Bu ne demekti yani bir hata yaptığım için beni buradan uzaklaştıracaklar mıydı ? Yapamazdım onu burada bırakıp gidemezdim. 1.sınıftan beri arkadaştık ve 8.sınıfta adını koyamadığımız bir bağ oluşmuştu aramızda. Aynı liseyi kazanmak için gece gündüz çalışmıştık ve başarmıştık. Lisede ise beraber çalışarak 12. sınıfa gelmeyi başarmıştık İrem Ve Murat ikilisiydik biz sevgili değildik ama iyi arkadaştık her şeyin üstesinden de gelirdik.
Şu anda son senemizde aynı üniversiteyi kazanmak için savaşıyorduk bunu da başaracağımızdan şüphem yoktu.Okuldan ders çalışmaya karar vermiştik ders çalıştıktan sonra ise eve kadar bana eşlik edebileceğini söylemişti belkide beni o saatte eve tek başıma göndermek istememişti korkmuştu başıma bir iş geleceğinden. Elimi tutmuştu bir anda şaşırmıştım ve şaşırmakla yetinmiş başka hiç bir şey hissetmemiştim bu nasıl olurdu oysa ki ona aşık olduğumu büyük bir sevgi beslediğimi düşünüyordum derken arkamdan gelen sesle irkilmiştim. Bu abimdi. Öz abim olduğundan şüpheliydim. Yanımıza geldiğinde Murat hala elimi bırakmamıştı. '' İrem eve git! '' diye bağırmıştı abim bense titreyen dudaklarımla '' Abi...'' diyebilmiştim. Abimin Murat'ın dudağının kenarına inen yumruğunu görebilmiştim.
Ağlayamıyordum donup kalmıştım abim beni zorla sürükleyip arabaya oturtmuştu bense gidip Murat'a bakmak istiyordum. Nasıldı yerde şaşkınlıkla arkamızdan baktığını gördüm.
''İREM ! AĞLAMA! '' babamın sesi kulaklarımı doldururken gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Abim herşeyi anlatmıştı annemle babama. Babam tekrar söze başladı '' Bu akşam İstanbula gideceksiniz eşyalarını hazırla tek bir kelime dahi etme derhal odana'' itiraz edemezdim ki zaten sana baba. O sırada annem konuşmaya başlamıştı '' Adnan gönderme kızımı ben onsuz yaşayamam '' babam her zaman yaptıgı gibi kaşlarını çatarak konuşmaya başladı '' Burası küçük yer Semiha Hanım adımı küçük düşüremem senin aptal kızın yüzünden! ''
Senin kızın değildim değil mi baba ? Abim kadar sevmemiştin ki beni zaten beni maneviyatta hep yetim bırakmıştın bi kere olsun sarılıp kokunu içine çekmemiştin, düşüp dizimi kanattığımda dudaklarını saçlarıma bastırıp ağlamamam için teselli etmemiş aksine her ağlayışımda bağırmıştın bana annem de bana hep ''Babanın yüreği senin ağlamanı istemediği için kızıyor o sana yavrum.'' Diyişlerine inanmıştım inanıyordum.Kulaklarım uğulduyordu etime çiviler çakıyorlardı. İstanbulda ki amcamların yanına gitmem emredilmişti. Murat'ı merak ediyordum nasıldı.
Bavulumu hazırladıktan sonra duşa girmiştim su iyi gelmişti babamın sinirinin geçeceğini beni affedeceğini ümit ediyordum abim kapımı tıklatarak içeri girip yatağımın kenarına oturup başını yere eğerek konuşmaya başlamıştı '' Saçlarını kurut hasta olursun orada da sakın böyle gezme orası İzmir değil hasta olursun. '' Sesindeki şefkat huzur veriyordu. Bir anda kollarını bana sarmıştı abim ilk defa bana sarılıyordu. Ağlaması ise bana şaşkınlıktan başka hiç bir şey hissettirmemişti.Anneme kollarımı doladığımda ona son kez sarılıyormuş gibi kokusunu beynime kazıdım. Babamsa koltuğundan kalkma zahmetine bile katlanmamıştı. Yanına gidip ona da sarılacakken bi anda yüzünü başka yöne çevirmiş ve abime '' Varınca ara beni '' diye tembihlemişti. Gözümden süzülen yaşlara aldırmadan arabaya oturmuştum.Tenimi çiviler saplanıyordu hala. Yola çıkar çıkmaz gözlerim kapanmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
ChickLitKARANLIK... Kalbimin sana açılan odaları hep karanlık. Çıkamıyorum oralardan aydınlanmıyor sensiz hiç bir günüm. Nereye gittin.