıyordum.Buğra'nın yanına gittiğimde aşk filmlerine bakıyordu.
"Bu filme gidelim mi?Çok güzel çok duygusal bir film."Bense sadece başımı evet anlamında salladım.Film çok sıkıcıydı gerçekten.Birden bir ağlama sesi duydum.
"Buğra ağlıyor musun?"Bense gülüyordum.
"Ağlamıyorum."
"Bana sakın gözüme toz kaçtı diye bir yalan söyleme."
"Ağlamıyorum ben."
"Ağlıyorsun işte."Yüzünü kendime çevirdim.Gözleri ışıl ışıldı o kadar tatlı bakıyordu ki.
"Tamam ağladım.Çünkü çok hüzünlü bir sahneydi."
Ben gülmeye başladım.Mola bitmişti ve film başlamıştı.
"Gidelim artık ben daha fazla izleyemicem."
"Tamam."
"Bowlinge gidelim mi?"
"Çok iyi olur.Bowling de kimse beni yenemez."
"O kadar güvenme kendine.Karşında ezeli bir rakibin var."
"O zaman yarışalım.Eğer ben kazanırsam Cenkten özür diliceksin.Anlaştık mı?"
"Anlaştık.Eğer ben kazanırsam bütün okulun önünde Buğrayı seviyorum diyiceksin."
"Bir özür yazısı yazmaya hazır ol."
"Sende okulun önünde aşkını itiraf etmeye hazır ol."Bowling topunu elimle kavradım.
Kararım ne olucaktı bilmiyordum?Kafam çok karışıktı.Vereceğim karar herkes için iyi olur inşallah.Cenk'i mi yoksa Buğra mı bunu ben bile bilmiyorum.Kalbim konuşmuyor,beni yönlendirmiyor.Bakalım kimi seçicem?Bunu bende merak ediyorum.

Yarım Bırakma!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin