Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tsukishima Kei...Onun her bir hareketine aşıktın,onu seviyordun ama bu sevgi karşılıklı değildi
Çok fazla denemiştin onunla konuşmayı,ya da en azından havadan sudan sohbet etmeyi ama her seferinde seni geri tepiyordu.Bunun sebebi ise başkasından hoşlanmasaydı...Ona ondan hoşlandığını söylediğinden de söyledi şey aynı şuydu "hey,ben senden hoşlanıyorum!!Aptal!Hoşlandığım başka biri var." onun yapısının böyle olduğunu düşünüp geçiştirdin ama bu seni içten içe üzüyordu
Kardelen çiçeği etrafındakilerin anlatımı ile daha önce hiç görmediği güneşe aşık olur. Güneşi gördüğünde canından olabilmenin hüznü vardır bir de içinde. Ancak, içindeki aşkı öyle büyütür ve derinleştirir ki her anında dua eder ve tek dileği güneşi bir kerecik de olsa görebilmektir
Kei'nin bir özelliği senin canını yakmasıydı.Her bakışıyla,her zerresiyle senin canını yakıyordu ama onu seviyordun.Yapacak bir şey yoktu...Mezuniyetiniz pazar günü olacaktı ve bu okulun içinde olduğun her gün Kei'ye aşıktın,bunu 3 senedir engelleyemiyordun
Onun yüzünü bir kere bile göremeye razıydın "𝘢𝘤𝘢𝘣𝘢 𝘣𝘪𝘳 𝘬𝘦𝘳𝘦 𝘣𝘢𝘬𝘴𝘢,𝘬𝘰𝘯𝘶𝘴̧𝘴𝘢𝘬 𝘯𝘢𝘴𝘪𝘭 𝘰𝘭𝘶𝘳?"
İçindeki tutku ile kavrulan kardelen bir gün Allah'ın karşısına çıkar ve der ki "Allah'ım bana güneşi görmek için bir fırsat ver"
Allah'ta ona der ki "sen narin bir çiçeksin güneşle karşılaştığında canından olabilirsin. Düşünmek için sana 2 gün veriyorum öyleyse, ya güneş, ya da canın"
2 gün sonra cuz why not
-mezuniyetteydiniz,hızlıca Kei'yi buldun,yan sınıflarsan kısa boylu kızıl saçlı bir çocukla dalga geçiyordu "kravatını ters bağlamışsın aptal!"
-yanına gittin "Kei,biraz konuşabilir miyiz?"
Kardelen artık düşünmeye başlar ve 2. günün sonunda Allah'ın karşısına tekrar çıkar ve aşkın onu adeta büyülediğini ve tercihinin güneşi görmek olduğunu söyler. Allah onun cesaretini takdir eder ve ama üzüldüğünü de ifade ederek dileğini gerçekleştirir.
-Kei yavaşça yanına geldi "bir şey mi oldu?" 𝘰𝘯𝘶𝘯𝘭𝘢 𝘬𝘰𝘯𝘶𝘴̧𝘮𝘢𝘮 𝘪𝘤̧𝘪𝘯 𝘪𝘭𝘭𝘢 𝘬𝘪 𝘣𝘪𝘳 𝘴̧𝘦𝘺 𝘮𝘪 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘴𝘪 𝘨𝘦𝘳𝘦𝘬? hızlıca konuya girdin "neden beni 2 senedir görmezden geliyorsun,senden hoşlandığım için mi?" bunu beklemiyordu "lütfen bunu sonra konuşalım,şu an konuşmak istemiyorum" tam giderken onu kolundan tuttun "hayır konuşacağız.."
-devam ettin "..Seninle her iletişime geçtiğinde geri tepiyorsun ve bu beni deli ediyor Kei!!BANA BUNU YAPMA" birkaç kişi sana bakıyordu,o turunculu dahil "sakin ol y/n..Başkasından hoşlanıyorum dedim sana aptal SENİ SEVMİYORUM BUNU 2 SENE İÇİNDE ANLAMAN LAZIMDI"
-buna hazırlıklıydın,çünkü hiçbir zaman sana iyi davranmamıştı,gözyaşlarını tutmaya çalışıyordun "bunu anladım,o kadar aptal değilim,sadece..Sadece.."
-kendine gelmeye çalışıyordun "bana kalırsa o kadar aptalsın" 𝐛𝐚𝐧𝐚 𝐤𝐚𝐥𝐢𝐫𝐬𝐚 𝐨 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐚𝐩𝐭𝐚𝐥𝐬𝐢𝐧
-bu cümle kulaklarında çınladı "yüzüme baktığın için teşekkürler" koşarak salondan çıktın,Kei arkasını dönüp o çocukla dalga geçmeye devam etti "bu kıyafetle daha da gıcık duruyorsun,sinirime dokunuyor"
-eve geldiğinde annen içerideydi "mezuniyetin nasıl geçti?Bu kadar erken gelmeni beklemiyorum." "Sıkıntı yok anne!Sadece biraz yoruldum!!!"
-annen başını tamam anlamında sakladıktan sonra yatağına oturdun