minho son kedinin de tüylerini okşadıktan sonra diğer kediyle ilgilenen jisung'a döndü.
"bugün daha iyi görünüyor, sonunda biraz da olsa yemek yemeye başladı" gurur dolu bakışlarla oğlu olarak gördüğü minik sarı kediye baktı.
jisung, onun kediyle bu kadar özel bir bağ kurmasını tatlı bularak hafifçe başını salladı. 'sen olmasaydın tek başıma halledemezdim.' derken gülümsüyordu.
minho ve jisung, okul çıkışlarında her gün aynı yere gelir ve kedileri beslerlerdi. burada tanışmışlardı, her gün aynı saatlerde burada birbirlerini görmeye başladıklarında selamlaşmaya başlamış ve daha sonra da yakın birer arkadaş oluvermişlerdi.
ortak özellikleri çoktu, bunu fark ettiklerinde birbirleri hakkında her şeyi bilmek istemişlerdi, zaten de öğrenmişlerdi. ancak minho'nun bilmediği ufak bir sır dışında. jisung bunun çok da önemli olmadığını ve de minho'nun bilmesine hiç de gerek olmadığını söylerdi hep hyunjin'e. hyunjin ise arkadaşının hoşlandığı kişiye yıllardır tek kelime etmemesini, en ufak bir davranışı ile bile belli etmemesine asla anlam veremezdi.
jisung, minho'dan saklayabildiği kadar saklayacağı konusunda kararlı olduğundan hyunjin'in yardım etmek için verdiği uğraşlar ancak havada asılı kalıyordu.
minho, jisung'a sıcak bir şekilde gülümsedi.
'hiç de bile! ben olmasam da bu kedilerin hepsiyle ilgilenebilirdin han jisung, lütfen bu kadar mütevazı olma.'
sahte sinirle söylediği sözlere değil de gülümsemesine takılmıştı jisung. minho'ya olan sevgisi gün geçtikçe artarken bunu ondan saklamak da oldukça zorlaşıyordu.
gözlerinin, hala parlak bir şekilde gülümseyen dudaklara kaymaması için bir hayli uğraş vererek minho'nun gözlerine baktı.
'hadi o zaman bugünlük mesaimiz bitti diye düşünüyorum' dedi, hala bir uğraş içerisindeyken.
minho, sonunda gülmeyi bıraktığında karşısındaki çocuk ne kadar rahatlamıştı tahmin bile edemezdi.
'peki gidelim ama bugünlük benimle biraz daha zaman geçirmek zorundasın, sana anlatmam gerekenler var.' dedi meraklı bakışları jisung'un üzerinde gezinirken. jisung'un vereceği cevap için heyecanlıydı minho, arkadaşına anlatmak istediği, fikrini almak istediği konular vardı.
'ah öyle mi? pekala gidelim. şimdiden meraklanmaya başladım! '
'hayır endişelenecek ve merak edilecek bir şey değil sadece basit bir konu. kahve içerken konuşabiliriz.' diyerek jisung'u kolundan hafifçe tutarak, okullarına yakın olan kafeye doğru yönlendirdi.
jisung, cheesecake'ini yerken minho'nun anlatmaya başlamasını bekliyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kediler ve şarkılar / minsung
Fanfictionkediler ve şarkılar bize yeterli değil, sana ben gerek.