Bölüm 10

2.8K 108 52
                                    

Hermione'nin planına uyup şu an Doctor Who denen saçmalığı izlemekteydik. Ne kadar olmuştu... Ahh. Bi kaç bölümden sonra saymayı bırakmıştım ama artık hava kararmıştı. Oturmaktan popom düzleşmişti. Hermione ve kuzenleri bir sıkılma belirtisi göstermeden izledikleri şeylere bakıp kah gülüyorlar kah heyecanla çığlık atıyorlardı.

Açıkçasını söylemek gerekirse bence tam bir saçmalıktı. Bin bilmem kaç yaşındaki bir adamın(ki bunu Karanlık Lord öğrenmesin nasıl bu kadar uzun yıl yaşadığını öğrenmek için Doktor'a işkence yapıp öldürürdü sonra da bunlar Doktorsuz kalırdı) zaman makinesi dediği mavi bir polis kulübesiyle diyar diyar dolaşmasını anlatiyordu. Bi de bir kadın vardı. Sürekli etrafta 'Spoiler spolier' diyerek dolaşıyordu. Dizi daha baştan saçmaydı çünkü polis kulübesinden zaman makinesi olmazdı. Zamanda yolculuk bi tek Zaman Döndürücü sayesinde olurdu. Ya da ben saçmalıyorum. Başka şeylerde olabilirdi ama aklımı Hermione ile kavgamızdan alıp Doctor Who'ya verememiştim.

Hermione sabah kafeden çıkıp eve gelirken bana burda kalacaksam bilmem gereken şeyleri anlatıyordu. Her şey normaldı. Ta kii Hermione'nın ailesine Hogwarts'ta olan hiç bir şeyi anlatamadığını öğreneseye kadar.

En sonunda dayanamayıp. "Nasıl ailenden Hogwarts'ta olan herşeyi gizlersin?" demiştim

"Anlamıyorum Draco aileme söylememem seni niye bu kadar ilgilendirsin ki" diye karşılık vermişti Hermione de

"Peki öğrenmeyecekler mi? Söylemelisin! Kabul edelim... Bir olay çıkarsa ilk tehlikede olacak insanlardan biri sensin. Bilmeye hakları var. Ne yani kızlarının büyücü okuluna mutlu mutlu gidip geldiğinimi sanıyorlar."

Hermione'nın yüzünde hüzünlü bir gülümseme oluştu " Evet Malfoy! Doğru tahmin. Mutlu mutlu gidip geldiğimi sanıyorlar ve Draco bu benim hayatım! Eğer burada kalacaksan. Buradaki insanlara ne Kim-oldugunu-bilirsin-sen'den bahsedeceksin ne de gelecekteki savaştan. Muggle dünyası Bulanık kuralları. Anlaşıldı mı?" Bak bak bak kendi çöplüğü ya nasılda atarlanıyor. Hogwarts'a gidelim dur hele bi sen.

Draco devam etmeyince "Bak" dedi Hermione ciddi bir tavırla " Burda Harry ve Ron'la çok yakın arkadaş olduğumu. Okul birincisi olduğumu. Draco Malfoy ( bunu söylerken alaycı bir şekilde gülmüştü) adında bir çocuğun bulanık olduğum için benle sürekli dalga geçtiğini biliyorlar. Benle ilgili bildikleri en kötü şey bulanık olduğum ve senin benle dalga geçtiğinden ibaret Draco. Bırak böyle kalsın."

"Ama elbette öğrenecekler sonsuza dek saklayamazsın Hermione"

"E bırak onu da ben düşüneyim Draco"

"Neden böyle bir şey yapıyorsun?"

Hermione sakin kalmaya çalışarak "Bak Draco bunu anlayamazsın. Sen zaten bunun içindesin fakat benim ailem... Ne kadar az şey bilirse o kadar iyi. Ben ordayken sürekli diken üstünde beni merak etmelerini istemiyorum. Bırak hayatlarını yaşasınlar."

Bir delik arıyordum elbet birisi bu kötü gidişatın farkında olmalıydı "Peki ya kuzenlerin?"

"Onlar bazı şeylerin farkında ama ben söylemediğim sürece hiç bir şey bilemezler. Büyücü dünyasıyla bağlantı kurabilecekleri bir şey yok" dedi sırıtarak. Elini aniden " kuzenlerim" diyerek başına çarptı " buraya geliyorlardır. Onları yolda yakalayım da Alex'i biraz yatıştırayım. Sinirlidir şimdi" diyerek evden çıkmıştı.

Sabah buna neden bu kadar çok tepki verdiğimi çözememiştim ama düşündükçe nedenini anladım. İster istemez Hermione'yi kıskanıyordum. Onun... Onun her şeyden uzaklaşıp gülüp eğlenebileceği bir dünyası vardı, İstediği gibi davrandığı, Üzerinde aile baskısı olmayan. Yani benim sahip olamadığım her şeye yıllardır aşağıladığım bir bulanık sahipti. Tek istediği ise ailesinin ve çevresindekilerin bu hayatlarını mahvetmemekti. Bellatrix ise benim hayatımı mahvetmeye çalışıyordu. Adaletini sevdiğim dünya!

Sevgi Yok ( Dramione )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin