"Günaydınnn!" okulun bahçesine doğru yürüyordum, arkamdan gelen sesle duraksadım. "Günaydın Felix." adımlarını hızlandırıp yanıma geldi. "Jisung nerede? Bugün erkencisin sanki?" dediğinde dudaklarımı ıslattım. "Evet, Bayan Toz Pembe benimle konuşmak istedi. Ama erken ve yalnız gel dedi." kaşlarını çatıp sorgulayan bakışlarla suratıma baktı. "Beni de Bay Kazan Dibi çağırdı. Erken ve tek gel dedi."
Bu bir tesadüf olamazdı, değil mi?
"Tamam o zaman, sonra görüşürüz Jeongin!" yollarımız ayrıldığında Felix neşeli yüzünü bana dönüp el salladı. "Görüşürüz."
Felix ile vedalaştıktan sonra akademimizin kapısına doğru yürüdüm. Merdivenleri çıkıp içeri adımladım. Sabah erken olduğundan bina bomboştu. Bayan Toz Pembe'nin odasına geldiğimde kapıyı tıklayıp içeri girdim. "Sunbaenim?" Bayan Toz Pembe dağınık saçları, çökmüş suratı ve mosmor göz altlarıyla bana baktı. "Ah Jeong, otursana." eliyle koltuğu gösterince arkamdan kapıyı kapatıp oturdum. Bayan Toz Pembe kahvesinden bir yudum alıp yüzünü sıvazladı. Elini alnına koyup masaj yaptı. "Jeong, şu okulda en güvendiğim öğrencim kim biliyor musun?" kafamı hayır anlamında sallayıp devam etmesini bekledim. "Sen ve Han. İkinize çok güveniyorum. Sonuçta okulumuzun en iyi, en edepli, en başarılı ve en terbiyeli öğrencilerisiniz. Kısaca benim örnek öğrencilerimsiniz." kahve bardağını dudakları arasına götürüp bir kaç yudum aldı. "O yüzden sana bir sır vereceğim ve senden bir isteğim olacak." biraz düşündükten sonra başımla onayladım.
"Jeong, beklediğimiz şey bu akşam gerçekleşebilir. O zebaniler Dünya'ya inebilirler. O yüzden senden bugün öğrencileri analiz etmeni istiyorum. Bir tür grup, ordu artık adını ne koyarsan, yapmalısın. Öğrendiğiniz şeyleri artık kullanma vaktiniz gelmiş olabilir. Sakın panikleme. Yeterince eğitildiniz. Bunun üstesinden gelirsek herşey yoluna girecek. Tahminen bu akşam okulumuza gelecekler ve bir antlaşma sunacaklar. Bu antlaşma kabul edilebilecek bir antlaşma olmayacağından reddedeceğiz. İnsanları o zebanilerden korumalıyız Jeongin." Bayan Toz Pembe'nin dediklerini sindirdikten sonra gözlerim yavaşça açıldı.
"O zebaniler, bu akşam gelecekler mi?" kafasıyla beni onayladı. Bileğindeki saate baktı. Kaşlarını çatıp bana döndü. "Dediğimi yap ve bir liste çıkart. Okuldan çıkmadan önce odama tekrar gel." oturduğum koltuktan kalktım. Bayan Toz Pembe'ye eğilerek selam vermeyi unutmayıp odadan çıktım.
Bunu kimseye bahsetmemelisin Jeongin. Sadece Han'a. Sadece Han...
"Hey bro, bugün beni bırakıp gitmişsin yurttan?" derin nefeslerimin arasından Han'ın sesini ayırt ettiğimde bedenimi dikleştirip sıkıntıdan yanaklarımı şişirdim.
"Hop hop hop! Derin nefesler alındı, vücut dikleştirildi ve yanaklar şişirildi. Bir sorun mu var?" titreyen bacaklarımı tutup hafif eğildim. "Bu sefer büyük bir sorun var bro.">><><><><><><><<
"İşte böyle Hannie." Bayan Toz Pembe'nin odasının önünden gidip kantine gelmiştik. Olayları Jisung anlatmış ama Jisung beklediğimden az tepki vermişti
"Desene bunca yılın emekleri bu gece başarıya ulaşacak!" Han oturduğu yerde hoplamaya, zıplamaya başladı. "Of belki efsanelerdeki Christopher'ı görürüz ya da şu cüce boylu olan Chang'ı!" Han'ın ani hareketlerine göz devirip oturduğum sandalyeden kalktım. "Hadi gel, daha bir liste hazırlamam gerekiyor. Sende yardımcım olcaksın. Anlaştık mı?" Han oflayarak yanıma geldi, kantinden beraber çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Afterlife | HYUNIN
Fiksi IlmiahDünya artık bambaşka bir yere dönüşmüştü. İnsanlar gece on ikiden sonra, altıdan önce dışarı çıkamıyorlardı. Artık Peri Akademisi ve Büyücü Akademisi bu zamanlar için yetiştirdiği öğrencilerini harekete geçirmeliydi. Periler ve Büyücüler bu Vampir...