6

580 41 126
                                    

Karanlık içine çekti...
Karanlık her yerde...
Korku sarmış bedenini...
Her şey bitti...
Karanlık sardı bedenini...
İçine çekti acımasızca...

Chaptcher Six - Umutsuz:

Yume gözlerini hastanede açtı. Her yeri ağrıyordu. Yan tarafına baktı ve orada gözleri kapalı tek bacağı diğer bacağının üstünde olan Aizawa yı gördü. Yume bir anda olsa gülümsedi. Gülümsemesini yüzünden sildi ve yatakta biraz hareket etti. Yatak az da olsa gıcırdadı ve Aizawa birden gözlerini açtı. Yume irkildi.

"Of Aizawa ya. Korkuttun."

Aizawa sana sakince baktı. Hala uykusu olduğu çok belliydi.

"Yamu-chan uyanmışsın."

"Ay hayır Aizawa ne uyanması hala uyuyorum. Aslında sende uyuyorsun senin rüyana gireyim dedim de." Dedi Yume alayla.

"Baştan niye söylemedin ya. Tüm uykum mahvoldu."

"Aizawa saçmalama da git doktoru çağır ağrıdan ölüyorum."

"Bekle." Dedi ve odadan çıktı. Bir süre sonra doktor ile geri geldi. Doktor konuşmaya başladı.

"Suzuki-san anladığın kadarı ile vücudunuza zorla özgünlük eklenmiş. Bunu yapmak için ise başka bir özgünlük eklenmiş. Yani vücudunuzun daha çok özgünlük alabilmesi için vücudunuza özgünlük eklenmiş. O alanda ise özgünlüklerden biri sizin izniniz olmadan bilinçsiz bir şekilde aktif hale gelmiş ve bu da vücudunuza zarar vermiş bu yüzden bilinç kaybı yaşamışsınız. Yaklaşık 3 gündür uyuyorsunuz ve anlaşılan vücudunuz hiç bir şey olmamış gibi işlevleri yerine getiriyor." Dedi. Yume ise hiç bir şey anlamamışçasına ona baktı.

"Yani?"

"Durumunuz gayet iyi geçmiş olsun."

"Teşekkürler..."

Doktor odadan çıktı ve Aizawa tekrar sandalyeye oturdu.

"Heriesin ne kadar korktuğu ile ilgili bir bilgin var mı?" Dedi.

"Yok çünkü uyuyordum."

"Artık öğrendin."

"Ben şimdi üç gündür uyuyormuydum?"

"Evet. Sayende derslere başka öğretmenleri girdi."

"Ben mi sana girme dedim. Tövbe tövbe."

"Boş yapma da dinlen."

"Aman be."

Yume yatağa yattı ve gözlerini kapadı. Bir süre sonrada uykuya daldı.

"Ne zaman uyanacak?"

"Bilemiyorum efendim. Belki hiç uyanmaz."

"Ne demek belki hiç uyanmaz?"

"Efendim bu sadece bir ihtimal, kesin bir şey değil."

"Peki neden ara sıra ağlıyor?"

"Rüyasında ne görüyorsa beyni bunu gerçek sanıyor ve tepki veriyor."

"Ah Yume. Hadi güzelim. Uyan."

"Yume! Yume uyan!"

Yume bir anda gözlerini açtı. Hala hastane odasındaydı. Yanında Aizawa onu uyandırmaya çalışıyordu.

"N-neler oluyor Aizawa?"

Aizawa onu sarsıyordu. Gözleri dolmuştu. Çok endişeli görünüyordu.

"Yume sonunda uyandın... ahhh."

Aizawa kendini sandalyeye attı. Elini başına koydu. Yume ne olduğunu anlamamıştı ama birden yanağında bir ıslaklık hissetti. Elini yanağına koydu. Yüzü sırılsıklamdı. Ter ve gözyaşı birbirine karışmıştı resmen.

"A-Aizawa bana ne oldu?"

"Birden gözlerinden gözyaşları gelmeye başladı ve 'Yunan demeye başladın."

"Yuna mı?"

"Bende anlamdım. Ama sonunda uyandın 5 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum."

"Ben..."

"Hadi kalk. Çıkış işlemlerini yapalım. Seni ďışarıda bekliyorum."

"Tamam..."

Aizawa odadan çıktı ve Yume ayağa kalkıp giyinmeye başladı. Ardından dışarıya çıktı. Aizawa onu bekliyordu. Yume Aizawanın yanına gitti. Hiç konuşmadan eve gittiler. Saat 18.47 idi.

Eve gittiklerinde Aizawa Yume yi kendi odasına yerleştirdi. Ardından mutfağa geçti ve yemek yapmaya başladı. Yume de Aizawa yı bekliyordu. Kapı çaldı. Kapıdan sesler gelmeye başladı. Ardından Aizawa nın 9dasının kapısından 2-A tam kadro olarak belirdi.

"Sensei. Girebilir miyiz?" Dedi Midoriya.

"Tabii. İceri gelin bakalım. Hoşgeldiniz." Dedi Yume.

Tüm sınıf içeri geldi. Herkes tek tek geçmiş olsun dedi. Sohbet etmeye başladılar.

Biraz sonra içeriye Aizawa girdi. Elinde tepsi vardı. Tepside ise çorba ve çay. Hemen tepsiyi Yume nin önüne bıraktı. Yume eline kaşığı alıp yemeye başlamıştı ki beyninde bir ses yankılandı.

"Hayır! Yume lütfen dayan! Şimdi olmaz şimdi ölemezsin! Hayır! Yume! Lütfen Yume!"

Yume nin gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bu ses çok tanıdıktı. Bu ses... Aizawa nın dı.

"Ölmedim ki. Yaşıyorum. Ben ölmedin. Ben... sorun ne. Niye bağırıyorsun... ben ölmedim... yaşıyorum... niye bağırıyorsun..."

"S-swnsei."

"Çocuklar hemen dışarı çıkın. O sanırım daha farklı bir şeyler yaşıyor."

"Hai."

Çocuklar odadan çıktı. Yume hala sayırlıyordu. Aizawa Yume nin yanına gitti.

"Neden bağırıyorsun... sorunu söyle... ben ölmedim Aizawa... bağırmayı kes... ben ölmedim... ben ölmedim Aizawa... bağırma."

"Yume bana bak."

Aizawa Yume nin yüzünü elleri arasına aldı. Yume ona bakıyordu.

"Aizawa. Sana bir şey söyleyeceğim."

"Söyle."

"Ben.."

Tam o sırada Aizawa nın telefonu çaldı. Aizawa telefonu açtı.

"Alo?... evet... Ne?... hemen geliyorum... o da mı gelsin?... tamam... görüşürüz."

"Ne olmuş?"

"Villianlar. Afo yu kaçırmayı başarmışlar."

"Ne?!"

"Kalk hemen gidiyoruz."

Yume kafasını tamam anlamında salladı. Hemn yataktan kalktı ve üzerini giyindi. Üzerine siyah bir pantolon ve siyah bir tişört onun üstüne de siyah ceketini giydi.

Öğrenciler kapıdaydı.

"Herkes kostümlerini giysin. Villianlar."

"Hai!"

Herkes hemen dışarı çıktı. Villianların saldırdığı yere gitmeye başladılar. Bu büyük bir savaş olacaktı.

_____________

Ben gene bir şeyler saçmalamaya başladım. Ama bunu sebebi yakında final verecek olmam. Evet final.

Ama kitabın bir devamı olacak devam kitabıda Little Lady olacak.

Şimdi büyük soru:

Bakugou mu? Tamaki mi? Shinso mu? Midoriya ?

Bu soru cevaplanmadan ikinci kitabı yayınlamayacağım.

Kendinize iyi bakın.

4.08.2021 - Çarşamba

《 L I T T L E   L O V E 》《♡Aizawa Shouta x Reader♡》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin