Şan: 15

26 2 0
                                    

ZEUS'UN UYANIP ÖFKELENMESİ

Tam bozgun içinde, Danaosluların kolları altında birçoğu düştükten sonra, kazıklar şebekesini ve hendeği aşarak arabaların yanında, yüzleri sararmış, paniğe tutulmuş, durdular. O ara İda'nın tepeleri üzerinde Zeus, tahtı altından Here'nin yanında uzanıyordu. Bir sıçrayışla ayağa kalktı. Troyalılarla Ahaylılara baktı: Birinciler hırpalanmış, ikinciler arkalarından kovalıyor. Argosluların ortasında da Poseidon Han ovada, Hektor'u, yere yatmış gördü. Boğucu bir nefes darlığı içinde, kendinden geçmiş kan kusuyor; etrafına yarenleri toplanmış. Vuran herhalde şöyle böyle bir Ahaylı değil! Onu görünce tanrıların ve insanların babası yürekten acıdı; Here'ye kızgın bir gözle bakarak şöyle dedi:

— Hey yola gelmez, Here! Senin kötü düzenlerin yüzünden tanrısal Hektor kavganın dışına atılmış, ordusu bozguna uğramış. Bu büyük şirretliğinin meyvesini en önce kendin yiyeceksin gibi geliyor bana: Kalkıp sana adamakıllı bir dayak atmak istiyorum. Havalar arasında asılmış kaldığın günü unuttun mu? Ayaklarına birer örs bağlamış, ellerine kırılmaz bir altın zincir vurmuştum, sen ether içinde, bulutlar arasında, öyle asılmış kalmıştın. Öteki tanrılar, yüksek Olympos'ta, boşuna homurdanıyorlardı: Sana yaklaşamıyorlar, yardımda bulunup kurtaramıyorlardı. Elime geçirdiğimi, tutup eşikten öteye fırlatıyordum: Ötesi berisi bir hayli zedelendikten sonra yere inebilsin diye. Böyle iken tanrısal Herakles için yüreğimi sızlatan acıdan kurtulamıyorum. Sen burağanları kandırarak, Boreas rüzgârlarından yardım görerek Herakles'i kötü niyetlerle sonsuz denizler üzerine kaçırmış, sonra güzel Kos şehrine götürmüştün. Onu oradan ben, nice zorluklar çekerek kurtarmış, at-kısrak yatağı Argos'a getirmiştim. Bütün bunları sana hatırlatıyorum ki, artık bana oyun oynamaktan vazgeçesin. Göreceksin, şimdi de, bu yatak, bu sevişme, öbür tanrılardan ayrılıp buraya gelmen, kollarıma girmen bu oynadığın oyun da hiç bir işine yaramıyacaktır.

Böyle dedi, ve büyük gözlü Here ürkerek kanatlı sözler söyledi.

— Altımızdaki Yer ve üstteki geniş Gök ve tamuya dökülen Styks suyunun dalgaları şahit olsunlar mutlu tanrılar için en büyük sayılan yemin ile and içiyorum; senin kutsal başın için, hiçbir sebeple ağzıma almadığım birleştirici nikâhımız için de andiçiyorum ki, Yeri sarsan Poseidon, benim düzenimle Hektor'a ve Troyalılara karşı kalkmış değildir. Ahaylıları gemilerin yanında, bitkin bir halde görüp kendi gönlü ile acımış, yardımlarına koşmuş olacaktır. Fakat, ben ona, kara bulut sahibi tanrıya, senin istiyeceğin yere gitmesini öğütlemeğe hazırım.

Böyle dedi, ve tanrılarla insanların babası gülümsiyerek şu kanatlı sözleri söyledi:

— Güzel, büyük gözlü Here Sultan, eğer sen, bundan sonra, benim düşüncelerime uygun düşüncelerle, ölümsüzler arasında oturmuş olsan, Poseidon da arzularını değiştirir, benim ve senin gönlümüzü almağa yanaşırdı. Eğer sözlerinde samimî isen, şimdi, tanrılar arasına git, buraya da İrisi ve ün salmış okçu Apollon'u yolla.

TANRILAR USLANDIRILIYOR

Böyle dedi, ve kolları beyaz tanrıça Here itiraz etmedi. İda'nın tepelerinden yüksek Olympos'a gitti. Çok memleket gezmiş bir adamın zihni nasıl şu veya bu ülkeye bir an içinde varırsa, Here Sultan o kadar büyük bir tezlikle Zeus'un sarayına uçmuştu. Orada bütün ölümsüzleri toplanmış buldu, onu görünce hepsi ayağa kalktı, elde sağrak, selâmladılar. En önce yanına koşan (toplantılar tanrıçası) güzel Themis'in elinden sağrağı aldı, bu tanrıça kendisine kanatlı sözler söyledi:

— Here, ne yaptın? Bir hoş görünüyorsun? Kocan, Kronosoğlu seni hayli korkutmuş olacak.

Kolları beyaz tanrıça Here ona cevap verdi:

İlyadaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin