Bölüm 15

1.2K 49 17
                                    

"Yine hüsran, feryat figan kalbim." Harry iğrenç sesiyle iğrenç şarkıyı daha da iğrençleştiriyordu.

"Yeter artık, Harry! Başka bir yol bululuruz." Harry'ın Slughorn ile konuşması facia ile sonuçlanmıştı. Slughorn bizi gördüğü yerde ya kaçıyor ya da görmemezlikten geliyordu.

Harry o olaydan sonra Slughorn'un toplantılarına katılıp kendini affettirmeyi düşünüyordu ki Slughorn toplantıları yapmayı aniden kesti.

Ne şaşırdım! Ne şaşırdım ama! Peh!

Görevde pek ilerleme kayıt etmemize rağmen özel hayımda Draco'yla baya bir yol kayıt etmiştik. Kimsenin bir şeyden haberi yoktu. Kendimi bazen ajan gibi hissediyordum. Draco beni nedensiz yere mutlu ediyordu. Onla ihityaç odasında muggle filmleri izliyorduk,ders çalışıyorduk, bir ara bana Quiddict öğretmeyi çalıştı ama süpürgeyle duvara yapışınca vazgeçti. Tabii ki de benim başarısız olduğum bir şey bulduğu için sevinçten de kafayı yedi. Beni her gördüğünde 'süpürgeyle duvarda izi çıkan ilk insan' diye dalga geçti.

Akşam yemeğinden sonra yine Hortkuğu araştırmaya başlamıştım. Artık asıl amacım Hortkuluğun ne olduğunu bulmak değildi. Hortkuluğu araştırırken çok ilginç büyüler ve iksirler buluyordum. En çok ilgimi çeken iksir ise bir unutma iksiydi. Bu iksiri içtiğinde bir insana ait bütün bilgileri unutuyordun. Hiç yaşanmamış gibi... Elaktrikus diye bir büyüyse yapıldığında vücudunda elektrik dalgalanması yaratıyordu. Kendimde denemiştim içini gıdıklayan hoş bir dugu bırakıyordu.

Kitapları araştırırken Neville nefes nefese yanıma geldi "Ron zehirlenmiş Hermione. Şu an hastane kanadında. Nerdeyse ölüyormuş."

Sen o Ron'u görmezden gelen kız bir topuk. Sanırsın Hogwarts'ın içinde cisimlendim. Ne de olsa kaç senelik arkadaşımdı. Böyle durumlar meydana geldiğinde aramızda ki sorunlar yokmuşcasına hareket etmeliydik. Sonuçta yine birbirimize kalacağız.

Hastene kanadından içeri girdiğimde Ginny ve Harry, Ron'un başındaydı.

"Nasıl oldu?"

"Ron içine aşk iksiri konulmuş çikolatalardan yedi. Bende onu Slughorn'un yanına götürdüm. Panzehir versin diye. İksirin etkisi geçtikten sonra Slughorn bunu bir içkiyle kutlamak istedi. İçki zehirliymiş, Hermione."

"Aman Tanrım!"

Ron'un başındaki sandalyeye oturdum. Elimle yüzünü perdeleyen saçlarını geri ittim. "Sonra?"

"Aklıma bezir geldi. Hemen ağzına bir bezir tıktım. Eğer bezir olmasaydı ölmüştü."

"Zeki çoçuk seni" Harry'e bakıp güldüm. Yanıma gelip bana sarıldı." Onun ölmesine izin verir miyim hiç?" eski günlerde ki gibiydik. Masum mutluluk her tarafımızı sarmıştı sonra Lavander "Von-Von" diyerek içeri giriş yaptı. Baş ucunda beni görünce yüzü düştü ama umursamaz gibi davranıp Ron'un yanına geldi ve elini tuttu." Ah Von-von'um."

Harry bana Lavander'ın görmediği bir zaman kusuyormuş taklidi yaptı. Yüzüme buruk bir tebessüm kondurduğumda odadan çıkmak için ayaklandım artık o ikisine karşı iyi ve ya kötü bir şey hissetmiyodum. Ron benim kaç senelik arkdaşımdı onun iyi olduğundan emin olmalıydım. Sandalyeden kalktığım sırada Ron sayıkladı. Ne söylediği belli olmuyordu. Lavander heyecanla" Ah Von-Von'um benim varlığımı hissetti."

Ron'un sayıklaması netleşti " Hörmany."

Duyduğumla şoke olurken Lavander'ın suratı şöyleydi; Voldemort'un bir mühride " O saf kan değil Melez " dediğinizde aldığı şekil eşittir Lavander'ın suratı.

Diyecek bir şey bulamayacak Lavander gak gukladı ve bir hışımla odayı terk etti. Ginny ise Harry'nın konula girip "Haydi gençleri yalnız bırakalım " dedi ve Harry sürükleyerek Hastande Kanadın dan çıkardı. Her şey çok hızlı gelişmişti.

Yaşadığımız bu ikonik an nasıl olduğuysa Draco'nun kulağına gitmişti. O gün buluşacağımız yere gelmedi hatta yine benden kaçmaya başlamıştı. Bir ders çıkışı onu boş bir koridorda sıkıştırdım. Hey ben GryffindorDum benden öyle kaçamazsın.

"Neler oluyor Draco?"

"Hiççç." dedi umursamazca

"Malfoy!"

"Bir şey olduğu yok Granger. Duyduğuma göre Kanı bozuk zehirlenince aranızda ki bütün dargınlık gitmiş. Gelip keyfini bozmak istemiyorum."

"Ne saçmalıyorsun Malfoy? Kıskandın mi?"

Beyaz yüzü aniden kızardı. " Senle Kanı bozuk kıskanacağım şeyler listesinde son beşte bile değilsiniz."

"Draco sen benim arkadaşımsın. Seni seviyorum böyle yapma. Bana kendini alıştırdıktan sonra böyle davranamazsın." kartlarımı açık oynamıştım. Böyle davranması gerçekten hoşuma gitmiyodu.

"Peh arkadaşmış! Sevişen arkadaş olmaz Granger." aklım yılbaşı gecesine gitti. Bundan konuşmama kararı almıştık. " Peki ya ben arkadaşlıktan daha öte hissediyorsam." ağzından çıktıklarına dikkat etmeyen Draco söylediklerinin farkına varınca daha da kızardı. "Dikkatimi dağıtıyorsun! Hemde çok." ama açılan ağızı kapanmaya niyetli değildi.

Bogazıma bir şey oturdu. Konuşma cesaretimi tamamiyle yitirmiştim. Bende ona arkadaşlıktan öte şeyler besliyor olabilirdim ama bu tehlikeliydi hem de çok tehlikeli. Cesaretli Gryffindor ruhum bile korkuyordu. Bir şey demeden sırtımı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan bağırdı "İstediğimiz kadar kaçalım Granger. Daha önce de söyledim şimdi de söylüyorum. Hayatımız her zaman bir şekilde kesişicek."

Köşeyi döndüğümde sırtımı duvara yasladım ve yaşlarımın akmasına izin verdim. Draco ve ben hayali bile güzeldi fakat hayaldi. Hayaller güzel olurdu. Gerçek dünyasa TAM BİR OROSPU ÇOCUĞUYDU.

Kısa oldu ama sevdim ben bu bölümü. Bir daha ki bölümde kopartacam bu ikisini. Kaçamayacaksın Hörmany nihahahahab

Diğer hikayemede bi göz atıverin bea😎




Sevgi Yok ( Dramione )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin