Elleri belimde dolaşan oğlanın yüzüne bakmıyordum. Kendimi bok gibi hissediyordum.
"C-chan yalvarırım bırak beni. Senden nefret etmek istemiyorum."
"Bekle burada."
Birden kalkıp odasındaki banyoya gitti. Tek kişilik odası vardı. Bu benim her zaman garibime gitmişti ama şu an düşünmem gereken bu değildi. Kalkıp hızla kapıya yöneldim. Kilitliydi. Ne ara? Pencerelere baktığımda aklıma 5. katta olduğumuz geldi. Uçsam. Ama boşa güç harcamış olurum. Ama kalırsam Chan bana ne yapar? O sırada hissetmiş gibi Chan içeriden zor çıkan sesiyle konuştu.
"Beni anlamadan çıkamazsın dediğimi hatırlıyorum."
Cidden? Oflayıp yatağa oturdum. Telefonumu açıp Jisung'u aradım.
"Jisung Chan beni bırakmıyo."
"Ne oldu ki?"
Ona olanları kısaca özet geçtim. Her dediğim ile şaşkın sesler çıkarıyordu.
"Ama kanka ben gelemem."
"Noldu lan?"
"Seungmin ile Changbin kavga ediyor. Felix ile ayırmaya çalışıyoruz."
"Lan oğlum duymadın mı beni? Napıcam ben burda?"
"Az daha dayan."
O sırada telefon elimden uçmuştu. Telefonumı elinde tutan Chan aramayı sonlandırdı.
"Bak uzak dur benden. Güçlerimi kullanmak zorunda bırakma."
Beni tınlamayıp bana doğru geliyordu. Sırtım duvara çarpınca hemen koşmaya başladım. Odada beni kovalayıp yakaladı.
"Chan lütfen gideyim."
"Sen beni sapık falan mı sanıyorsun?"
"Evet?"
"Jeongin otur da konuşalım. Düşünmeden tersleme beni."
"Chan bak anlamak istemiyor olabilirsin ama ben aşk falan istemiyorum. Seni de sevmiyorum. Şimdi şu kapıyı aç da gideyim."
Bana dik dik bakıp kapıyı açtı.
"Bu kadar istemiyorsan git Jeongin. Ama benim dediğim hiçbir şey değişmeyecek. Seni istiyorsam alırım."
"Düş kurma."
Telefonumu elinden alıp çıktım. Koşarak odama gidip kapıyı kapattım. Jisung ise yatağında uyuyordu. Ne?
"Lan! Hani işiniz vardı?"
"Ha? Ne? Ha şey. Onu hallettik de şimdi uyuyordum."
Çantamı çıkartıp beklemediği anda ona bir minder fırlattım.
"Aptal!"
Oflayıp kendimi yatağa attım. Ne aşkı ya? Kim bana aşık olurdu ki? Sıkıcı herifin tekiyim sonuçta. Hem ben Chan'a nasıl aşık olayım ki? Ruh bağımız olduğundan nasıl bu kadar emin peki? Ya gerçekten bana aşıksa? Ya ruh bağım onunlaysa? Ama ben ruh bağı istemiyorum. Sadece başımdaki beladan kurtulup güçlerimi yok etmek istiyordum. Ben ölümlü olacaktım. Kimsenin bana aşık olmaması gerekiyor. Ellerimle saçlarımı çekiştirdim. Sanırım deliriyorum. Soluma dönüp sözlerimi kapattım. Uyumam lazım.
Sabah 4 de kalkmıştık. Ben kapının önünde onu beklerken Jisung hala sızlanıyordu.
"Ya akşam yapsak ya sadece. Sabah daha kargalar bokunu yemedi."
Sonunda susup yanıma gelince diğer çocukları bulmak için aşağı indik. Herkes tamam olunca ormana doğru yürüdük. Orada çalışmak için alan belirlemiştik. Yürüken bir yandan muhabbet ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAMA
FanficJeongin hapisten çıkar ve onun gibi güçlere sahip çocukların olduğu bir okula gider ve hikaye başlar. Jeongin burada kaderi değiştirecek gücü bulabilecek mi? Bulsa da kullanmaya cesareti var mı? Not: Bu kitap küfür ve bazı korkunç sahneler içermekte...