2

222 28 12
                                    

Jisung yanımda beraber derse gidiyorduk. Dün akşam pek uyuyamamıştım. Zaten her zaman uyku problemlerim olmuştur. Bu yüzden alışkındım. Sınıfa geldiğimizde ise çoktan kendimi bir masaya fırlatmış ve uyuklamaya başlamıştım. Devasa sınıfta profesörün beni görme ihtimali de azdı nasıl olsa. Biraz uyuklayıp dinlenmiş olurdum. Tabii bu hayalime son veren yanımdan geçerken bana bir şeyler söyleyen kuçu kuçu olmuştu.

"Profesör seni yakalayacak."

O gidince Jisung tam bir şey söyleyecekken ondan önce davrandım.

"Klasik bir falcı. Ama süre kontrolünde iyi."

"Sen az önce kelimesi kelimesine aklımı mı okudun?"

"Hayır? Sadece anladım."

"Gücünü bilmediğimden."

Tripli şekilde söyleyince güldüm. Cidden güç kullanmadan tahmin etmişti. Eğer süre kontrolü normal olsa oturduktan ve ders başladıktan sonra bana bunu söylerdi. Sınıfa girer girmez söylemesi süre konusunda iyi olduğunu gösterirdi. Ben bunları düşünürken Felix geldi. İkimizin arasına oturdu ve kısaca selamlaştık. Zaten hemen profesör gelmişti. Kadın bir profesördü. Hepimiz susup ona odaklanmıştık. dersimiz güçlerimizi artırmak ile alakalıydı. Ruhsal bir şeydi bu. Az çok bir fikrim vardı bu konuda ama bilmediğim şeyler bildiğimin yüzlerce katıydı.

"Merhabalar. Yeni gelenler varsa diye söylüyorum ben profesör Kim Jisoo. Su kontrolcüsüyüm. Ve güçleriniz hakkında bilgi vermek kullanımlarını çeşitlendirip güçlendirmek konusunda size yardımcı oluyorum. Şimdi derse başlayalım. Listeden birini seçelim bakalım."

Siyah kahküllü ve uçları yeşil saçlarını düzeltip listeye yöneldi. Çok hoş ve nazik bir kadın gibiydi. Onu sevmiştim. O listede isimlere göz atarken Jisung ve Felix bir şeyler fısıldıyor ben de dinliyordum.

"Bu kadın Blackpink'ten değil mi?"

"Evet. 4 kişilerdi di mi?"

"Rosé,Jisoo,Jennie ve Lisa."

"En güçlü büyücü birliklerindenler diye duydum."

"Öyleler zaten. Okulumuz iyi derecedeki öğrencilere eğitim verdiğinden buradalar."

"Benim favorim Lisa. Senin kim Felix?"

"Jisoo. Yüzde bir milyon hem de. Çok belli etmiyor ama en güçlü büyücülerdenmiş. Sakin olması soğukkanlılığı...Her şeyiyle mükemmel."

"Lisa da acımasızlığıyla biliniyor. Onun ruhsuz ama kontrollü tarafı çok havalı. Hele Jennie'nin hakimiyetçi tarafıyla birleşince."

"Evet ve Rosé'nin vazgeçmeyen tarafı."

"Ben de böyle bir büyücü birliği kurmak isterdim şahsen."

"Beni yaz kenara."

Ben onlara gülerken hoca konuşmuştu.

"Evet. Minho. Gel bakalım."

Bizim beşlideki kumral çocuk kalkıp profesörün yanına gitmişti.

"Gücün neydi?"

"Hız efendim."

"Ve sen sadece koşunu geliştirdin değil mi?"

"Başka ne yapabilirim ki?"

"Sana bir örnek vereyim. Eğer elini yumruk yapıp gücünü oraya odaklamayı başarırsan bir kayayı bile kırabilirsin. Ama her etkinin bir tepkisi vardı."

Minho değişik değişik ona bakarken devam etti.

"Elini kırabilirsin. Çünkü sen fiziksel anlamda üstün güçlü türden değilsin. Onlar kadar dayanıklı olamazsın. Güzel bir şey daha anlatabilirim ama önce yerine geç."

MAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin