SÖZLENDİK

550 23 14
                                    


Aradan bir hafta geçmişti ve beni istemeye bugün geliyorlardı. Ofiste çalıştığım bu bir hafta boyunca çok mutluydum. Azer neredeyse her gün bana arkamdan sahip oluyordu ve iki saate yakın onunla sevişiyordum. Günlük rutinimiz haline gelmişti. Onu her gün deli gibi arzuluyordum. Çok sert ve güçlüydü ve benim kendimi kaybetmeme sebep oluyordu. 

Şimdi ise mutfaktaydım. Ceren benim yanımdaydı ve ben heyecanla kahveleri yapıyordum. Ceren "Alev kahveye tuz koyalım." dedi. 

Onun bu dediğiyle güldüm. Boğacığıma tuzlu kahve içericektim. Bütün hepsini içerse de akşma ya da yarın onu bunun için ödüllendirebilirdim. 

"Tamam ceroş koyalım."dedim.

 Kahveleri tepsiye dizim sakince salona gidip kahveleri dağıttım ve en son kahveyi azer'e verdim ve ona kısık sesle "Kahveyi yavaş iç sevgilim." dedim ve hızla yerime geçip oturdum. 

Ona baktığımda bana bakıp kahveyi bir dikişte içti. O tuzla kahveyi benim için bir dikişte içmişti. Ona gülümseyerek baktım. Kayınbabam beni isteyince selim abi beni verince hemen nişan merasimine geçtik. Ben heyecanla yüzüklerimizin takılmasını bekledim. Yüzükler takılınca Azer sırıtarak bana baktı.  "Tamamen bana ait olmana az kaldı." dedi. 

sırıttım. Yakında tamamen onun olacaktım. O da benim. "Tamamen senin olacağım günü heyecanla bekliyorum." dedim. o hızla beni dudaklarımdan öptü. Neyse ki bugün kırmızı ruj sürmemiştim. Benim elimden tuttu. "Hadi gel dışarıya çıkalım." dedi. 

Nereye götürecekti ki beni? Yoksa sevişecek miydik? Heyecanla ona baktım. 

 "Nereye götüreceksin beni?" 

 "Sürpriz." 

 Ben masumca ona baktım. "Ama sevgilim ben meraktan ölürüm." dedim. O bana sırıtarak bana baktı. Başını salladı.  "Hiç boşuna öyle bakma kızıl şeytanım. Anca gidince öğrenebilirsin." dedi. Bende yenilgiyi kabul ettim.  "tamam o zaman." dedim.

Azer,

Arabada dakikalardır gidiyorduk ve ben ona hiç bir şey söylemiyordum. O ise meraktan kuduruyordu. Elimdeki nişan yüzüğüne baktım. Onunla bugün resmen nişanlanmıştım. Yüzene baktığımda gülümseyerek elindeki nişan yüzüğümüze bakıyordu. Sanırım o da benim gibi çok mutluydu. 

 "Mutlu musun kızıl şeytanım?" dedim. 

O gülümseyerek bana baktı. "Tabi ki mutluyum. Sonuçta senin gibi mükemmel bir adamla evleniyorum." dedi

. Ben o böyle söyleyince kahkaha attım. "Ben de mutluyum kızıl şeytanım. Senin gibi bir ateş parçasıyla evlenmek her kula nasip olmaz." dedim. 

O bana bakıp sırıttı. "O zaman bu gece birbirimizi yakıp kül edelim." dedi. Sürekli ona önden sahip olmamı istiyordu ama ben bunu istemiyordum. Onun bu halleri hoşuma gidiyordu. Güldüm. daha da çıldırsın istiyordum. 

 "Gerdek gecemizde seni yakıp kül edeceğim." deyince kaşlarını çattı. 

 "Of ama ya, bana bundan sonra düğüne kadar dokunman yasak. Sevişmeyeceğiz." dedi.

 Ben kahkaha atmaya başladım. Bu imkansızdı. Ne ben ondan uzak durabiliyordum ne de o benden. 

"Kızıl şeytanım sen buna inanıyor musun?" dedim. 

O kaşlarını çatıp başını salladı.  "Ben dirençli bir kadınım boğacığım. Bak gör düğüne kadar olmayacak. Sadece bugün olabilir çünkü bugün nişanlandık." dedi.

 Onun bu dediğine kahkaha attım. Cidden buna inanıyordu.  "Göreceğiz kızıl şeytanım." dedim.

...

KIZIL ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin