bryanna is talking

□|4|□

Taylor Swift~ ivy

Okulda çıkan dedikoduların ardından Regulus ile bir kaç gün görüşmemiş ve kendimi derslerime, kalan bütün zamanımı da Sirius Black'e ayırmıştım. Onun için aptal Gryffindor Quiddich takımının aptal seçmelerine katılıp aptalca tezahüratlar yapmıştım. Oda sadece bana desteğim için tesekkür etmişti.

Ravenclaw binasından bir arkadaşım olan Camila, Peter Petegrew adındaki aptal ile sevgili olduğu için bende berbat fikrimi öne sürerek çifte randevu yapmayı teklif etmiştim. Tabi bunu kimseye söylememesi için Sirius'u tehtid etmeyi de unutmamıştım. Eğer James denen o aptal randevumu öğrenirse bulanık Evans ile günümü berbat edeceğinden bu konuda biraz hassas davranmıştım.

Yılın ilk Hogsmade gezisi için hepimiz beraber yola koyulmuştuk, Sirius hariç. Evden kaçtığı için vasisine izin kağıdını imzalatamadığını öğrendiğimde geziyi iptal etmeye uğraşmıştım fakat o bana bir yolunu bulacağını söylediğinde ondan bir an bile şüphe etmedim. O bir çapulcuydu.

Camila ile köye giden yolda buluştuğumuzda Peter'in de Sirius ile beraber geleceğini öğrenmiş olduk. Açıkçası bir an bizi ektiklerini düşünsem de Peter denen haysiyetsizin arkadaşıma olan sevgisi nedeniyle şüphemi kestim. Onu da çapulcular kadar çok seviyordu.

Normalde kız kıza takılacak olsak yeni açılan, aşk kuşları için olan, güzel çay dükkanına giderdik ama yanımızdaki kaba beyefendilerin oraya uyum sağlayamayacağı ortada iken zorlamaya gerek yoktu, üç süpürge bu çifte randevu için pahabiçilemez bir yerdi.

Oturmamızın üzerinden yarım saat geçmişti ki yanımıza gürültüyle çocuklar da katıldı. "Bu güzel günde bu güzel hanımlar nasılmış bakalım?" Diyerek her zamanki yılışık ve havalı girişini yaptığında yüzümde istemsizce bir gülücük oluşmuştu. Onunlayken beni güldürmesi içimde çok hoş bir his yaratsa da bunun aşk olmadığını da elbet biliyordum.

Camila "İyiyim saol Sirius." Diye cevap verir vermez Petegrew sevgilisinin dudağına yapışmıştı. Normalde aşka aşık bir kız olarak bu görüntü kalbimi ele geçirecek olsa da... olmuyordu. Peter Petegrew o kadar çirkindi ki arkadaşımı ona yakıştıramıyordum. Ben onlara dalmış giderken Sirius beni dürtünce kendime geldim. "Ne o, yoksa sende mi öpüşmek istiyorsun bebeğim?"

Bir domuz ile kuğunun öpüsmesini izleyecek olsam hayvanat bahçesine giderim demek istesem de içimde tuttum ve sadece tebessüm ettim. Bunu olumlu yönde algılayıp parmağı ile kendi dudağını işaret edince onu öpmemi istediğini algılayabiliyordum. Belki de bu ilişkimizi ilerletmek adına büyük bir adım olabilirdi.

Onu daha fazla bekletmeyip dudaklarımı dudaklarına bastırınca bir anda etrafımda neler olup bitiyor hiçbiri umrumda olmadı. Tek bildiğim bu muhteşem pembemsi dudaklar karşısında bütün hakimiyetimi kaybetmiş olup kendimi bu ana teslim etmiş olmamdı. Dudaklarını hareket ettirip beni belimden sıkıca tutmaya başladığında ne zaman bayılacağımın hesabını yapmaya başlamışım bile. Bir an onun veela olmama rağmen benim gibi birinden çok daha fazlasını hakettiği de aklımdan geçmedi değildi tabi.

Ellerimi ensesindeki upuzun saçlara attığımda onun hareketlerine karşılık vererek üç süpürgenin ortasında ve herkezin önünde yiyiştiğimiz gerçeğini de yok saymaya çalıştım. Onun mükemmel saçlarına öpüşmek bahanesiyle dokunurken bir anda gelen alkış sesleri ile ne olduğunu anlayamadım. Çok keyifli süren öpüşmemizi yarıda bölüp etrafima bakındığımda bana heyecanla bakan çapulcuları görmemle bir hayal kırıklığı yaşadım.

Sirius'a dönüp, "Hani onlara söylemeyecektin!" diye tepkimi belli ettiğimde çocuklara göz kırparak 'ben birşey yapmadım' anlamında kafasını salladı. Beni üç süpürgedeki herkezin önünde rezil etmişlerdi.