Bilincim yerine geldiğinde gözlerimi aralamaya başladım.Etrafımı dolduran o kokunun nerden geldiğini anlamaya çalışıyordum.Uyku sersemliğini üzerimde attığım da bana sarılmış halde Mert i gördüm. Ne ara bu kadar yakın olmuştuk biz? İlk defa bu kadar yakından gördüğüm için heyecan basmadı değil ..Yüzüme doğru yol alan kanı ve kalbimin bozuk ritmini göz önüne almazsak ağzının payını verebilirdim. İç sesim uyandırma çok tatlı uyuyo dediği anda sinirlerim tepeme çıktı. Milletin iç sesi mantıklı şeyler söylerken benimki tam bi sürtük çıktı. Ben iç bi savaş yaşarken Mert in gozlerime bakan gozlerini gördüm .Hadi ama bu kadar boktan bi güne gerek yoktu.Yüzüne alaycı çarpık gülümsemesini yerleştirip "Uyurken beni mi izliyorsun ufaklık .Gördüklerin hoşuna gitmişe benziyor " dedi. Bunun derdi neydi sinirle ona bakarken hala gözü üstümdeydi aptalın."Benim üzerime yatan ve beni kaçıran sen olduğuna göre ..." dedim.Omzuna bir yumruk geçirip doğrulmaya çalıştım.Yüzünde sinirli bir ifade vardı bu tepkimi beklemediği belli oluyordu."ufaklıklar ilgimi çekmez" dedi.Omuz silkip ayağa kalktım.Bu benim umrum dışısın hareketimdi.Erkeklerin kızlara ufaklık demesindeki amacı anlayabilmiş değilim hem aynı yaştayız .Mutfağa yönelip kahvaltı hazırlamaya başladım.Omlet,zeytin, peynir,reçel, salam ve kızartmaları hazırlayıp çayı da hallettim.Sofrayı halledip içeri girdiğim de Mert yoktu ;büyük ihtimal odasındadır diye düşünerek kapıya yoneldim kimse yoktu görünürde içeriden su sesi geldiğinde duşta olduğunu anlayıp kapıya yoneldim "Beni mi özledin " diyen Mert in sesiyle arkama döndüm.Donup kalmıştım resmen beline bağlı havlu vardı sadece sürtük iç sesim of çok tatlı o gözler o yüz o kaslar .. derken onu sessiz moda alıp yüzüne odaklanma çalıştım."Ş-şey ben kahvaltı hazırladım " derken hala beynim bu görüntüyü idrak etmekte zorlanıyordu.Kapıya yönelip dışarı çıkarken tüm kanın yüzüme toplanıp beyin nöronlarımın halaya başladığını hissedebiliyordum.Rezillikte bir dünya markası olurken benimle dalga geçtiğine eminim.Mutfağa geçip kahvaltıya başlamıştım bile.Hay böyle savaşın ne vardı onu kıskandırmaya çalışcak herifin sevgilisi var kesin şu arabadaki taş hatun ..Zaten kendisi de ayrı bir dünya.Isminin anlamı gökyüzünden düşen ilk meteor tanesi deseler koşulsuz inanırım.Haksız rekabet var burda tamam savaşta hersey mubah dedikte boku çıktı olayın .Hele benim tepkim Hayır yani hiç mi çıplak erkek görmedin.Yuh lan ne diyom ben tabi görmedim de bu kadar belli etmeseydim.Egosu sabah sabah 22.kata kadar çıkmıştır. Çatalım da parçaladığım peynire bakarak peyniri Mert olarak düşündüm .Bak bu düşünce hoşuma gitmişti.Kapının önünde bana bakan kişiye dönüp ayı mı oynuyo bakışı atarak kahvaltıya devam ettim..
...Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltımızı bitirip sofrayı topladık.Bana yardımcı olması hoşuma gitmişti tek kelime dahi etmememiz de gayet iyiydi..Zaten ne konuşabiliriz ki.Gözünün hala üstümde olduğunu farketsemde onu umursamayıp salona yönelip kendimi koltuğa attım .O kadar sıkılmıştım ki bi ara kafamın üstünden atlayan koyunlardan yerdeki halının karelerine kadar saymıştım. Kapı çalındığında Mert ayaklandı kim olduğunu görmeden dışarı çıktı .Bende dışarı çıkıp baktım gelen kişi Ali ydi. Tartışıyor gibi dursalarda ikisi de dönüp bana baktı .Mert sinirli bir şekilde bakarken Ali piç smile yapıp "güzel tişört " dedi. Bir tepki vermemesi beni şaşırtmıştı açıkçası burda olduğumu duymuştu demekki."Sağol .Beni eve götürmeye mi geldin?" Diye sorduğumda kesinlikle gitme niyetinde değildim sadece azıcık kıskandırmak istemiş olabilirim.Bunu bana düşündüren fesat fikirleri bir kenara bırakıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.Ali olumsuz anlamda başını salladı. "Yarın akşam yarışlar var sende gel" diyen Ali ye döndüm .Aynı anda Mert " olmaz " , bende "olur"dedim.Kesinlikle oraya gitmek istemesemde Mert i sinir etmek güzel oluyordu .Ali onu hiç umursamadan " yarın akşam alırım seni " dedi .Mert araya girip "Ben getiririm orda görüşürüz " diyerek homurdanmaya başladı.Umarsızca başıyla onayladı .
