Yolculuk çok sessiz geçmişti. Evin önüne geldiğimizde ona dönüp gülümsedim " görüşürüz " dedim içtenlikle. Mert ' e alışmıştım cidden. O da yüzünde belli belirsiz gülümsemeyle 'görüşürüz' dedi. Ikimizde arabadan çıkıp evlerimize girdik her zaman ki gibi annem eve uğramamıştı . Çünkü herşey bıraktığım gibi duruyordu .
Hızlıca odama geçip uzun bir duş aldım. Genel bakımımı yaptıktan sonra Nur'la konuştum . O benim sırdaşımdı ve herseyimi bilirdi. Telefonu kapattıktan sonra hazırlanmak için dolabıma yöneldim .Uzun arayışlar sonucu kot kısa bir şort ve gri tonlarında tişörtümü giyip deri ceketimi giydim. Likit ve kırmızı rujdan sonra saçımı dalgalı bıraktım. Postal tarzı ayakkabılarımı giyip aynadan kendime baktım tam bir afet olmuştum. İç sesim mert in dibi düşcek diye beni gaza getirirken beğeniyle kendimi bir kez daha süzdüm. Aşağı inip ufak tefek dağınıklığı topladıktan sonra Mert i aradım ama duymadı heralde evden çıkıp onların kapısına yönelip tüm cesaretimle kapıyı çaldım. Kapıyı kırklı yaşlarda bir teyze açtı. Eminim bu kadın Mert in annesiydi yeşil gözlerini kimden aldığı belliydi. Gülümseyerek " Merhaba efendim aslında Mert e bakmıştım, aradım ama açmadı musait mi ?" diye sordum. " hoşgeldin kızım Handan ben Mert in annesiyim telefonu mutfakta unutmuş odasındaydı sanırım ,buyur içeri gel ." diyerek beni davet etti. " içeri girdikten sonra Merve bende Mert' le aynı okuldayız " diyerek elini sıktım . Oldukça büyük bir gülümsemeyle bana baktı ." Sen istersen Mert in yanına çık bende size içecek birşeyler getiririm. Sağdan ikinci kapı diyerek tarifte bulundu. Merdivenlerden çıkarken içimi bir korku sardı acaba buraya gelişimden hoşlanır mıydı ? İç sesim Mertttt özledim seni diye haykırırken kapa çeneni diye ikazda bulundum. Benim derdim neydi iç sesim hala ne düşünüyor. Kapıyı çalınca Mert in ' efendim anne' diyen sesini duydum. Bu ses kalbimin boğazımda atmasını sağlarken bir cesaret içeri daldım . Beni görünce ilk defa adam akıllı bir hissini yüzünde farkettim kesinlikle şoka girmişti. Herhalde birazdan beni öldürebilirdi. ' burda ne işin var?' derken buz gibi sesi kalbimi acıttı.' Ş-şey ben ..yarışlar için arayınca açmadın.Bende düşündüm ki ..' sesim güçsüz çıkmıştı neyse ki iceri gelen Handan teyze beni bunlardan kurtardı iki tane portakal suyuyla gelmişti. Mert e dönüp ' oğlum niye kız arkadaşının geleceğini haber vermedin kek yapardım size ' diyince ağzım açık kaldı sinek kaçma ihtimalini göz önünde bulundurup hızlıca kapadım. Ben - Mert- sevgili cümle içinde bile kullanmakta zorlanılan sözcüklerdi. Handan teyze mutluluktan çifte telli oynayacak diye korkmaya başlamıştım. Mert "evet anne gelinin " diyince boş boş ona baktım neler olduğunu anlayınca öldürücü bakışlarımı ona yolladım ne saçmalıyordu bu ????