sunaatsu underrated.
Gözlerini rengi solmuş tavandan saatine çevirdi. Randevusuna geç kaldığını gördü, tekrar tavana döndürdü renkli gözlerini. Derin bir iç çekti ve isteksizce doğruldu yerinden. Telefonuna düşen cevapsız arama ve yanıtsız mesajlara kaydı gözü. Ve sessize almış olduğu telefon çalmaya başladı. Ekranı "Osamu'dan gelen çağrı." yazısı kapladı. Gözlerini devirdi Suna dolabına ilerken.
"Tanrım.."
Dolabını açtı ve eline ilk gelen siyah kot ve beyaz gömleği çıkardı. Ardından geniş bir sweat daha alıp dağılmış çarşafının üzerine attı. Yere sürttüğü adımlarını lavaboya yönlendirdi.
Dişlerini fırçalamadan önce baktı aynaya. Yüzünü inceledi ve gözüne kestirdiği küçük yarayla oynadı. Ardından eliyle saçlarını karıştırdı ve nane gibi kokan nefesiyle ayrıldı banyodan. Odasına ilerledi. Bir eline yanından geçtiği masadan kolyelerini alırken uzun ve zarif parmaklarıyla gelen aramayı açmak için kaydırdı telefonunun ekranını.
"Rin, nerdesin tanrı aşkına aramalarıma neden cevap vermedin?"
"Duymamışım. Hazırlanıyorum."
"...peki. Pekala ben ayarladığımız kafeteryadayım."
"Kapatıyorum?"
Gri saçlının iç çekişiyle telefonu kapatmak adına kulağından ayırdığı sırada, tanıdık bir ses duymasıyla telefonu hızla hoparlör moduna aldı.
Yanında ki komidine bıraktı telefonu sessizce. Bir yandan aramaya dikkatini verirken aynı zamanda üzerini çıkarmaya başladı.
"Samuu!"
"Sen- nerd-"
"Sunarin'le bensiz randevuya mı çıktınn?!"
Kemerini bağlarken duyduklarıyla sırıttı. Odayı sevgilisinin iç çekişi doldurdu.
"Evet. Erkek arkadaşım beni randevuya çıkarıyor. Seni ilgilendiren bölüm nedir?" Sözlerini bastırarak söylemişti. Sweatinide üzerine geçirdiği gibi telefonu eline aldı Suna.
"Bu katılamayacağım anlamına gelmiyor."
"Evet, direk siktir olup gitmen gerektiği anlamına geliyor."
Eğleniyordu duyduklarıyla. Gözüne kestirdiği termosu eline aldı. Son kez aynanın karşısına geçip kendini süzdü ve anahtar, cüzdan gibi araç gereçlerini cebine tıktı. Termosundan bir yudum alıp yere atarken kapıdan sıyrıldı ve yavaşça örtüp kilitledi sessizce. Bu esnada ikizlerin konuşmalarının bir kısmını kaçırdığını fark etti. Telefonu omzu ile yanağı arasına sıkıştırdı dikkatini tekrardan aramaya verirken.
"-nu mu zannediyorsun? Aptalın tekisin. Siktir git Tsumu. Zaten ilişkimiz zor bir dönemden geçiyor."
Otobüs durağına doğru yürüyen adımları yavaşladı, kaşlarını çattı.
"Aptal olan ben miyim? Gözlerini aç Samu."
Kısa bir sessizlik oldu. Suna aramadan çıktığını sandı ve hızla telefonu kontrol etti. Hala aramada olduğu gözüküyordu.
"R-rin?"
Yüzüne sinir bozucu bir gülümseme yayıldı.