Küçüklüğümden beri okyanusa açılmayı çok istedim. Beni kendine çeken bir şey vardı. Beni çeken bilinmezlik mi yoksa başka bir şey mi hiç bilmiyorum.
Nihayet o gün gelmişti. Ben... ben sonunda okyanusa açılıyordum.Bir korsan değildim ya da bir denizci. Sadece arzuları uğruna okyanusa açılan bir insandım. Aklıma denizde geçirdiğim günleri yazmak gelmişti. Kim bilir neler olacaktı.
Yaşadığım yerden ayrılırken içimde hafif bir burukluk vardı. Benim kendi ailem ölmüştü bu yüzden arkadaşlarım ailem gibiydi ve ailem dediğim kişileri arkamda bırakmak üzüyordu. Ağlamamak için hepimiz güldük ama biliyorum ki içlerinde ağlıyorlardı.
"Birini bulup bizi unutayım deme." diye dalga geçiyordu ağlamaklı hava gitsin diye Kazutora. Bense ona ayak uydurmaya çalışarak düşünmem lazım, dedim. Bunun üstüne herkes hafif bir sırıtmış ve o ağlamaklı hava az da olsa dağılmıştı. Grubun annesi Mitsuya ise bana dikkatli olmamı söylüyordu. Bu sırada Draken "Mitsuya anne misin sen ? Koskoca adam dikkatli olur zaten." dedi. Mitsuya ise "Ben sadece ona dikkatli olmasını söyledim. Hepimiz biliyoruz değil mi Baji'nin normalde ne kadar dikkatli olduğu (!)" diyerek ona karşılık verdi. Lafın bir kısmı bana da dokunduğu için "Gayette dikkatliyim!" dedim. Bu sefer Kazutora dahil olarak "Evet evet çok dikkatlidir kendisi hatta o kadar dikkatli ki yanlışlıkla koskoca ata çarpmadı (!)" dedi. "Ya ben sana bakıyordum o yüzden oldu." Herkes gülümsüyordu. "Artık gitmeliyim." dedim. Daha fazla burada kalmak istiyordum ama okyanusa açılma fikri de cazipti. En sonunda ben de onu seçtim.Giderken Mikey arkamdan "Geri geleceksin değil mi ?" diye sordu. İlk başta ne diyeceğimi bilemedim. Hem onların yanına geri gelmek istiyor hem de gittiğim yerlerde kalmak istiyordum hatta bir tanesine yerleşmek istiyor bile olabilirdim. Sonunda "Elbette geri geleceğim!" diye bağırdım. Bu sefer de "Ne zaman?" diye sordu. Cidden ne kadar kalacaktım? Biraz düşündükten sonra "Üç sene sonra geri geleceğim," dedim. "Söz mü?" dedi Mikey. "Söz!" diye bağırdım gülümseyerek. Yavaştan denizin dibinde olan çıpayı yukarı çekmeye başladım ve halatları çözdüm. Çıpa yukarı çıkarken aklıma gelen bir şeyle hemen geminin arka tarafına doğru koştum ve "Draken!" diye seslendim. Draken'den bir efendim sesi yükseldi. "Ben gelmeden Emma ile sakın evlenme!" dedim gülümseyerek. Herkes gülmüştü. Peh-yan gülerek " Denize açılıcaksın hala ne diyosun" , "Açılmam bir şeyi değiştirmiyor. Ee anlaştık mı Draken ?" dedim gülerek. Draken de gülerek "Tamam, anlaştık." dedi. Draken öyle diyince daha çok sırıtmıştım. Bu sırada çıpayı denizden tamamen çekmiştim. Hepsine el salladım ve geminin kaptan köşküne geçip gemiyi hareket ettirmeye başladım.
İyice açılmıştım geri dönüp baktığımda doğdup büyüdüğüm ve ailemin olduğu şehir küçücük görünüyordu. Aslında yaşadığım yerin ne kadar küçük olduğunu bir kez daha anladım. Bir an bu çok ürkütücü geldi. İçimdeki bu ürperti yavaş yavaş merak ve hayranlığa bıraktı kendini. Bu kocaman dünyayı üç yılda görebildiğim kadar görecek ve sonra yaşadığım yere geri dönecektim. Bu aslında çok heyecan vericiydi. Bu koca dünyayı görmek... Bilinmezliğe doğru gitmek garip bir şekilde tatminlik veriyordu. Bu sırada garip bir şekilde aklıma Mikey'in dediği şeyler geldi. Söz vermiştim ve geri dönecektim ve bu sözümü hiçbir şey bozamayacaktı.
Yiyeceğine baktım nerdeyse iki aylık erzak vardı. Biraz daha okyanusta zaman geçirmeyi ve okyanusun merhametinden yararlanmaya karar verdim ama en sonunda bir yere gitmem gerekiyordu. Haritayı açtım ve bir liman seçmeye karar verdim. T... ve R... limanını kestirdim gözüme. İkisinden birine gidicektim ama hangisine gitmeliydim. Buna okyanusun karar vermesini istediğim için seçmedim.
Rüzgarın yönüne baktım. İki limanın yönü olan kuzeybatıdan esiyordu. Yelkeni açtım ve kendimi karayele bıraktım. Bir kaç hesaplamadan sonra iki limana da bir hafta sonra varacaktım. Tek sorun vardı o da hangi liman olucaktı? Bu sorularımı midemin guruldaması bozdu. Mutfağa gidip bir şeyler hazırlamaya başladım.
Yemeği yedikten sonra güverteye gelip pusulamı kontrol ettim. Gemi dönmemişti bu yüzden içim rahatladı. İçimin rahatlığı ile geminin ön kısmına gittim. Bir kaç yunus balığı karşıladı beni. Atlayıp atlayıp çıkıyorlardı. En sonunda beni arkada bırakıp gittiler. "Yarışı kazandınız!" dedim arkalarından gülümseyerek.
Hava kararmaya başlamıştı. Ben uyumayacaktım çünkü her an geminin yönü dönebilirdi. Bu yüzden pusulaya tekrar baktım. Yön hala aynıydı. Gülümseme ile gün batımını izlemeye başladım.
𓆉︎𓆉︎𓆉︎
Evet ilk bölüm böyle başladı umarım seversiniiiz<33
14.03.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defter | BajixChifuyu
FanfictionOkyanusun bilinmezliğine hayran olan bir genç ve o bilinmezlikde bulacağı küçük bir hazine. Okyanusun ne getireceğini kim bilir.