Hep Övecek Değiliz Ya!

28 2 0
                                    

Başlayalım :))

Komşularınız çok sesli yürüdüğünüz takdirde ev sahibinize bir şikayet formu doldurabilirler...

Japonlar evleri inşaa ederken çok ince malzemeler kullandıkları için duvarlar da ince. Bu nedenle komşunuzun yaptığı her sesi duyabiliyorsunuz. Evlerinde de sessiz olmaları gereken Japonlar, ses çıkması durumunda sizi şikayet edebiliyorlar. Dolap kapaklarını yavaş kapatmadığı için şikayet edilen bile var.

Problemlerinizi direkt olarak 'o' kişiyle çözemiyorsunuz.

Aslında biz olsak direkt olarak gidip komşumuzla görüşebiliriz, sessiz olması için. Ama bu ülkede sorunlarınızı birebir çözemiyorsunuz. Direkt olarak daire sahibine bir mektup yazmanız gerekiyor.


Sokaktaki sesli reklamlar 7/24 devam ettiği için uykunuzdan uyanabilirsiniz.

Sessizlik konusunda bu kadar takıntılı olmalarına rağmen, sesli reklamlar konusunda oldukça rahatlar. Sokakta sürekli birisinin bağırdığını düşünsenize, oldukça rahatsız edici bir durum. İşin kötü kısmı ise bu reklamların gece, gündüz ya da hafta sonu dinlemeden devam ediyor olması.

  Japonya'da merkezi sistem ya da kaloriferli daire bulmanız çok zor.

Açıklama ise şu şekilde, merkezi ısıtma yok çünkü çok fazla deprem olduğu için yıkılan evlerin inşaası sırasında altyapıyı tekrar tekrar yapmak çok pahalı oluyormuş. Bu yüzden Japonlar ısıtıcı ya da şu meşhur Kotatsu masalarından kullanıyorlar. 

Son zamanlara kadar insanlar bu durumdan memnunlardı aslında. Fakat artık evlerinde merkezi bir ısıtma sistemi olsun istiyorlar. Zengin aileler ise kendi evleri için yaptırıyorlar.

Gyrau' anneler Japon kültürünü hiçe sayıyorlar...

Çocukları olup, parlak kıyafetler giyen, sahte kirpik kullanan, uzun tırnakları olan kadınlara 'gyrau' adı veriliyor. Aslında bu anneler de normal karşılanıyor ülkede fakat bazıları çocuklarını da bu etkinliklere dahil ettikleri için eleştiriliyorlar.

Birçok insan yurt dışından arkadaş edinip, onları kullanıyor.

Japonlar'la arkadaş olmanın ne kadar zor oluğunu bir yerlerde mutlaka duymuşsunuzdur. Fakat Japonya'da yeni bir grup insan var. Bu insanlar özellikle İngilizcesi iyi olanlar ile arkadaş olup, kendilerine ücret vermeden yabancı dil öğretmeni olarak kullanıyorlar.

Kanadalı bir blogger bu konuda şunları söylüyor: 'Benim Japonya'daki ilk arkadaşlarım aslında çok tatlıydı ama Japonca öğrendiğim zaman, anladım ki beni 'bedava öğretmen' olarak görüyorlarmış, hatta aralarında aşağılıyorlarmış.'

Bu arada şöyle de bir inançları var, ne kadar doğru bilemeyiz tabii ama yabancı biri ile evlenirler ve çocuk yaparlarsa, bu çocukların daha yakışıklı olacağına inanıyorlar.

Japonlar iki gruba ayrılırlar: Uchi ve Soto

Uchi daha küçük bir çember gibi. Aileyi, akrabaları ve yakın arkadaşları içeriyor. Geri kalan herkese Soto deniliyor. Bu iki grup o kadar farklı ki, Japonlar konuşurken bile farklı bir dil yapısı kullanıyorlar.

Hikikomori yaşam tarzını benimseyen 700 bin insan var.
Toplumdan kendini izole etmek isteyen insanlara 'hikikomori' adı veriliyor. Münzevi, yetişkin, ve ergen bireylerin toplumsal yaşamdan çekilmeleri, ve sıklıkla aşırı seviyelerde kendilerini izole etmeleri olayını anlatır. Birçoğu odasından sadece temel ihtiyaçları için çıkar, kimseyle doğru dürüst göz teması bile kurmaz. Japonya hükümeti de aslında bu durumdan şikayetçi olduğu için bu insanları topluma geri kazandırmanın yollarını arıyor.

!!!!! Her beş çiftten biri eşini aldatıyor.

Çiftlerin problemleri olmasına rağmen Japonya'da boşanma oranı çok düşük. Kadınlar boşandıkları zaman finansal açıdan zorlanacaklarını düşünürken, erkekler ise çocuklarını göremeyeceklerini düşündükleri için birlikte kalmayı tercih ediyorlar. Çünkü Japonya'da velayet diye bir kavram yok.

Yapılan bir araştırmaya göre, kadınların %15.2'si, erkeklerin %20.5'i eşlerini aldatıyor.


japonya ile ilgili bilgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin