Sevgi Yok ( Dramione )

Bölüm 1

Multide olan şarkı Hermione'nın sabah alarmında çalan şarkıdır. Dinlemenizi tavsiye ederim :)

Malfoyy

"Dum dum tıka takabocuuu kabancı aloaloouu." dinlediğim şarkının ritmiyle uyumlu saçma sapan sözler söylerken kendimden geçmiştim. Evet ben Draco Malfoy. Kop kop. O sırada Pansy'nın bana bakan gözlerine denk geldim . Yine bana " Ne yapıyorsun Salak " bakışını atıyordu. Bu sefer saçma sözlerimle Pansy'nın yanına gidip onu ayağa kaldırdım. Saçma ritmime ayak uydurması için dans etmeye zorladım. Yüzündeki sırıtışla " Bu mutluluğu neye borçluyuz Malfoy" dedi. Ona en tatlı gülümsememi gönderirken " Sadece içimden gelemez mi Pans " dedim

Şaşırmış gözlerle bana bakarken " Senin içinden hiç bir şey nedensiz gelmez Draco " deyince yüzümdeki sırıtış daha da büyüdü. Tanrım bu kız beni gerçektende iyi tanıyordu. Kafamı Boş ver manasında sallayıp kafasını kolumun altına aldım ve saçalarını karıştırırken " Hadi kahvaltı zamanı Pans "dedim.

Evet, Pansy haklıydı. Tabi ki nedeni vardı. Karanlık Lord'un bana verdiği görevde sene başından beri nihayet ilerleme kaydetmiştim. Eğer bu görevi yerine getirebilirsem geleceğin önemli bir ölüm yiyeni olma konusunda büyük bir adım atacaktım.

Granger

Alarmın çalmasıyla gözlerimin pörtlemesi bir olmuştu. Diğer kızlarda alarmımdan dolayı uyanıp. Her sabah olan " Bana Küfretme Seansına " başlamışlardı. Şarkının ise kızlara inat sesi daha çok yükseliyordu

Ginny bana yastık fırlatarak " Kapa şu iğrenç şarkıyı Hermione " diye bağırdı. Onun bağırmasına karşın bende şarkıyı yüksek sesle söylemeye başlamıştım.

I said no more teachers

And no more books

I got a kiss under the bleachers

Hoping that nobody looks

Lips like liquorish

Tongue like candy

Excuse me miss but can I get you out your panties?

In the back of the car

On the way to the bar

I got you on my list

At the foot of the stairs

With my fingers in your hair

Baby, this is it

Tamam, bu şarkı sürekli kütüphanede inekleyen birisinin şarkısı olamaz diyorsunuz ama ne yapayım bu şarkıda beni çeken bir şey var mutlu ediyor. Sabahları seni mutlu eden bir şarkıyla uyanmak gibisi de yoktur hani. O şarkıyı dinleyince gününde bu şarkıyı dinlerken ki kadar mutlu geçeceğini sanıyor insan. Anlarsınız ya benimkisi sadece kendimi kandırma ama bu şarkıda bunları düşünmem yasaktı. Odadaki kızlar isyanla karışık Kapa müziği derken hazırlanmak için yataktan kalktım. Dolabımın önüne doğru giderken şarkının ritmine göre dans edip pijamamın üstümü çıkarttım. Tek elimle havada seksi bir şekilde sallayıp Ginny'e fırlattım. Odadaki herkes yaptıklarıma gülmeye başlarken Ginny korku dolu gözlerle bana bakmaya başlamıştı.

" Ne o Granger " dedi " Ron olmadı kız kardeşine mi yürüyeyim dedin " Neyse ki bunu yanıma gelip kısık sesle söylemişti. Odada ki kızlar duymamıştı.

Bende Ginny'nın korku dolu gözlerine baktım. Delirdiğimi düşünüyordu. Evet deliydim. Alayınıza giderim. Dolabımdan bağlanmayı bekleyen kravatımı onun boynuna geçirip Ginny'i kendime çektim. Şansa bak ki o sırada şarkı da "I got you on my list" geçiyordu. Odada ki kızlardan bir ooooo sesi yükseldi. " Hadi Ginny eğlenmek bizimde hakkımız" dedim

Ginny aslında çok üzgün olduğumu biliyordu. Bu yüzden bana gülmekle yetinip " Ronla Lavender çıkmaya başladıktan sonra iyice garipleştin yalnız. Dikkat et" dedi

Gözlerime sıkılganca devirdim ve şarkı bitti. Hızlı bir şekilde Üniformamı giyip Kahvaltı için aşağı indim. Saat Kahvaltı için bile erkendi. Ortak salonda büyük ihtimal çok az kişi vardı. Benimde amacım buydu zaten. Ron asla erken kalkmazdı. Bende onun salak Lav Lav'ı ile olan vıcık vıcık aşkını görmezdim.

Tabii kaderi es geçmiştim. Eski bir atasözü derki. " Sen plan yaparsın KADER güler." Aynen böyle olmuştu. Arkamdan biri " Iııııyk bulanık gördüm Pans. Gözlerim yanıyor. " dedi. İğrenç Malfoy'un sesi kulaklarıma dolmuştu. Sinirle yerimde durdum. Sırtımı dikleştirdim arkamı döndüm. Karşımda bir adet Draco Malfoy ve bir adet Pansy Parkinson çıktı. Yüzüme şaşkınlık ifadesi vererek " Ahh cidden beni görünce gözlerin mi yanıyor Malfoy" Şimdi yüzüme ufak sinsi mi sinsi bir gülücük kondurdum " Bu kadar ateşli bir kız olduğumu bilmiyordum. Umarım ateşimden kör olursun Malfoy " deyip arkamda sinirden ne yapacağını şaşırmış Malfoy'u bıraktım. Hemen koridordan sağa döndüm. Draco'nun kedine gelip benle uğraşmasını istemezdim. Şimdi onla uğraşamazdım. Tabii söylediklerimi anlaması bi kaç saniyesini aldığından oradan sıvışmam çok kolay olmuştu.

Malfoy

Iyyyk Iyyyk ıyyyyyyk nasılda dumur etmişti beni. Bi de Pansy'nın yanından. Bi de üstüne ben söylediklerini anlamlandıramadan sıvışmıştı. Nerde senin Gryffindor cesaretin NERDE? Pis bulanık. Bunların hepsine Kadavra laneti gerek. Tam ben peşinden gitmek için hamle yaparken Pansy kolumdan tutmuştu " Boş ver Draco şimdi sabahımızı bir bulanık yüzünden mahvetmeyelim " dedi

Ortak salona indiğimizde Pansy ödevlerden şikâyet ediyordu. Haklıydı o kadar çok ödev veriyorlardı ki. İnsanın aklına Siz hiç mi öğrenci olmadınız mı demek geliyordu.

Gözlerim Gryffindor masasında yemeklere çatalla işkence eden Granger'a takıldı. Dalgındı. Çatalını tabağının üstünde gezdiriyordu ama yemek yemiyordu. İçimden bir nefret dalgası yükseldi. Sabah soktuğu lafın sinirini atamamıştım. Sonra ona baktığımı fark etti ve güldü. Güldü! Kaşlarımı sinirle çattım. Daha bi içten güldü. Manyak mı bu ya? Bu gün yürek yiyipte gelmiş sanki. Sinirim tepeme fırladı ona ortak salonda bi şey yapamazdım. Bu yüzden bahçeye hava almak için çıktım

Granger....

Malfoy'u Pansy'nın yanında dumur etmekle kalmamıştım. Bu gün cidden şarkıyı dinlerken gibi hissediyordum. Bi de üstüne gülerek Malfoy'u sinirden zıvanadan çıkarmıştım. Ha ha Safkan olabilirsin ama benim zekamla yarışamazsın Malfoycuk. Tabii mutluluğum içeri Ron 'un girmesiyle bozuldu. Onu görmemiş gibi yapıp yemeğimi hızlıca yedim ve yatakhaneme geri döndüm.

---------

Aman Tanrım gün ne kadar uzun sürmüştü böyle bu gün en ağır dersler vardı. Verdikleri ödevden bahsetmiyordum bile. Bu gün salona inmek istemediğimden yatağımda oturup biçim değiştirme ödevlerini yapmaya başladım bitirdiğimde yarım olmuştu. Kafamı kaldırıp sağa sola doğru gerindim. Halaa çalışabilirdim bence Çünkü yapcagım bi şey yoktu ayrıca uykumda yoktu. Çantama Tılsım kitabımı almak için uzandım ama elim boşluğu yokladı. Ahh şakamıydı bu. Tılsım kitabım nerdeydi. O anda kafamda ışık çaktı. Kendime küfrettim Bu gün aileme mektup göndermek için baykuş haneye gitmiştim ve orda unutmuş olmalıydım. Kahretsin böyle bir şeyi nasıl yapabilirdim. Neyse yarın sabah hemen gidip alırdım. E çalışılacak bi şey kalmayınca uyumaya çalıştım ama olmuyordu. Bi süre yatakta debelendikten sonra saatin iki olmasına aldırış etmeden. Kitabımı almak için baykuş haneye gitmeye kara verdim. Hadi ama ne olabilir ki dedim içimden. Sanki daha önce Hogwarts'ta geceleri hiç dolaşmadım.

Malfoy

Yan yatağımda yatan Blais'in yüksek sele horlmasıyla aniden uyanmıştım. İçimden Blaise sağlam bir küfür etmiştim Çünkü çocuk bu gün horlamasının duyulmaması için yapması gereken büyüyü unutmuştu. Uyandığımda ben yaptım ama artık çok geçti. Uykum kaçmıştı. Lanet Blaise. Sinirlerimi yatıştırmaya çalışarak yatağımda oturur pozisyona geçtim. Kafamın dağılmasına ihtiyacım vardı ve Blaise'ın görüntüsü önümdeyken olacak gibi değildi. B u yüzden son zamanlarda en çok yaptığım şeyi yapmak üzere Slytherin kulesinden çıktım. Karanlık Lordun görevi için. Crabbe ve Goyle 'a haber vermedim beni gecenin ikisinde kimden koruyabilirlerdi ki. Güldüm ama kaderin bana oyunundan habersizdim.

***!!!***
Şizofrenik Sıçıntılar adlı  bir hikayem var. Bakarsanız sevinirim😄