KAYIP PRENSES /TAMAMLANDI/

Bölüm 13 -Yakalandım-

Son bölümlere yaklaşıyoruz, gerçi gizli bitirmek aklımda yoktu ancak planlarım değişmek zorunda kaldı.

Catherinadan

Amberly çatık kaşlarına eşlik eden sinirli sesiyle Bellaya döndü.

"Bitirin şunun işini! Bizi kandırmaya çalışmasının hesabını vermesi gerek!" diyerek Bellaya doğru konuşsada bana bakıyordu.

Bella üzerime geldiğinde Amberly odadan çıkıp kapıyı kilitledi ve Alice ile Bellayla burada kalmamı sağladı. Bella bana doğru yürürken Alice odanın en köşesine arkamda bir yere geçti ve kızı Bellayı izlemeye devam etti.

Bella üzerime yürürken sol ayağına attığım tekmeyle duraksasada anında sol elini saçlarıma geçirip diplerini çekmeye başladı. Saç diplerimde hissettiğim acıyı ondan çıkarmak istercesine sertçe sağ yumruğumu karnına geçirdim, o yumruğun etkisiyle yüzünü buruşturup geriye çekilirken yüzüne daha sert bir yumruk attım ve yakınmasını dinledim.

"Seni öldüreceğim!" diyen Bella bana doğru yürürken atacağı yumruktan kaçmak için eğildiğimde bocalayıp öne doğru düşecek iken onu elbisesinden tutup sertçe duvara ittim ve o duvarda burnundan akan kanının izini bırakarak yere düşerken ona bakıyordum.

Arkamdan ayak sesleri gelirken arkamı dönmemle büyük bir toprak vazonun Alice yüzünden kafama gelmesi bir olmuştu. Vazonun parçaları yere düşerken başımdan akan kan elbiseme damlıyordu. Başımın döndüğünü hissettiğimde destek almak için elimi sandalyeye attığımda Alice sandalyeyi çekti ve boşa giden elim bocalamama sebep oldu.

Kırılmış parçaların üzerine yığılırken cildime değen ve kesen parçalar canımı acıtmıyordu çünkü vücudumu kontrol edemiyordum. Kapanan gözlerim pes ettiklerini belli ederken sadece yerde yığılıp kalmıştım.

______________________________4 saat sonra

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi açtığımda başımdaki sızlama ve kollarımla bacaklarımdaki yer yer kesikler canımı acıtıyordu.

Beni tahta bir sandalyeye bağlamış olan Bella zevke gülerek karşımda oturmuştu ve olduğumuz odada sadece bir meşale vardı bu yüzden etraf biraz karanlıktı ancak odanın küçük olduğu belli oluyordu.

"Boşuna her yere bakma nerede olduğumuzu anlamana yardım etmez." diyerek gülen Bella burnuna merhem koymuştu. Komik görüntüsüne güldüğümde çatılan kaşlarını dahi ciddiye alamıyordum.

"Son gülüşün olacak." diyen Bellaya döndürdüm suratımı ancak saçlarım yanıma düşmüştü.

"Seni kandırmak çok güzeldi. Biliyor musun sen kayıp prensesi ararken o seni izliyordu" dedim gülümseyerek. O öfkelenerek elindeki bıçağı bana doğru doğrultuğunda bağlı olduğum sandalyeden çıkmaya çalışarak bıçağa daha çok yaklaştım.

"Beni izlenen bir işine yaramamış demek ki" diyerek bıçağın sapını doğum lekemde gezdirdi.

"Doğum lekene yazık olacak, hep korkak prensesin doğum lekesini aramıştım meğer yanımdaymış" diyerek bıçağın sapını boynumdan çekip sivri kısmını kullanarak saçımdan bir tutam kesmeye çalışmasıyla kafamı arkama yasladım ve saçımı kesemesede kaşıma denk gelen bıçak orda bir yara açmıştı. Bunu acısından ve dudağıma düşen kandan anlıyordum.

"Kendini yaralamanı izlemek çok zevkli" diyen Bella gülerek arkama geçti ve boynuma doğru bıçağı yaklaştırırken kutu gibi olan odanın kapısı açıldı ve içeri sırasıyla Amberly ile Alice girdi.