PART 3

29 8 10
                                    

Yaklaşık bi ay geçti, yaram kapandı denilebilir kadar iyileşti ama hâlâ tam değildi. Bu bi ay içerisinde fred'in yeni adresini bulmak zor olmadı, fred'in uyuşturucu bağımlısı arkadaşına bir kız fake hesabıyla yazıp adresini istedim, birkaç fake nude karşılığı adres artık bendeydi.

İlk olarak çekmecedeki para ile yasadışı yoldan bir Deagle silah aldım çünkü aksi taktirde yeni kimliğimi çöp etmem gerekirdi. Ardından bi komando bıçağı alıp otele döndüm, akşam olmuştu ve karnım baya açtı, açık büfeye indim birşeyler atıştırırken birkaç masa ötede kimi gördüm dersiniz, Fred'i.
Hemen odama gittim ve fırsat ayağıma geldi diye seviniyordum, tıpkı çocuklar gibi yatağın üstünde tepiniyordum ama bi dakika bu kadar şansta fazla değil mi, fırsat bana değilde ben fırsata gitmiş olabilir miydim. Hemen şoförü aradım ama numara devre dışıydı, Bay michael fred'in burda olduğunu biliyor muydu, benim için bunu da yapmış mıydı.
Kafamdaki soruları bir kenara bırakıp kafamı fred'e verdim ve ilk işim onun hangi odada olduğunu bulmaktı, ertesi sabah resepsiyona gittim ve Fred Bellick adındaki şahsın hangi odada olduğunu sordum maalesef güvenlik açısından bu bilgiyi bana vermediler ama benim o bilgiyi eninde sonunda alacağımı bilmiyordular.

Açık büfeye gittim kahvaltı yapmak için bi umut onu görürüm diye ama göremedim ve kahvaltımı yapıp odama gitmek için asansöre bindim, odam 14. Katta idi. 12. Katta biri asansörü durdurmuştu, karşımdaki fred'di. Şok oldum ve kitlendim, bana asansörün nereye çıktığımı sordu ve bende yukarıyı işaret ettim, yüzümü unutsa bile, beni oralarda görmeyi ummasa bile sesimi tanırdı ve teşekkür edip diğer asansöre geçti. Ve artık oturduğu katı biliyordum, 12.

Odama geçip hemen bi hesaplama yaptım her katta 8 daire vardı ama onun odasını nerden bulacaktım. Kara kara düşünürken bi fikir aklıma gelmişti cep telefonu ile resepsiyonu arayıp 12. Katta oda tutmak istediğimi söylersem hangisinin boş hangisinin dolu olduğunu bulurum, hemen aradım ve bana 5 dairenin boş olduğunu söylediler No/75/76/77/79/80 geriye No/73/74/78 kalmıştı ama onun odasını nasıl bulacaktım. Ertesi sabah No/73'ün kapısını çalıp kaçtım, köşeden kimin açacağına bakıyordum göz ucuyla, evet aklıma gelen en iyi fikirdi. No/73'te oturan yaşlı bi çift'ti sanırım tatile gelmiştiler, geriye 2 kapı kalmıştı ama biraz aklım başıma gelince böyle şüphe uyandırıcı birşeye kalkışmamaya karar verdim ve aklıma gelen tek şeyde gece silahla iki odaya da gitmek..

Saat 1 sularında No/78'e gittim ve kapıyı çaldım, ne açan nede soran vardı, oradan hızla ayrılıp bir diğer koridordaki No/74'e gittim kapıyı çaldım ve biri "Kim o!" diye seslendi, evet bu fred'in sesiydi. Sesimi inceltip temizlik görevlisi olarak tanıttım kendimi geldi kapıyı açtı ve anlının ortasında silahı hissetti. Sesini çıkaramadı, silahı ittirerek içeri girdim ve kapıyı kilitledim, kilitlememin ardından silahın kabzasıyla Fred'in kafasına geçirdim ve o darbeyle birlikte bayılmıştı. Hemen bi sandalye bulup onu bağladım ve yüzüne su fışkırtarak onu uyandırdım. Madde etkisi altında olduğu çok belliydi ve "Hey morales dostum, görmeyeli çok değişmişsin" dedi ve bir sağlam yumruk attım suratına, burnu kanıyordu, ona alexi'yi hatırlayıp hatırlamadığını sordum ve "Evet, o çıtır hatun, onu severdim" dedi ve bi sağlam yumruk indirdim karnına, öylesine serttiki ağzından biraz kan gelmeye başlamıştı, sonra kendi kendine "biliyor musun morales, sevgilin banyo'ya üstüne dökülen çayı temizlemek için gitti ama o an ona sahip olmak istedim arkasından gittim o kapıya varmadan ona elledim elimi ittirdi ve devam edersem seni çağıracağını söyledi, senin benden daha yakışıklı, daha iyi bi insan olduğunu söyledi ve bunu kendime yediremedim o tekrar banyo'ya gitmek için döndüğü sırada cebimdeki çakıyı çıkardım ve gırtlağını kestim.. Biliyor musum morales son sözü senin ismindi". Bunları duyduktan sonra kendimden geçtim ve art arda yumruklarla fred'i koma noktasına getirdim ama pislik herif ölmedi. Aklıma mükemmel bi fikir gelmişti, ayaklarını çözüp onu odadaki banyonun önüne götürdüm, belimdeki komando bıçağını çıkartıp biraz onun gırtlağında dolaştırdıktan sonra kulağına şöyle fısıldadım "O en son boktan bi kapıyı gördü ve senin de ondan kalır bi yanın olmayacak" diyip gırtlağını kestim. Her yer kan gölüne dönmüştü, küvete götürmedim orda bıraktım.

Elime birşey geçmemişti ama içimde bi ferahlık vardı, alexi'nin içimde yaşayan parçası da o an ölmüştü, onu özgür bırakmıştım, intikam böyle birşeydi, intikam güzel birşeydi.

Üstümü o pisliğin odasında temizledikten sonra, onun kıyafetini giyip 2. İşimi halletmeye gittim.

Bay michael'ın bana verdiği adrese gittim ve kapıyı çaldım Maggie diye bir hanfendi açtı ona beni Michael Sjorss'un gönderdiğini söyledim ve beni içeri aldı. Bana birşey içmek isteyip istemediğimi sordu ve bir su rica ettim. Bay Michael'ın bana mahkemeden 2 gün önce verdiği kağıdı Maggie'ye verdim ve ordan ayrıldım, ayrıldığım sırada bir adam bir kız kucağında eve girdi ama herneyse kimse kimdi.

Bay Michael'ın bana verdiği kağıtta yazan şeyler ise şöyleydi;
"Aşkım bunları okuyorsan Bay morales sözünü tutmuş demektir. Sizden habersiz 11 yıl geçirdim ama bir gün bile aklımdan çıkmadınız, her zaman size ulaşmaya çalıştım ama olmadı. Kötü bir haberim var bende ileri seviye beyin tümörü çıktı. Belkide sen bunu okurken ben ölmüş olacağım ve iyileşme imkanım yok ama bunları sana söyleme imkanım oluyor. Seni ve kızımız alexa'yı sevdiğimi bilmeni isterim, hep benim aklımdaydınız, şuan da, ölümden sonra da aklımda olacaksınız. Sizi seviyorum. Michael.

Sözümü tuttuktan sonra eski evime gittim, içeri girdim, anılarımı tazeledim, bir süre ağladıktan sonra banyo'nun karşısına gittim küvette alexi'yi duş alırken gördüm girmeye çalıştım ama olmadı, alexi bana dönüp yapmam gerekeni yapmamı söyledi dediğini anlamıştım. Silahı aldım ağzıma koydum, gözümü kapattım ve tetiğe bastım, fakat birşey olmadı, gözümü açtığımda alexa hâla ordaydı ve "Artık gelebilirsin" diyordu. Banyo'ya adımımı attım, ona yaklaştım ve dokundum, onu hissettim...

                                BİTTİ

Keskin BıçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin