🕝

353 42 19
                                    

"İşte bu nedenle dünya kendini tekrarladı, düşen yüzlerce melek nedeniyle çoğu varlık korkuya kapıldı ama sonuç cennet kapısının kapatılması olmadı hiçbir zaman. Korkutucu savaş yerini sizin iyilik ve kötülük yapmanıza bıraktı, artık birbirinizi öldürmenize yada baştan çıkarmanıza izin yok. Buna gücünüzde yok tabi."

Geçen 48 saat ardından hyunjin mavi gözlerini chan ın sırtına giren okla kaybetmişti. Şu saçma bebek hikayelerindeki gerçek aşk terimi işe yaramış bir lanet kırmıştı. Ama iki genç asla bunu kabul etmiyor hatta bunu üstlerine bile anlatmıyorlardı.

Hyunjin başkan jennie hariç kimseye bu farklı hayat olayını söylememeşti. Kadim kitaplarda araştırdığı kadarıyla paralel evren tarzı bir şeyler görüyordu. Yaptığı bir hareket sonucu olabilicek bir gelecek görüyorda olabilirdi.

Şimdi gördükleri gerçektik dersini kimsenin dinlemediğine emindi. Bu dersteki çoğu kişi sonraki ay olucak o büyük kuzey yıldızı kutlamasını düşünüyordu. Maskelerin arkasına saklanan melek ve şeytanlar bu baloda birlikte dans edip yemek yiyebiliyor bir gecelik hepsi kendi içlerinde eşit oluyorlardı.

Okulun çoğu kısmı bölünmüş hepsi üç isme odaklanmış onlarla birkaç dakika konuşabilmek için can atıyorlardı.

Ders çıkışı felix chan ona bakıyormu diye sürekli şeytanlara baksada gördüğü tek şey hyunjin atılan sert bakışlarla ilerleyen bedendi. seungmin jeongin in ona dediklerini takmadan dersteki nir yeri anlatmaya çalışırken jisung ikisinin arasına dalıp iki ayrı yöne ittirmişti ve sonuç jeonginin koca sınıfta changbinin üstüne düşmesiyle sonuçlanmıştı.

İşte o büyük sessizlik, hyunjin in küçük kıkırtısı kesene kadar o iki renk gözlere odaklanmış melek ve telaşı.

Şeytanların en güzeli sınıftan çıkarken peşinden gelen yapılı bedenin farkındaydı. Küçük bir yaramazlık planı vardı ama büyük gencin ne kadar kızıcağını düşündükçe mutluluğu yükseliyordu.

Karanlık şatodan çıktığı gibi kanatlarını gerdi, üstündeki sweatshirt ile bütün gözüken siyah kanatlar onu havaya karıştırırken arkasından gelen şeytan çocuğun sırıttığına fazla emindi. Dünya duvarına ilerlerken alt sınıf meleklerin yavaş yavaş geçiş yapmalarını izledi. Onları küçük ve tatlı buluyordu, ama yüzlerindeki pişmanlık korku ve başarısızlık gözyaşlarıyla daha güzeldiler.

Dünya duvarından geçtiği gibi etrafına kulak verdi önüne gelen siyah geçitlerden uzaklaştı ve o çok sevdiği saat kulesinin tepesine oturdu. Favori mekan işte burasıydı. Aslında bir şeytan için kaosun en büyük olduğu yer favori olmalıydı fakat sakinleşip insanların olmadığı bir yere bakmak daha mutlu ediyordu onu.

Heybetli bir kanat çırpmadan sonra arkasına oturan bedenin nefeslerini ensesinde duymuştu. O saçma çekimlerden değildi bu seferki, bu iki genç şeytan burda birieyleri hallediceklerdi.

Chan önündeki siyah saçları kenara çekerken hyunjin önündeki ilerleyen kıza baktı. İnsanın uğramadığı bu uçurum kenarında ne yapıyordu? İntihar etmesi için güzel bir gündü ama o an için birşeyin onları bölmesi gerekmiyordu.

Umursamak istesede ensesinde dolaşan dudaklar sürekli dikkatini dağıtmakla meşgul dü. Chan a dönmek istediğinde ona izin vermezken kızın onlara bakıp gülmesinden bir haberdi.

Tabi farkına varması fazla uzun sürmedi.  Kırmızı gözlerini ona gösterirken gülümsedi hyunjin, sonrasında çenesinden arkasına çevrildi ve bir nefes bile ara olmayan dudakların üzerinde savaşa tutundular. Eğer o öpücük olursa geri dönüş mümkün değildi. Ozaman dönmesinlerdi.

Şeytanın oğlu önündeki melezin dudaklarını dudaklarına mühürledi. O güzel şeytan onun olmalıydı, saf bir melek kelimesi bir yana onu cezbedicek bir şeytan istwmişti hep. Şimdi ise meleklerini kıskandıran güzellikte şeytanı onu öpüyordu.

Tamam güzel an oraya kadar, hyunjin chan ın dudağını ısırıp o tıslamayla çekilirken gülerek izlemişti. Manzaralarındaki kıza bakmak için zaman yaratmıştı bu ona. 

Hala gülümseyen kız ona göz kırpıp kendini uçurumun kenarından bıraktı.
"oda görenlerden biriydi".

Onları gören insanlar elbette vardı, ama toplum arasında illa hasta diye adlandırılıyorlardı. Farklı bir boyut gördükleri için onları tedaviye gönderiyor hatta odalara kapatıyorlardı.

Sadece bu dünyada yanlızlaşan kişilere tanrının verdiği bir hediyeydi bu öbür boyut arkadaşlığı.

Hyunjin yükselen ruha bakarken tekrar gülümsüyordu yinede. Ne kadar yanlızlarmış gibi düşünsede bu güzel anlarına tanıklık eden bir ölümlü kalbi vardı. Son anlarında bir aşk görmüştü.

Şimdi iki şeytan boyutlarına dönerken ruhsal bir bağdaydırlar.













_______________________________________
Bir dönüş yapmanın zamanı gelmişte geçiyor buraları çok özledim ayrıca.

Şizofreniyi biraz farklı anlattım bu bölümde, tam anlamıyla hediye gibi görmesemde bu toplumun yarattığı veya karşı koyamadığı birşey çoğu zaman. Ama onu dışlayan insanlar gördükçe acımandan duramdığımı söyleyemem, yanlış anlaşılmıyım uzaklaşan dışlayan insanlara acıyorum. Çünkü kendi başına gelebilicek bir şeyi bile kabullenemiyor onun kişiliği.

Vay be içimde neler birikmiş ama şimdilik bırakalım belki birgün karşılaşıp dertleşiriz. Bu kimchi diper kitaplarına yb yazmaya kaçıyor, iyi okumalar hepiniz iyiki varsınız💖

devils love | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin