🕧

599 57 16
                                    

Koca bir ders önünde oturmasını düşündüğü çocuğun yanında oturup tüm planlarını sabote etmesiyle geçmişti. Chan öğlene kadar yaşadığı saçma şeylerden sonra hyunjin e artık açık alan bırakmamaya odaklanmıştı çünkü.

Sabah saçları açık mavi bir şekilde uyanmıştı ve siyaha çevirene kadar 4 5 kere duş alması gerekmişti. Sonrasında defalarca ıslanıp ağırlaşan kanatlarını kurutmakta ona baya zaman kaybettirmişti. Hyunjin in haylaz scubbus yönü bazen gerçekten sinirini bozuyordu. Üstüne sabahı böyle bitirememiş pafümüne konulan mavi zümrüt çiçeği yüzünden alerjisi azmıştı.

Hapşırması yüzünden sürekli birşeyleri kırmış veya dağıtmıştı çünkü fazla güçlü bir alerjisi vardı.

Sonraki eğitim dersine kadar küçüğüne ne yapacağını düşünürken birşey bulamamış ders boyu sadece dikkat kesilmişti.

Derslikten de çıkarken herkes hyunjin i izliyor küçük şeytan sadece küçük bir gülümsemeyle önüne bakıyordu oysaki. Kapıdan giren changbin ile biraz daha rahat bir nefes aldığında hyunjin fark etmiş hınzır planlarını kurmaya başlamıştı.

Changbin onun aklından geçenleri biliyordu. Kendisi düşmüş melek ve şeytanın tek ve özel çocuklarıydı. Kanatları yoktu sadece kesikler vardı orda, böyle doğmuştu. Onun hakkındaki en ilginç şeyse gözleriydi. Biri kırmızı biri mavi gözleri hep parladı. İçindeki alevleri yakından görücek kadar onun dibine giren ilk ve son kişi hyunjin olmuştu. Bir nefeslik bile mesafe bırakmadan yeşillerini onun gözlerine dikmiş alevleri gördükçe büyükenmişti sanki.

Hyunjin diğer şeytanlar dan hiçbir farkı olmayan sadece güzelliği ve ikna ediciliği  ile dikkat çeken bir varlıktı. Arzuları çok derindi herşeyi uçta yaşardı. Ama herşeyin ilk i saklıydı hala onda. Çünkü düşündükçe deliriyordu ama Chan a karşı duyguları vardı. Gecelerce lanet okumuştu buna. Farkettiğinde şatonun kulesinden kendini kanatlarını kullanmadan atmak istiyordu. Sonuçta bu kişi Chan dı yüzyıllarca uğraşsa bile kendini farklı gösteremiyeceği tek kişi olabilirdi.

Eğitim dersinin yapılacağı alana geldiğinde çoktan geçidin açıldığını görmüştü. Dünyaya gidiceklerdi *tekrar* bu onun için çok eğlenceliydi aslında. İnsanlar bazen çoook saf olabiliyorlardı, ve tabiki saflığın fazlasında günaha götürüyordu onları. Aslında bir insan üstünde birebir yarış vardı. Karşıdan bir melekle eşleşen şeytan kendiyle çelişen kişiyi anında duyar onun yanında belirirdi. Kafasında tarttığı şeyleri bulandırır karşısında konuşup insanı iyiliğe çağıran meleğe fırsat vermemesi gerekirdi.

Şeytanların başı Bayan kim herkesin geldiğine emin olduğunda sinsi bir gülümse vermiş ve öğrencilerine dönmüştü.

"Benim şeytanlarım. Bugünde mükemmel bir skor bekliyorum sonuçta kötülük heryerdedir biliyorsunuz."

Cümlesinin sonunda göz kırpıp kanatlarını açmıştı.

Doğru şeytanlar arasında yarış vardı. En çok kötülüğe kim çeker yarışı. Dünya denilen yer berbat biryerdi işte. Bazı insanlar zalimlikleri ve gözlerini boyamış hırsla yaşarlardı. Kalpleri kararmış bu kişileri kötülüğe çekmek çok kolayken melekler o karanlığı görüp işlerinin ne kadar zor olduğunu birkez daha anlarlardı.

Geçit kanatlanan herkes geçince şeffaflaşmış, hyunjin in yanında uçan changbin puf diye kaybolmuştu. Hyunjinde önüne gelen karanlığa daldığında bir binanın tepesinde bulmuştu kendini. Arkasında rüzgarlara saçlarını teslim etmiş birazdan kendini boşluğa bırakıcak bir kız vardı.

Yanında duran Felix i gördü sonra. Hah bu çok kolay olucaktı.

Bunalmıştı. Bu dünyanın zalimliğini taşıyamıyordu artık kalbi. Ama bir yanı ona hala güzel olan şeyleri gösteriyordu.
Felix kızın yanında kedisini arkadaşlarını onlarla geçirdiği güzel günleri gösterirken birden bütün karamsarlık tekrar gelmişti. Anne babasının bütün kavgaları ona yüklenen sınav stresleri buda yetmezmiş gibi sırf sevdiği kişi kendi cinsinden olduğu için tüm dünyadan gördüğü zorbalık.

"bunaldın artık"

*BUNALDIM ARTIK!*

Hyunjin in küçük fısıltısı kızın koca bir feryat çığlığı olmuştu.

"Hyunjin yapma bir geleceği olabilir!"

"Buna sen karar veremezsin küçük melek, ben karar veririm."

Cümlelerin sonuna doğru yeşil gözler koyu kırmızıya dönerken iyice önündeki ruha yüklenmişti.

"Sondasın işte Yuri. Aç kanatlarını çok sevdiğin gökyüzü bekliyor seni."

"Yuri yaşayabilirsin. Biliyorsun bırakmak kolay ama yaşayacağın bir hayat var daha."

'yoruldum'

Kesik bir nefesten sonra Yuri kendini boşluğa bırakmıştı.

Felix in o anki çığlıkları oraya yakın olan bütün varlıkların dikkatini çekmişti. Nasıl kurtaramazdı onu? gencecikti yaşaması gereken milyon tane an vardı ayrıca. O an sadece bir kaç dakikalık insan olup tutmalıydı onu.

Ama olmamıştı. Hyunjin kırmızı gözleriyle boşluktakş bedene bakarken onunda ruhu çığlık atıyordu oysaki. Bazen yaşaması gerektiğini bilmenize rağmen son bulurdu birşeyler. Kırmızı gözleri yavaşça yeşiline yer verirken hyunjin çoktan kazanmış gibi duruyordu. Sonuçta fazlasıyla büyük bir günaha teşvik etmişti. Ölüme.

Tüm bunlar olurken başka olaylarda dönüyordu karşılarında, Chan küçük bir melek kızından galibiyet almış sonraki karanlığa dalıcakken süzülen bedeni ve acı çığlıkları duymuştu. O an kalbinin atmasını hızlandıran tek şey ise parlayan kırmızı gözler olmuştu. Onun için ölüm anından bile daha güzel olan yeşilin kırmızıya dönüşmüş şehveti

devils love | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin