beautiful stranger ‣ mystrade !!

on dokuz<3

suan sherlock izliyorum ama cuceli olan animasyonAODJWKNDKWNDKWNDKAS abi cok kotu amk

-

"vay canına hastane fantezisi ha?" james ve sherlock odaya ellerinle kahvelerle daldığında yatakta oturan ikili geri çekildi hemen. aslında mycroft'un pek umurunda değildi sadece greg anlık panikle geri çekilmişti. mycroft göz devirdi greg yataktan çıkıp odadaki diğer ikiliye dönerken. "sana da merhaba jimmy."

james gülerek kafasını salladı alayla ve yataktaki çocuğa doğru ilerledi greg'in yüzüne bakmadan. "evet, greg evet. merhaba mycroft, kahve ister misin?" alaylı hâli hâlâ belli olurken sol elindeki kahveyi uzattı yüzündeki gülümsemesiyle. o sırada sherlock james'e göz devirip diğer taraftaki koltuğa oturdu greg'e kahbedini verip.

"evet, sağ ol." kahveyi alıp içti biraz ve yanındaki küçük sehpaya koydu. james, sherlock'un oturduğu koltuğun kol dayama yerine oturdu. "çifte date mi-"

james'in sözünü kesen greg'in öksürüğü olmuştu. holmes kardeşler buna göz devirip kafalarını salladılar. "sana terapi kedisi getireceklermiş." diyerek konuyu değiştirdi sherlock.

"o kediler sadece yaşlılarda işe yarıyor. bana gerek yok." omuz silkti kahvesini içerken.

"doğru, senin kendi özel kedin v-"

"ne zaman susacaksın ya?"

"bilmem." james, yine greg'in sözünü kesmesine göz devirip gülerken içeri yaşlı bir kadın girdi elinde beyaz bir kediyle.

"mycroft holmes?" kadın gülümseyerek odadaki dört çocuğa baktı. "benim.." iç çekip konuştu mycroft, kediyi cidden istemiyordu.

"evladım, bu kedi-"

"bayan..?"

"hudson, bayan hudson yeterli canım." diyerek kendini tanıttı mycroft için.

"bayan hudson, kedinizi istemiyorum."

"ama bu kedi, ria, bir çok hastamıza yardım etti-"

"istemiyorum, bayan hudson. bu kadar."

"kaba olma." greg eliyle yataktaki çocuğa vurup kadına gülümseyerek döndü. "isterseniz alayım, ona yardımı dokunacağına eminim." yaşlı kadın, greg'in bu hevesine sevinip ria denilen kediyi uzattı yavaşca çocuğa. greg elindeki kahveyi sephaya koyup kediyi aldı.

"ben yarın gelir alırım, iyi akşamlar çocuklar."

"iyi akşamlar, bayan hudson!" james çıkan kadına bağırdı. kadın da endişeli bie ifadeyle çocuğa bakıp çıktı. "kadının yüzüne küfür etmediğin kaldı!"

"kediyi istemiyorum?" omuz silkti çocuk kahvesini kafasına dikip sephaya koyarken. "ama o seni istiyor gibi." greg'in elindeki kedi yatağa ulaşmaya çalışıyor gibiydi. esmer çocuğun elini ısırıyor, kurtulmaya çalışıyor gibiydi.

"AH!" yüzünü tırmalayıp sonunda kurtulunca, hasta yatağında yatan çocuğun yanına zıpladı ve kucağına çıkıp yattı. "YÜZÜMÜ ACITTI! vahşi kedi!" james buna gülerken greg kalkıp lavaboya gitti ve yüzüne baktı bir şey var mı diye.

"ALNIM KANIYOR!"

"ölmeyeceksin, prenses, ağlama."

"kendi chad'imi özledim.." alnını yıkarken mycroft kediye şoka uğraşmış gibi bakıyordu. sanki kime bakması gerektiğini biliyormuş gibi amacına ulaşıp hastasının yanına gelmişti. uyanmasın diye yavaşça sevmeye başladı. kedi mırlamaya başlayınca ister istemez gülümsedi.

"hani terapi kedileri işe yaramıyordu?" greg elindeki peçeteyi alnına tutarken geri koltuğa oturdu. james ve sherlock ikilisi onları pek takmıyor gibiydi, aralarında konuşuyorlardı ellerinle kahveleriyle.

"garip bir kedi."

"ve vahşi.." mycroft gözünü sevdiği kediden çekip geri sevdiği çocuğa çevirdi. "çek elini bakayım," greg anlık anlamasa da ardından kafasını sallayıp elini çekmiş ve yüzünü sevdiği çocuğa doğru yaklaştırmıştı. mycroft yaraya üfledi gözünü kısıp bakarken. "bir şey yok."

"umarım yoktur." elindeki peçeteyi yine alnına koyup geri koltuğa yaslandı sinirli ifadesiyle.

"ben annemi arayayım, uyanınca ara demişti."

"tamam." sherlock, mycroft'un cevabı üzerine koltuktan kalkıp camın önüne geçti ve telefonunu çıkardı. james bunu fırsat bilip boş koltuğa oturdu hemen.

-

tatli bie bolum

btw ria benim

evt ben.