vingt-trois

5K 455 56
                                    

conan gray, people watching

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

conan gray, people watching

🥂

Jeongguk'

Arkama yaslanmış halde sandalyede oturmaya devam ederken kendimi alışık olduğum bir durumun içinde hissetmiyordum, Yeochan'ı ilk gördüğüm anda karmaşık hislerle dolacağımı düşünmüştüm ama doğru değildi, onu görmek beni düşündürtmemişti bile.

Ondan gerçekten içimi hafifletecek bir cevap beklemiştim ama nafileydi, gözlerini bana dikerek beni hiç sevmediği için özür dilerken ilk kez kendime karşı nefret duygusu belirmişti içimde. Onun tüm yaptıkları için kendime sunduğum bahanelerin hepsini haklı çıkarmak istemiştim ama yoktu, beni sevmeyen biri için kendimden verdiğim tavizlere baktığımda midem bulanıyordu.

Taehyung'a yazmıştım, onunla konuşmaya deli gibi ihtiyaç duyuyordum çünkü birinin beni sevdiğini bilmem gerekiyordu. Hayatta kalmam için sevgiye muhtaç aciz biriydim. Taehyung bana karşı o kadar nazikti ki onun sevgisini ve uzun süredir bana karşı duyduğu aşkı hak edip etmediğimi düşünmeden edemiyordum.

Onu seviyordum, bu artık inkâr etmediğim ya da üzerini örtmek için çabalamadığım bir gerçekti. Beni asıl bu kadar kötü hissettiren onun sevgisine sahip olabileceğim yerde Yeochan gibi birinde takılıp kalmış olmaktı, geçmiş hakkında çok fazla düşüncelere daldığım bugünlerde biraz gözümü açıp etrafıma bakabilmiş olsaydım onun sevgisini görebileceğim açıkça belliydi.

Odanın kapısı açıldığında sandalyemi ileri geri sallamayı kestim, ışıkların arasında kaybolan yıldızlara çevirdim bakışlarımı. Ne zaman gözlerim o pislik yüzünden dolsa "Gözlerine yine yıldızlar inmiş." derdi Taehyung, bunları hatırlamak canımı yakıyordu, onu daha önce fark etmeli ve bu kadar acı çekmesine izin vermemeliydim.

"Jeongguk."

Kapının yanında bana seslenirken ona baktım başımı geriye çevirerek, siyah dar pantolonun üzerine krem rengi bir kazak geçirmişti ve esmer tenine çok yakışıyordu. "Selam." diye mırıldandığımda gülümsedi, yanıma gelerek boş olan sandalyeye otururken o da benim gibi gözlerini olmayan yıldızlara çevirdi. "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Taehyung, bok gibi hissediyordum, kendimi toparlamam gerekiyordu ama bunun için halim yoktu.

Bir şeyler söylemek istiyordum ama sözcükler dudaklarımı terk edip ona ulaşmıyordu, Taehyung ile bu otel odasında seviştiğimiz çok fazla anımız vardı, burada suskun bir şekilde oturuyor olmak bize göre değildi. Taehyung sandalyeden kalkarak benimle demir tırabzanlar arasındaki masaya oturdu içki bardağımı kenara çekerek.

Elleri uzanarak kucağımdaki ellerimi tutarken bakışlarım bir an bile yüzümden ayrılmayan gözleriyle buluştu, dudaklarındaki sevimli gülümseme rahatlamamı sağlarken parmaklarımızı birbirine geçirdi. "Seni ilk gördüğümde..." Dili dudaklarının arasında gezindi, ne zaman gergin olsa ve düşünceleri arasında gezinse böyle yapardı.

gladly break my heart for you' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin