Multideki Mert
Bugün parti günüydü, ve ben gerizekalı gibi Mert'le gitmeyi kabul etmiştim. Ne yani Yağız ile mi gitmek isterdin? Yok canım onun Şebnemi var. Dün Sema'dan aldığım haberlere göre Sinan Sema'ya partiye onunla birlikte gelmesini söylemişti. Tabi bu Sema'nın işine gelirdi çünkü Melis'le ufak bir, bakın çok küçücük bir sorunu vardı. Bu kızları hiç sevmiyordum, gerçekten Sema'nın anlattığı kadar vardı ikiside.
Annemin bugün tatil günüydü. Aşağıya indiğimde gülümsedi. "Parti için yardıma ihtiyacın varmı?"
"Yok anne Sema ile hallettik herşeyi."
"İyi anlaşıyorsunuz bakıyorum."
"Şu kadarını söyleyeyim hiç bu kadar cana yakın biriyle tanışmamıştım." Sevindiği belli oluyordu. Bir yandan konuşurken, bir yandan kahvaltı masasına geçmiştik bile.
Tam kahvaltımı bitirip kalkıyordum ki zilin sesiyle şaşırdım. Kim gelebilirdi ki? Annemde benimle aynı şeyi düşünmüş olacak ki bilmem anlamında dudağını büzdü. Kapıyı açtığımda karşılaştığım yüz beni şaşırtmaya yetmişti.
"Zeyneeep kuaföre gitmemiz lazım." Diye bağırarak içeri dalan Sema'ya gözlerimi devirip, "yuh ama daha kahvaltımı bitirmedim."
"Kızım biz seni bilmezmiyiz sana kalırsa on gün sonra gideceksin partiye." Bu seferde annem girince lafa dayanamayıp araya girdim. "Eh ama yani yeter sağlı sollu geliyorsunuz."
Sema "İtiraz istemiyorum Zeyno hadi kanka hazırlan." Pijamalarımla duruyordum ama hazırlanmaya da niyetim yoktu ya.
Sema'nın uzun ısrarları sonucu, sonunda evden çıkmıştık. Yola revan olur olmaz, hızlıca koluma girdi, "Zeyneep Sinan'ın beni partiye çağırdığının farkında mısın acaba?"
"Tamamda sen buna niye bu kadar sevindin?"
"Şaka mısın?.. Tabi ki sevineceğim o Melis yellozu görecek kimle gittiğini." Güldüm "Ha tek sebep bu yani."
"Tabiki bu Zeynep, hem ben hiç öyle şeyler düşünmedim." Aha yakaladım.
"Nasıl şeyler?"
"Ee işte Melis'in dışında herhangi birşey."
"Ya ya inandım bende, neyse ne ikimizde biliyoruz Sinan'dan hoşlandığını." Bunu der demez bir öksürük tuttu garibimi, yazık... Acıdım bak şimdi.
"Ya kanka olabilir mi öyle bişey? Yani Sinan'la ben, mümkünü yok."
"Kızım sen bunun parti teklifini kabul etmedin mi? Hadi onu geç o Talha'nın senden hoşlandığını öğrendikten sonra, o sana partiyi teklif etmedi mi?"
"Kanka boşver o konuyu da Yağız Şebnem'le gidiyor şaka gibi."
"Banane acaba Sema beni ilgilendirmez ne yapıyorsa yapsın Allah'ın malı."
"Ya o değil de kızların bir yerleri kalkıyor, çok yüz veriyorlar be Zeyno."
"İkisininde birbirinden farkı yok tencere kapak meselesi yani."
"Hayır Zeyno Yağız'ın karakteri çok farklıdır. Serttir kimseyle muhattap olmaz, hatta Şebnem'le gitmeyi kabul edecek biride değil, var bu işte bişey ama anlamadım."
****
Kuaförün önünde Mert'i beklerken, bir yandan da anneme geç kalmayacağıma dair mesajlar atıyordum. Cidden nerede kalmıştı bu? Sinan, Sema'yı almaya on dakika önce gelmişti ama, Mert hâlâ ortalıkta yok. Aklıma Melis'in nasıl bozulacağı geldiğinde keyifle kıkırdadım. Sonuçta bekleyecek bekleyecek ama Sinan gelmeyecek ahh yüzünün alacağı ifadeyi görmeyi çok isterdim. Ben bunları düşünürken gelen korna sesiyle irkildim. Mert gelmişti, arabadan inerken bir yandan da beğeniyle süzüyordu. Gözlerini kısıp konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen Fiction"Sen benimsin, ve ben benim olanı kimseye vermem."... Tüm okuduklarınızı unutturacak bir hikâye